ÇAMUR 🕳️

299 9 0
                                    

    Elsima yaylaya gitmek için orman yolunu kullanmıştı. Deniz için anılar canlandı gözünde, ürkek ceylan ilk sarıldığı yerdi. Her yeri saran yemyeşil olan orman kokusu,  çamurlu yolda araba kullanmak zordu ama köylü kızı iyi idare ediyordu. Deniz konuşmaya başlamıştı.
"Prensesim ne düşünüyorum biliyor musun?
" Ne düşünüyorsun merak ettim bak şimdi. "
" Bak şimdi araba yolda kalsa arızalansa, telefonlar çekmese kuş uçmaz, kervan geçmez, kimseciklerin bizi rahatsız etmeyeceği yerde sen ve ben bütün gece beraber olsak kokun üzerime sinse."
Köylü kızı gözlerine anlamlı  anlamlı baktı.
" Bakma öyle seni üzecek incitecek  en önemlisi senin isteğin dışında asla dokunmam."
"Biliyorum bal kafalı da ben kendime güvenemiyorum. Seninle zaman geçirmeye öylesine alışmışım ki rüya bu yaşananlar, kötü kalpli kraliçe gelip uyandıracakmış gibi hissediyorum."
   Deniz'in  içinde tarifsiz korku, İstanbul çocuğu sevdiği kadının sadece elini tuttu kullanılacak bir cümle bulamadı. Çünkü kötü kalpli kraliçe Derya er ya da geç bütün gerçekleri ortaya çıkacaktı. Gerçekleri benden duymalı diye geçirdi içinden ama  nasıl anlatabilirdi ki geçmişini öğrendiği an çekip gideceğini, yüzüne bile bakmayacağını biliyordu. Yok ben kabul edemem Elsima olmadın yaşamaya hazır değilim.
   Yükseğe çıkınca hava sertleşiyor ormanın serinliği daha da bir hissediliyordu. Amazon ormanlarına vardıkça manzara güzelleşiyordu. Kurak yolları, soğuk serin suları, çevresi geniş ormanı hayvanların ortak alanları oldukça büyük olması Deniz'i korkutmuştu. Hayvanları aşılanması uzun sürme ihtimali Prenses ile zamanın kısıtlı olması demekti. Yüzündeki mutluluk ifadesi kaybolmuştu.
   Köylü kızı yanağına bir öpücük kondurdu.
"Hiçbir şeyi seninle geçireceğim zamandan alıkoyamaz iki, üç  saate kalmaz aşılama biter  sevdiğim. " "Nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsun anlamıyorum. " "Etrafına bak sana hayvan yok, akşam Halil amca ile konuştum. Saat onda bütün hayvanlar  ahırda olacak."
Gençler için yol bitmişti.
      Araba çamurda daha fazla ilerlemiyor, zaten yerleşim yerine az bir yol kalmıştı .Elsima alışkındı bu  çamurlu yola da Deniz için zor olacaktı. Köylü kızı arabadan inip aşı malzemeleri almak için Arka kapıya yöneldi kapıyı açtı. Eğilirken bir el bedenine sarıldı öylece kalakaldı. Bedene sarılan el onun nefesini kesmeye  yeterliydi .Deniz sevdiği kadının öylesini özlemişti ki saçını kokladı kulağına o sihirli cümleyi söyledi.
"Seni ölesiye seviyorum benim ürkek ceylanım."
   Geriye doğru döndü birkaç saniye de olsa nefesini kesen adamın kollarına bıraktı kendini. Ağustosun ortalarında olmasına rağmen yüksek kesimlere yağmur yağınca hava soğuyor. Azıcık da olsa insan içine titreme düşüyor, köylü kızı içindeki o titreme ile sevdiği adamın ateşiyle ısınmaya karar vermişti.  Belki de yakınlaşma bugün ki yaşanacakların habercisiydi. Bu öpüşme burada kalmayacaktı. Birbirlerine ait olan bu iki beden aşklarının ateşinde yanacaklardı.
   Ürkek ceylan, ürkekliğini gösterip geri çekildi. Bal kafalı yüzüne baktı. "Bıraksalar beni  son nefesimi bu kollarda veririm."
Deniz  yine karamsarlaştı içindeki bu acı gittikçe büyüyor büyüdükçe içinden çıkılmaz hal alıyordu. Prensesine sımsıkı sarıldı.
"Seni çok seviyorum bıraksalar beni bu kollarda son bulur nefesim. Eee şimdi günaydın öpücüğü olmazsa olmaz değil mi?
Dün geceden sonra dudaklarım aşka susadı. Elsima'nın dudaklarını ıslak ıslak öptü.
"Enerjimi topladım gidebiliriz şimdi." "Hadi oradan enerjini toplamış göreceğim seni bakalım bu çamurlu  yayla yolunda nasıl yürüyeceksin. "
" Yeter ki sen ol yanımda ben her şekilde yürürüm."
      Elindeki malzemeleri alıp yürümeye başladı. Yürümek değildi bu kaymak gibi bir şeydi demeye kalmadı. Deniz elindeki malzemelerle birlikte yerdeki çamura saplandı. Prenses  gülme krizine girdi ama nasıl gülmek bu yüzünde mutluluktan çiçekler açmıştı. Deniz kızgın kızgın bakacaktı fakat yüzündeki  gülümseme her şey bedeldi. Mutluluğu ayak uydurmaya çalıştı. Belki de böyle mutlu olmak mı bilinemezdi.
      Yerden bir çamur parçasını alıp yüzüne fırlattı.
"Ne yaptın ya sen şimdi görürsün yere eğildi bir avuç dolusu çamur alıp attı."
"Prenses bunu bana yapmayacaktın kaç şimdi seni yakalarsam sonu kötü olacak."
Yerden ayağı kalkmadan tekrar çamura saplandı. Elsima elini uzattı. "Gel hadi tut elimi kıyamadım aşkım." Uzatılan eli tuttu Ayağa kalkınca, belinden tutup kendine çekti.
" Evet şimdi nereye kaçacaksın bakalım kollarımda canımdasın."
" Asla kaçamam canında olmak istedim   yer orası. "

SEVDİKLERİNİZ HAYATTAYKEN YANINIZDA SAPA SAĞLAMKEN SÖYLEMEK İSTEDİĞİNİZ TÜM GÜZEL CÜMLELERİ SÖYLEYİN. ÇÜNKÜ YARIN GEÇ OLABİLİR... ✨

BALCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin