OUF LİSE SON OLUP BÖLÜM YAZAN HERKESE SAYGILAR EFENDİM BEN 11 OLUP DERSLERDEN BÖLÜM YAZAMAZ HALE GELDİM çünkü çok eksiğim var :(Neyse geç olsun güç olmasın diyelim
İyi okumalar aşklar♡♡
.
.
.
.
.Taehyung ve Seokjin... Birbirinden en uzak köşeye oturtulmuş iki çocuk... Evin içinde top oynamış da annesinin en sevdigi vazoyu kırmış gibi suçlulukla başlarını önüne eğen, oysa ki tek suçları birbirlerini sevmek olan iki aşık genç.
"Yazıklar olsun," dedi Bayan Kim. "Senin için verdiğim onca emeğe yazıklar olsun. Bu mu bize ettiğin teşekkür? Bu mu bizi gururlandırışın?"
Kadın, gözlerini silip burnunu çeken oğluna aynı ıslak, kızarık gözlerle baktı.
"Ya sen peki? Sen bozdun benim oğlumu. Sen yoldan çıkardın onu. Biz sana soframızı açtık, oğlumuz yerine koyduk. Böyle mi minnet gösteriyorsun sen?"
Jin, kızaran kulaklarıyla eğdiği başını kaldırmadan parmak uçlarına bakmaya devam etti.
"Okulunu değiştireceğiz. Psikoloğunun verdiği ilaçları kullanacaksın. Gerekirse Daegu'ya döneceğiz ama dü-ze-le-cek-sin!"
Taehyung, her bir hecede, yerinde daha da küçüldü.
Ne yapmıştı?
Yıllarca yalnız kalmıştı.
Başka?
Çok çalışmıştı, ailesini gururlandırmak için.
Ya sonra?
Sevmişti sadece. Kalbi hızlanmıştı. Kimseye zarar vermemişti ki. Yoksa birini sevmek, cinsiyet ayırt etmemek; böylesine yanlış ve cezalandırılması gereken bir hastalık mıydı? Yanlış mıydı yaptığı?
O zaman neden bu kadar doğru hissettiriyordu?
"Na-nasıl yani?"
Jin, bütün cesareti uçup gittiğinden beri ilk kez konuştu. Sesi çatallanmıştı. Yoksa o da içine içine mi ağladı, diye düşündü Taehyung. Haklıydı da bir yandan. İçine içine ağlıyordu sevgilisi. Onun için en doğru kişiyken, "en yanlış insan" olmuştu. Çakılmıştı yere.
"Senden ve hastalıklı olan herkesten uzak tutacağım oğlumu. İyileştireceğim onu. Benim sahip olduğum tek evladım. Onun iyiliği için yapamayacağım tek bir şey yok."
"Hayır. Hayır bu doğru değil."
"Ne doğru değil, Tanrı aşkına! Saçmalık! İkiniz de hastasınız! Has-"
"Yeter!.."
Saatlerdir suskunluğunu koruyup, inci tanelerini akıtan Taehyung konuşmuştu.
"Yoruldum artık, yeter. Ne olursun anne dur artık. Ben kimseye zarar vermedim. Elimi kana bulamadım, kumarda paramı kaybedip yoksulluk çekmedim. Ya da hasta değilim, anne; anne ben hasta değilim. Jin de değil.
Biz hasta değiliz. Ciğerlerimiz düzgün çalışıyor işte, kalbimiz atıyor bak, bak atıyor.
Duyuyor musun? 'Jin,' diyor anne benim kalbim. Benim kalbim 'Kim Seok Jin,' diyerek atıyor anne.
Ben sadece birisini sevdim. Neresi yanlış bunun? Ben bir erkeği öptüm, ne olmuş yani?
Dersimi aksattım evet. Toparlarım, daha çok çalışırım. Söz veriyorum, toparlarım. Sadece iki hafta, hiçbir zorluğu yok ki benim için.
Anne, ben Jin'i seviyorum. Senin babamı sevdiğin gibi, o da beni seviyor babamın seni sevdiği gibi.
Ne olmuş yani; boyu uzun, saçı kısa ve göğsü yok diye Jin'i sevemez miyim? Neden ki?"
Kadın, oğlunun cesur hareketi karşısında dili tutulmuştu. Oğlu, kendisine karşı gelecek kadar mı seviyordu yani bu çocuğu?
"Hah! Yani onu bana, babana- ailene tercih mi ediyorsun?"
"Anne yapma! Ne olursun yapma böyle. Sizden başka kimim var benim? Büyükannem yok, gitti bıraktı beni. Büyükbabam gitti, iki sevdiğim insan yok şimdi yanımda. 3 kişi anne. Benim hayatımda sadece 3 kişi kaldı geriye. Sen, babam... Ve Jin.
Anne bırak biraz sevmek ne demek öğreneyim, nasıl sevilir öğreneyim. Bırak büyüyeyim anne.
Senin küçük bebeğinim biliyorum. Ama yapma! Yalvarıyorum sana-" genç, annesinin önünde dizlerinin üstüne çöküp ayarına kapandı. Annesi ve sevgilisi gözlerini kırpmadan, nefeslerini tutmuş, bakıyorlardı Taehyung'a.
"Yalvarıyorum sana, benden nefret etme. Babam etmesin. Siz benim ailemsiniz. Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok. Ben birisini sevdim diye böyle kin besleme bana, sevdiğim insana.
Biz kimseye zarar vermiyoruz anne, sana temin ederim kimseye zararımız dokunmuyor.
Anne'm... Lütfen beni sevmekten vazgeçme..."
Anne oğul, birbirlerine sarıldılar tam o anda. Öyle bir görüntüydü ki; Jin, akan yaşlarını silmedi bile.
Genç anne ağladıkça oğlu ağlıyordu, oğlu ağladıkça genç anne... Bu döngü sürdü bir süre. Birbirlerinin omuzlarını yıkadılar durmaksızın akan yaşlarıyla. Jin ise yalnızca onları izlemekle yetindi.
BILIN BAKALIM KIM ANGST FIC OKUYUP BOYLE BIR BOLUM YAZDI
HAHAHAHA EVET BEN
Ya bu kadar duygusal olmasını beklemiyordum hatta tam olarak duyguyu güzelce veremedim bile
Olduğu kadar artık ya
AY ŞİMDİ ÇOK GÜZEL SEYLER OLSUN İSTİYORUM
Diğer bölümü düz yazı şeklinde mi atayım yoksa text ile mi anlatayım?
arada beni dürtün deyin ki BOLÜM YAZ HAYAT BÖLÜM YAZ PASLANACAKSIN KABDKABSKS
Hadi Öptümmmmmm💋💋💋💋💋💋💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunshine Boy ~ Taejin Texting
Cerita Pendektexting ~Hikaye açıklaması~ vantaegoh: Jin Coğrafya dersinde bir daha "Size güneşin tanımını yapabilir miyim?" diyerek beni anlatma