1. BÖLÜM

195 15 16
                                    

08.03.2021

Bu sabahın ilk ışıkları ile bir son dakika haberini size iletiyorum. Herkesin tanıdığı ve sevdiği ünlü film yıldızı Gülcan Hara öldürüldü. Görüntüleri sansürsüz veriyoruz ama 18 yaş altının bakmamasını rica ediyoruz. Sabah saatlerinde Galata Kulesinin yakınlarında ki Menekşe sokakta çıplak halde Dut ağacın altında ve üstü papatyalarla kaplı halde bulundu. Bedeninin büyük bir bölümünde kesikler ve morluklar olduğu açıkça görülüyor. Bedeninde ki yaraların neden ve nasıl olduğu konusunda Polis olayla ilgili soruşturma başlatıldı, kimse nasıl oraya geldiğini ve neden orada olduğunu bilmiyor.

Kuzgun haberi okuduktan sonra, beyninden vurulmuşa döndü, birkaç davette ve partide bir araya gelmişlerdi. Şaşırmıştı, neden diye kendine sordu, 'Gülcan'ı kim neden öldürmek istesin güzel başarılı, öldürülmesi için hiçbir zemin tam anlamıyla kurulu değildi' dedi kendi, kendine. Biraz düşündükten ve bilgisayarından haberleri okurken, bir anda aklı bu hikâyeyi yazma fikri ile dolmuştu. Bu hikayenin detaylarını öğrenmek ve bu hikâyeyi yazmak istiyordu, hem tanıdığı insana karşı vazifemi yerine getirmiş olur, hem de gerçek bir kurgu fırsatı eline geçmişti. Kafasını içerisinde nasıl kurgulayacağını düşünüyordu. Evin içerisinde bir sağa bir sola doğru yürüyordu. Bu hikâyeyi benim yazmam lazım, bu hikâye ve cinayet beni yansıtıyor diyerek evin içerisinde odadan odaya dolaşıyordu. Saatine baktığında geç kalacağını anladığı gibi hızlıca Banyoya duşa girmek için yöneldi.

Aradan birkaç dakika sonra Kuzgun duştan çıktığı gibi hızlıca üstünü değiştirdi, saatine baktığında hızlıca bilgisayarını ve imza için aldığı özel isimli kalemini ceketinin cebine koyduğu gibi evden ayrıldı. Aşağıya otoparka indiğinde, şoförü Cengiz oradaydı, Cengiz'e selam verdikten sonra arabaya bindi.

"Kuzgun Bey, haberleri gördünüz mü, arkadaşınız Gülcan Hanım öldürülmüş, çok üzüldüm başınız sağ oldun."

Kuzgun hiçbir şey söylemeden sadece bilgisayarını açtığında karşısında Gülcan Hara ile ilgili haberler, aklının içerisinde halen bu olayın nasıl olduğunu ve yazma isteği ile doluydu kafası. Kitapçının önüne geldiğinde araba durdu, Cemil arkasını dönüp.

"Kuzgun Bey geldik."

Kuzgun bilgisayarına dalmıştı, Cengiz'in seslenmesi ile bir anda ürktü, tamam anlamında kafasını salladı Cengiz arabadan indi, Kuzgun hızlıca ceketinin cebinde ki güneş gözlüğünü çıkartıp taktı. Cengiz kapıyı açması ile arabadan indi, etraf hınca hınç doluydu, Serap'ın yanına gelmesi ile beraber kitapçıya girdiler. Kuzgun içinden hemen bitse de hikâyem için bilgi toplasam diye düşünüyordu. Kitapçıya girdiklerinde, herkes tek bir ağızdan Kuzgun Asaf diye bağırıyorlardı. Kuzgun gördüğü ilgiden memnun gibiydi, içeriye girdiklerinde, ilk önce kitapçının sahibi, Nazım ile tanıştı. Kendisi için hazırlanan masaya oturdu ve sırayla, herkesin kitabını imzalamaya başladı. Kuzgun ne kadar hızla imzalamaya çalışsa da olmuyordu 4 saate yakın imza ve fotoğraf çekimi yapıldı. Kitapçıdan çıktıklarında, Kuzgun'un yüzünde yorgunluk vardı. "Serap" diye seslendi.

"İşin yoksa önce bir yemek yiyelim, ondan sonra bir bara geçeriz, olmaz mı?"

"Güzel olurdu ama akşam başka birisine sözüm var, ben sadece sana yemekte eşlik etsem olmaz mı inşallah konuşmak istediğin konu telefonda benimle tartıştığımız konu değildir?"

6 Kurban 1 KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin