"Hayır ya öyle değil!"
"Ne demek öyle değil? Az önce bu şekilde girmişti."
"Ya hayır dedim. Bozacak mısın? Bırak ben sokarım."
Jin, elindeki ve bir türlü yerine oturmayan mikserin çubuklarını Taehyung'a uzattı.
"Girmiyor işte. Sen de yapamıyorsun."
Taehyung meydan okur okurcasına sevgilisine baktı. Yapamıyor muydu? Saçmalık! Taehyung'un yapamadığı tek şey ailesine karşı çıkmaktı. Eh, onu da yapmış bulunuyordu.
Taehyung, Seokjin'in gözlerine bakarak iki metal çubuğu yerine yerleştirdiğinde sırıtıp, dudaklarını sakız çiğniyormuş gibi oynattı.
"Yapamıyor muyum?"
Jin, mikseri sevgilisinin elinden alıp tezgaha bıraktı. Ellerini ince bele sarıp yüzlerini yakınlaştırdı ve şuh bir sesle konuştu.
"Çok tapılası görünüyorsun."
Taehyung, ani gelişen atmosfere ayak uydurarak gözlerini kapatıp alınlarını yasladı.
"Taehyung-ah... Sana hiç sıkılmadan seni seviyorum diyebilirim, hiç sıkılmadan seni izleyebilirim. Biliyorum daha yaşımız küçük, bir gelecek inşaa etmek için henüz erken; ancak ben, hep seninle olmak istiyorum."
Çenesini yasladığı kumral saçlara dudaklarını bastırdı Jin. Kalbi şu an ölesiye korkuyla atıyordu. Taehyung, onu tersleyebilirdi ya da onu dalgaya alıp dediğini yok sayabilirdi. Bir ihtimal ise onun gibi düşünüp dudaklarını birleştirir ve şimdilik basit ancak gelecek için önemli büyük bir söz verebilirlerdi.
"Jin-ah, sevgilim," ellerini sevgilisinin yanaklarına koyup göz göze gelmelerini sağladı Taehyung. Jin'in bakışları az önceki gibi kendinden emin değil daha çekingenlerdi.
"Jin-ah, sen de diyorsun. Yaşımız daha çok küçük bunlar için. Ama ben seni yarın da yine aynı şekilde seveceğim, sonraki gün de ve ondan sonraki günlerde de.
Ancak sana söz veriyorum. Buyüdüğümüz- yetişkin olduğumuz zaman seninle birlikte olacağım. Birlikte bir güne merhaba diyeceğiz. Kahvaltı hazırlayacağız, belki küçük bir bebek evlat ediniriz."
Taehyung, güzel bakışları ve yana düşürdüğü başıyla, tombul yanaklarını ön plana çıkarmış; sanki 18'inde bir genç değil de 5 yaşında bir bebek gibiydi.
Jin, sevgilisinin tombul yanaklarına ıslak ve duygu dolu öpücükler bıraktı. Biri bitmeden diğer öpücüğü, bir öpücük daha ve bir öpücük daha...
Jin, dudaklarını birleştirip sevgilisinin hareketlerini kısıtladı. Kısa bir süreliğine dudaklarını ayırdı, tezgaha oturmasını sağlayıp bacakları arasına girdi ve vakit kaybetmeden tekrar dudaklarını birleştirdi.
Taehyung, bacaklarını sevgilisinin ince beline sarıp ellerini peluş köpeği Tata'nın tüyleri gibi siyah ve hatta daha yumuşak olan saçlara daldırdı.
İkisi birbirlerinin dudaklarında soluklanırken, geleceklerini değiştirecek anahtar sesini duymamışlardı. Aynı ritimde atan kalplerini, kristal anahtarlığın tuzla buz olurken çıkardığı o tiz ses bozmuştu. Şimdi iki çocuk mahcup bir şekilde neler olacağını bekliyordu.
Hello gayz
Cuma atamadım çünkü bölüm bitmemişti sonra da kuzenim ve halam bizde olduğu için wattpade hiç giremedim sowwy babies~
Diğer bölüm de düz yazı ığah ölcem
Çok üzülüyorum olacaklar için 😭😭😭
Neyse en azından angst olmayacak 😔🧕🏻🤲🏻✊🏻🤚🏻
Diğer bölümle ilgili tahmininiz var mı
İlk bölüm istatistikleri
Son bölüm istatistikleriSknsksjsknsLWBDLWBDOWBPSBSOS olsun ya cidden sadece 2 kişinin okudugu olmustu hiç değilse bir defa da olsa okunmuş 🧜🏼♀️🧕🏻🤲🏻🤌🏻🤌🏻
Teşkür ederimmmm🥺🥺🥺❤❤❤❤❤💋💋💋💋💋👩❤️💋👩👩❤️💋👩👩❤️💋👩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunshine Boy ~ Taejin Texting
Cerita Pendektexting ~Hikaye açıklaması~ vantaegoh: Jin Coğrafya dersinde bir daha "Size güneşin tanımını yapabilir miyim?" diyerek beni anlatma