Güneş yavaş yavaş dağların ardına çekiliyor , kayboluyordu . Papaz Samuel kilisedeki işlerini bitirmişti artık evine gitmek için hazırlanıyordu .
Samuel cübbesini ve tören kıyafetini özenli bir şekilde çıkarıp katlamış ve onları kilisenin küçük ama gösterişli olan dolabına yerleştirmişti . Bugünlük burada son bir görevi kalmıştı kilisenin arkasında yer alan mezarlığa giderek oğlu Leanardo'nun kabrini ziyaret edecekti .Samuel kilisenin büyük ve geniş olan kapılarını açtı içeriye güneşin son ışık demetleri doluşmuştu . Dışarısı hafif serindi , Samuel eşikte bir zaman bekledikten sonra kilisenin kapılarını kilitledi ve geniş basamaklardan aşağı indi . Daha faytonunun gelmesine vardı bu demek oluyordu ki oğlu ile biraz vakit geçirebilecekti .
Samuel toprak yolu takip ederek kiliseni arkasındaki mezarlığın girişne geldi oğlunun mezarı bu büyük mezarlığın orta kısımlarında yer alıyordu . Burada ölümün sessiz çığlığından başka bir ses yoktu . Samuel yavaş yavaş ilerledi ayağı yere değdikçe kurumuş olan yaprakların toz haline gelişinin sesisi duyuluyordu .
Nihayet gelmişti Parris aile mezarlığında sadece sekiz kişi bulunuyordu fakat Samuel'in yüreğine kor ateş düşüren tek kişi vardı ... Samuel oğlunun mezarının baş yanında diz çöktü nemli olan toprağı eli ile okşadı canı çok yanıyordu belli etmesede çok yanıyordu . Doğrusu bu acıya kalp dayanabilir miydi ? Samuelin gözlerinden yaşlar akıyordu , yüreği kan ağlıyordu fakat kendini toparlamalı idi bu Tanrının ona verdiği bir sınavdı .Samuel gözyaşlarını sildi ve sağ eli ile boynundaki haç kolyesini sımsıkı tuttu daha sonra haçı dudaklarına götürüp öptü . Son dualarını tamamladı ve ayağa kalktı mezarların arasından patika yola geçti arkasına baktığında ise Parris aile mezarlığının biraz ötesinde bir silüet gördü bu karanlık gölge gri bir sis bulutunun içindeydi . Kendisinin üstüne doğru yavaşça geliyordu bağırıyor ve çığlık atıyordu .
Samuel'in nutku tutulmuştu ilk defa böylesine korkunç bir şey ile karşılaşıyordu . Bu silüet neydi ? Şeytan mı ? İblis mi ? Veyahut kötü güçlerin alet ettiği bir aracı mı ?Samuel ceketini cebinden çıkardığı İncilden pasajlar okumaya başladı . Silüet bir an duraksadı fakat çığlığı daha da güçlenmişti Samuel'in kulak zarlarını patlatacak kadar güçlü bir çığlıktı .
Samuel okumaya devam etti . Kuvvetli bir rüzgar çıkmıştı , çığlık rüzgarın gücüne yenik düşmüştü ve usulca kesilmişti .
Samuel kapalı olan gözlerini açtığında o karanlık gölgeden geriye hiç bir şey kalmamıştı . Samuel'in dudakları korkudan kurumuştu , yüzü sapsarı kesilmişti . Hızlı adımlar ile mezarlıktan çıktı , toprak yola gelmişti . Kilisenin önünde onu uşağı Joseph ' in beklediğini gördü . Samuel tek bir kelime bile etmeden faytona bindi , elleri titriyordu , korkudan vücut ısısı düşmüştü .
Joseph yavaşça efendisine nereye sürmesini emrettiğini sordu . Samuel yalnızca malikâne dedi ve fayton harekete geçti . Samuelin aklındaki düşünceler ise faytonun tekerlek sesleri ve atları koşuşturma sesleri arasında kaybolup gitti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salem Cadıları
Action17.Yüzyıl Amerika'sında tarih ilk defa böylesine ilginç bir duruşmaya imza attı. Massachusetts'e bağlı Essex, Suffolk ve Middlesex hanelerinde sulh yargıçları tarafından yönetilen mahkemelerce bir gurup insan cadılıkla suçlandı ve mahkemeler sürdüğü...