41 kere maşallah efendim maşallahİyi okumalar...
Eğer birisi bana içinde bulunduğum durumu tek kelime ile özetlememi isteseydi muhtemelen o kelime "gerilim" olurdu.
Çünkü, bir gerilim filminin tam can alıcı sahnesi başlamadan önceki o sessiz ve ürkütücü ortam tam olarak şu andı.
Hyuna noona şarabından küçük bir yudum alıp çubuklarını tabağının yanına bıraktı.
"Eğer burayı bulup gelecek kadar ciddiyseniz, arkadaşınıza gerçekten değer verdiğinizi düşünmek istiyorum."
Jungkook ve Yoongi hyung sessizce başlarını salladılar. Hâlâ ne olup bitiyor kestiremediğim için sadece yemeğim ile ilgilenip çıt çıkarmadan konuşulanları dinliyordum.
Ayrıca geldiklerinden beri ne onlarla konuşmuştum ne göz teması kurmuştum. Jungkook benimle konuşmaya çalıştığında Minho hyung ya da Hyojong hyung benim yerime cevap veriyordu.
Bunun için onlara gerçekten minnettardım aksi takdirde ben konuşmaya çalışsam hıçkıra hıçkıra ağlardım.
"Birden çıkıp rahatsızlık verdiysek özür dileriz ancak Taehyung'u gerçekten çok merak ediyorduk ve bütün kuzenlerini tek tek aramak inanın hiç kolay değildi.
Eğer pot kırmasaydınız Daegu'ya gitmeyi planlıyorduk. Ben de Daeguluyum bu arada. Orada bir ağaç kavuğuna bile saklansa bulurdum yani."
Yoongi hyung, kendinden emin bir şekilde konuşunca gülümsemiştim. Gülümsemiştim çünkü o an gerçekten sevildiğimi hissetmiştim, değer gördüğümü, arkadaşım olduğunu... Ah, sevildiğimi demiş miydim?
"Yoon hyung haklı. Eğer Yurt dışına çıkmamız gerekse bile bir şekilde yurt dışına çıkar ve yine seni bulurduk Taehyung.
Biliyorum, Jimin ve Hyejin'den dolayı özellikle de Jin hyung yüzünden çok kırıldın. Ama biz seni çok seviyoruz, Yoongi hyungu bilirsin, Hoseok hyung dışında sevgisini gösteremez insanlara ama baksana! Seni bulmak için ne kadar uğraştı.
Ayrıca Hoseok hyung Jimin ve Hyejin'e çok kızmış. Yani... şahsen ne dedi bilmiyorum ama bize 'O Taehyung buraya gelmezse onu kulaklarından tavana asarım' dedi. Hoseok hyung biraz geriden geliyor galiba?"
Yoongi hyung kolunu Jungkook'un karnına geçirince gülmeden edemedim. Size şu an hissettiğim şeyleri nasıl anlatabilirdim ki?
İki kelimeye mest olmuştum işte. Beni seven arkadaşlarım vardı. Uzun bir süre sonra bu cümleyi kurmak benim için o kadar zor ama bir o kadar da önemliydi ki...
Beni seviyorlardı, biz arkadaştık. Beni seviyorlardı, biz arkadaştık. Beni seviyorlardı!
Tanrım!
Rüya gibiydi...
Ağlamak istiyordum. İçim dışıma çıkana kadar ağlamak istiyordum ama bu sefer mutluluktandı.
Yoongi hyung ve Jungkook'un şu an "kandırdık ezik!" demelerini bekledim içimden 10'a kadar sayarak.
Ve ne oldu biliyor musunuz?
Demediler. Bana ezik demediler! Beni gerçekten seviyorlar!
Birden ayağa kalkıp Jungkook'un ve Yoongi hyungun arasına geçip kollarımı boyunlarına sardım.
Kocaman gülümserken gözlerimden bir bir yaşlar dökülüyordu.
"Çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız..."
Sesim fısıltıdan farksızdı ancak beni duyduklarını biliyordum. Sesli söyleyemeyecek kadar utanıyordum yine de sonuç olarak söylemiştim işte.
Onlar da sarılışımı karşılıksız bırakmamış, bana geri sarılmışlardı. 3 arkadaş sarılırken -arkadaş dedim fark ettiniz mi? Çünkü biz arkadaştık- elimde olmadan ağlamaya devam ediyordum.
"Ağlama artık. Nesin sen bebek mi? Aigooo minik bebek Taehyung~"
Jungkook'a gülerken başımı Yoongi hyungun boynuna gömmüştüm. O kadar mutluydum ki... Tanrı'ya, bana böyle güzel arkadaşlar verdiği için pek çok kere teşekkür etmiştim.
"Eeeeee bu güzel görüntüyü kutlayalım! Üçünüze de şarap koyuyorum! Benden."
Hyuna noona bize göz kırpıp kadehlerimize şarap doldurduğunda gülmüştük. Ellerimize tutuşturup kendi kadehini eline alıp kaldırdı.
"Size!"
"Arkadaşlığınıza!"
"Sağlığımıza!"
Çok soft oldum
Ağlayacağım sanırım....
NASILDI NASILDI GÜZEL MİYDİİİ
Diğer bölüm ne yazacağım hiçbir fikrim yok sizden biraz fikir dızlayayım diyorum
Buraya dızlamalık fikirler alayım♡
Görüşürüzzzzz♡♡♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunshine Boy ~ Taejin Texting
Short Storytexting ~Hikaye açıklaması~ vantaegoh: Jin Coğrafya dersinde bir daha "Size güneşin tanımını yapabilir miyim?" diyerek beni anlatma