2.0

580 26 5
                                    

Oğuz'dan

Sağ tarafa dönüp tekrardan uyumaya çalıştım. Her gözlerimi kapattığımda Melek'in ağlayan yüzü önüme geliyor ve uyumama engel oluyordu. Nefesimi kesiyor, kendi kendime sinir olamama sebep oluyordu. 

Kızarmış gözleri, şişmiş dudakları gözümün önünde belirdiğinde ağlamaklı bir sesle gözlerimi açtım. Saat 2 olmuştu ve şuan tek istediğim uyumaktı. Güzel, soluksuz bir uyku.

O kız şuan ne haldeyken, sen uyumak mı istiyorsun?

İç sesimin bana yaptığı baskıya daha fazla göz yummayarak sert bir sesle, "Sanane," dedim. "Seni mi ilgilendiriyor. Her şeye karışıyorsun?" Olmayan biriyle konuşmam sinirimizi bozarken biri bu halimi görse delirdiğimi düşünebilirdi. 

Daha fazla beni içine çeken bu yatakta yatamayacağımın farkına vardığımda yataktan kalkıp odadan çıktım. Ağrıyan başım ile küçük bir küfür savururken mutfağa ilerleyip ağrı kesici içtim. 

Başımı mutfak masasına dayayıp gözlerimi kapattım. Şuan onun yanına gitmemi, ona gerçekleri anlatmamı isteyen o içimdeki sesi dinlemek istedim. Haklı olduğumu, yanlış anladığını, kumpasa düştüğümü anlatmak istedim.

Ama gururumu bir hiçe sayıp gidemezdim. 

Bana inanmayacağını bile bile ona gidip yalvarmayacaktım. Her zaman aramızda dönen, bana inanmayan o laflarını işitmeyecektim.

Telefonuma gelen bildirimin sesi yatak odasından kulağıma geldiğinde yüzümde hafif bir tebessüm oldu. Bizimkilerden bir mesajdı ve şuan dışarı çıkmaya çok ihtiyacım vardı. Ayağa kalktığımda yatak odasına girip gelen mesaja baktım. 

Kaşlarım çatılırken bunun bana neden ikidir yazdığı sinirimi bozmaya başladı. Derin bir nefes alıp yatağa oturduğumda başımı duvara yasladım.

"Neden allahım, neden ben?"

Ağlamaklı çıkan isyanımdan sonra uygulamadaki ara yüzü açtım. 

0533+: Çok geç kaldığını söylemiş miydim?

Ah be Oğuz.

Gerçekten şuan senden bir şeyini alıyor almak o kadar gururumu okşuyor ki.

Yukarıda yazıyor imgesi belirse de çatık olan kaşlarım daha da çatıldı. Bu adamı bulursam kesin iyi bir dövecektim. Benden kurtuluşu yoktu. 

Şuan göğsümde uyuyan kızın o narin görüntüsü

Hala neyi kaybettiğinin farkında değilsin. 

Aklımda şimşekler çakarken daha yeni farkına varmıştım. Melek'ten bahsediyordu. Elimden aldığı şey Melekti. Şuan göğsünde uyuyan kızda Melek'ti. İçimdeki kıskanç damarım şaha kalkarken sinirle parmaklarım klavye de dolandı.

Seni sikerim puştu.

Bekliyorum :)

Adresi biliyorsun.

Melek'in evinden bahsetmesi alaylı bir gülümseme sunmamam sebep olsa da hızlıca yataktan kalktım ve dolaptan siyah sweatı alıp üstüme geçirdim. Telefonu arka cebime atarken lambayı kapatıp evden çıktım.

Soğuk rüzgar yüzüme vururken Melek'in oturduğu sokağa gelmiştim. Adımlarım onun evine doğru hareket ederken sadece, o adamı dövmek için oraya gittiğimi kendime ikna etmeye çalıştım. Asla ve katiyen Melek'i görmeye ya da onunla olması beni kıskandırdığı için şuan onun evinin önünde değildim. 

Düşündüklerim iyice sinirimi bozarken sinirle kapıya iki üç kere vurdum. Kapının açılmasını beklerken sabırsızlıkla daha güçlü vurdum bu sefer.

"Ne var ya?" Kapıdan Melek'in uykulu sesi gelirken anahtarların açılma sesi duyuldu. Siyah kapı sonunda açıldı.

Melek, pembe ayıcıklı pijaması ile kızarım ve bir o kadar da uykulu gözlerle bana bakıyordu. 

Adam madam yoktu ama ben Melek'i çok özlemiştim.

NEFRET -TEXTİNG-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin