17

2.4K 160 39
                                    

slm
cok ozue dilerim ben bi kasarim
Yazmak için hiç motivasyonum yok  agliuom

Nova'dan

Zorlukla uzandığımda baldırımdaki kaslarım fazlasıyla sızlıyordu. Sporda en nefret ettiğim şey kesinlikle esnemekti. Bırakın kasım yırtılsın gebereyim size ne yani? Esnemek istemiyorum.

Kendi kendime sızlanırken belim ve kalçam arasındaki yere baskı hissettiğimde sinirle inledim.

"Lutfen bana Zincirli Kuyu Mezarliğindan yer ayırtin." dediğimde arkamdaki kişi kahkaha atmıştı.

"Sen orayı nereden biliyorsun?" dedi Emre üzerime eğilerek esnememe yardımcı olmaya devam etti.

"Uzun bir sure burada yaşadim ben." dediğimde,

"Bu tarz benimsindeki kadın mısın sen? Hâlâ Türkçe'yi sökemedin."

"Gayet guzel konuşuyorum. Ama bazen benim Turkçe yetmiyor." dedim gülerek.

"Aşmışsın kendini." dediğinde gülüşüm yavaşça duruldu. Esnemeye devam ederken belimde hissettiğim ellerini asla çekmedi.

"Nasılsın?" dedi durgun bir şekilde.

"İyiyim,siz?" dedim. Evet,adeta domalırken sohbet ediyorduk.

"Çok sessizdin bugün,gerçekten iyi misin?" diye ısrar etti.

Elimle bileğinden tutup bedenimden ayrıdıktan sonra doğrularak dizlerimi kırdım. Rahat bir şekilde oturup gözlerimi gözlerine diktim.

"Kısmen iyiyim." dedim kısık sesle.

"Neden?"

Sessiz kaldım sadece. Çünkü anlatmak istemiyordum.

"Sadece sarılsaniz?" dediğimde dudağı kıvrıldı. Anında geçiştirdiğimi fark edip düz bir çizgi halini aldığında beni reddedeceğini düşünerek korktum. Ama o beni şaşırtarak kolumdan tutup kaldırdı. Kendi odasının koridoruna girdiğimizde kalbim hızlanmıştı.

Kapıyı açıp beni içeri çektiği gibi kapıya yasladı. Benim yükümle birlikte kapı gürültüyle kapandığında yanağıma derin bir öpücük kondurdu.

"Sorunu anlatacak mısın?" dedi kapıyı kilitlerken. Ben ne diyeceğimi düşünmeye başladığımda o camın perdesini kapattı. Dışarı bakan camınkini de kapatarak karanlığa gömüldüğümüzde hafif loş ortamda gözlerim kısıldı.

"Kendimi ifade edemeyeceğim.." dedim hüzünle. Ben Rusça bile konuşurken kendimi ifade edemiyordum. Binlerce dil bilsem,milyonlarca kelime dolansa dilime yine de kendimi hep yanlış ifade ederdim.

"Rusça anlat istersen? Translate var." deyip beni bir anda kucağına aldı. Panikle omzularından kavrayıp bacaklarımı beline sardım. Düşme tehlikesini tamamen yok etmek için beni kalçamdan destekledi.

"Oyle değil... Ben anlatamiyorum kendimi." Gözlerim aşağı düştüğünde o koltuğa oturmuştu.

"Bana bak Nova," deyip çenemden tutarak yüzlerimi yaklaştırdı.

"Ben seni ne olursa olsun anlarım."

Dudaklarından dökülen Rusça kelimelerle kalbim on kat daha hızlandı. Avuç içlerim terlemeye başladığında birkaç basit kelimenin beni bu kadar etkilemesini beklemiyordum. Gözlerim dolarken ona atılıp boynuna sarıldım,yüzümü boynu ve omzu arasındaki yere gömdüğümde ağlamamak için dişlerimi sıktım. Ama çokta bir işe yaramadı. Sıcak yaşlarım onun oyuğuna doldu,

"Yapma..." dedi.

"Yapamıyorum.." dediğimde sımsıkı sarıldı bana.

" Hayatımda hiç böyle hissetmemiştim.Ağlaman bana nasıl hissettiriyor biliyor musun?" Sorusuna 'bilmiyorum'dediğimde saçlarımı okşadı.

"Sanki-" nefesi kesiliyormuş gibi duraksadı. Adem elmasının aşağı-yukarı hareket etmesiyle yutkunduğunu anladım.

"Sanki buzullar eriyormuş gibi,dünyanın sonu yakınmış gibi. Buzulların eridikçe boğulmaktan başka çarem yokmuş gibi..."

Ona daha fazla sarılmak istedim. Zaten birleşik olan bedenlerimiz arasından hava dahi geçmezken kaburgalarımız birbirine geçsin ister gibi biraz daha sıktım.

"Ağlamamaliyim o zaman." derken bile hıçkırıklarım kesilmemişti. Ondan ayrılıp hızla sildim gözyaşlarımı. Ardı arkası kesilmeyen yaşları her aktığında silmeye çalıştım. Birkaç dakika sonra tebessüm ederek silmekten acıyan yanaklarımı okşadı.

"Ağlamanın nedeni her kim ise ve her ne ise mahvetmek istiyorum..."

"Ben sizden harbi hoslaniyorum" dedim aniden. Bedeni kasılırken hızla büyüyen gülümsemesiyle üzerime atılıp yanaklarımı öptü.

"Bak yapma böyle," nefesi yüzüme çarparken; "Daha çok sevesim geliyor." diye fısıldadı.

"Sevin." dedim kısaca.

"Seveyim." Yanağımı okşarken telefonumun sesi yükseldi. Spor yaparken koymayı unuttuğum için dudağımı dişledim.

"Hay şansıma.." diyen Emre'ye cevap vermeden çalan telefonu açtım.

Abimin sesiyle yutkundum.

"Eve gel,derhal." dediğinde cevap bile veremeden kapandı.

"Kimmiş?" dedi Emre.

"Abim." deyip kucağından kalktım.

"Eve çağırıyor,gitmem lazım." dediğimde anlamasada kafasını salladı. Kapıyı açtığında hemen çıkmama izin vermedi. Göz kapaklarımı okşayarak şakağımdan öptü.

"Ağla bir daha,tamam mı?" dediğinde düşünmeden onayladım.

Söz veremem.

Oradan ayrılırken stresten tırnak etimi deştiğimi kimse bilmedi. Abim ise başımıza bela olacak gibiydi.

**
tekratdan ozur

VE COK OZLEDİM SİZİ YEÖİNLE LUTFEN OPİM Bİ TANE

AAAAA

NEYSE GORUSUSUDR BAU  BAY

Body ▪︎ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin