0.7

1.1K 32 4
                                    

 
Araba kuaförün önünde durduğunda Melek arabadan inmiş ve şapkasını düzeltmişti. Saçları o kadar kötü duruyordu ki öyle çıkmaya utanmış, üstten bağlayarak şapka takmıştı.

"Hadi girelim." Oğuz, Meleğe seslendiğinde, Melek onu onaylamış ve kuaförün kapısından içeri girmişti.

İçerideki kadın  saygıyla ayağa kalktı. "Hoşgeldiniz efendim." Melek kadına ufak bir gülümseme gönderdiğinde Oğuz durumu ele aldı.

"Melek Akbay adına rendavu almıştık." Kadın başını onaylar anlamda salladı.

"Bizde sizi bekliyorduk efendim. Melek hanım," dedi ve masanın önündeki koltuğu gösterdi. "Lütfen oturun." Oğuz cesaret amaçlı Meleğin elini sıkmıştı. Şapkasını çıkarıp masaya koydu ve koltuğa oturdu.

Melek koltuğa otururken Oğuz yanına, görevli kadın ise arkasına geçti.

Kadın sakince Meleğin tokasını açtı. Yamuk yumuk kesilen saçlar özgürlüğüne kavuşurken Meleğin dolu gözleri Oğuzu buldu.

"Saçınızı kesip tüm tutamları aynı boyuta getirme kararındayım. Sonra isterseniz ek saç ekleriz." Melek kadının önerdiği şeyi duyunca hızlıca dikleşti.

"Hayır, istemiyorum," dedi ve bakışlarını Oğuz'a çevirdi. "Daha çok kesmelerini istemiyorum."

Oğuz Meleğin ani tavrı ile şaşırsa da hemen toparlanmış ve Meleği sakinleştirmek istemişti. "Melek, böylesi daha iyi olucak. Hem istersen ek saç taktırırız. Saçların gözükmez bile."

Melek sinirle ellerini Oğuzun elinden çekti. "İstemiyorum," dedi öfkeyle. Meleğin bu asi tavrı Oğuz'un hoşuna gitse bile koltuktan kalkmaya çalılan Meleğ'in kalkmasına izin vermemişti.

"Sakin ol, Melek." Melek debelenmenin faydasız olduğunu anladığında omuzlarını düşürüp geri yaslandı. Oğuz kadını başı ile onayladığında Melek ses çıkarmamış kaderine razı gelmişti. Zaten saçları gitmişti ve yapacak bir şey yoktu.

Kadın kısa bir fön çektikten sonra makası eline almıştı. Makası bir kaç kez açıp kapattığında Meleğin gözleri dolmuş bir yaş akmıştı.

Oğuz içinden küfürler sıralarken kadın Meleğin saçlarını kesmeye başlamıştı. Kadın her makası oynatıp saçlarını kestiğinde Meleğin saçlarıyla eş değer olarak göz yaşlarıda dökülüyordu.

"Bitti," dedi kadın. Melek gözlerini yavaşça açıp aynadaki karşıtını incelemeye başladı. Sırtına kadar gelen saçları artık kulağının hemen altında bitiyordu. Önceki gibi kötü bir görüntü yoktu. Düzelmiş gibiydi.

"Bence güzel oldu Melek." Oğuz, Meleği mutlu etmek için sesinin dozunu biraz arttırmıştı. Melek cevap vermemiş sadece omuz silkmişti.

"Şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu kadın. İkisinde bakışları Meleğe döndü.

"Şey," diye mırıldandı Melek. Sonra omzunu dikleştirdi ve kendine çeki düzen verdi. Saçları gitmişti artık ve ağlamak onları geri getiremiyordu. "Saçlarımın renragrenk boyanması istiyorum." Oğuzun kaşları alayla kalkarken böyle bir şey isteyeceğini tahmin etmiyordu.

Kadın onaylarak boyaların olduğu kısma gittiğinse ikili tek kalmıştı. "Parasını sen ödersin,"  dedi Melek, sinsice gülümserken.

"Öderim. O sorun değil. Sen mutlu ol yeter." Melek sadece omuz silkti. Her zaman Oğuzdan iğrenen bir tarafı vardı ve bu tarafı Oğuz ile arasının iyi olmasına engel oluyordu. İyi ki de oluyordu.

Kadın boyaları getirmiş, tek tek saçlarını boyamış ve beklemeleri için bekleme koltuklarına almıştı.

" İyi misin?" diye sordu Oğuz. Melek yine omuz silkti ve telefonunu çıkardı. "Hep böyle mi olucak?" diye sordu Oğuz. Melek bakışlarını telefondan çekip Oğuza dikti.

"Hep böyle mi olucak derken? Bu ilk ve son konuşmamızdı Oğuz. Sen arkadaşlarının yaptığı şeyi temizledin bende izin verdim." Oğuz'un dudağının kenarı alayla kırıldı. Ve Meleğe yaklaştı.

"O gün," diye fısıldadı. "Yine bu durumda, dudak dudağayken, öyle demiyordun Melek. Bu işi sen başlattın ama ben bitti demeden bitmez."

Bu sefer Melekle alayla güldü. Eskiden olsa şuan nefesi kesilmiş, konuşamaz halde olurdu ama eski Melek yoktu artık.

"Öyle mi Oğuz?" dedi ve nefesini Oğuza doğru üfledi. Artık etkilenen değil, etkileyen taraf olamak hoşuna gidiyordu. " Senin kararlarım benim yanımda hiç artık. Ben istersem başlar, ben istersem biter." Oğuza inat biraz daha yaklaştı.

"Ben istersem devam eder."

NEFRET -TEXTİNG-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin