18. BÖLÜM

39 13 0
                                    


Ertesi gün

Bugün bütün gün Yıldız ve Poyraz'ın odasında araştırma yaptım. Saatler sonra İzmir'de gizli bir suikastçı birliğinin olduğunu öğrendim. Uzun uğraşlar sonucunda onlarla iletişim kurmayı başarabilmiştim. Hemen Doruk'a haber verdim. Görüşmeyi kabul ettiler. Doruk ve oradaki lider olan kişi görüntülü olarak konuştu. Yarım saatlik bir konuşmanın ardından anlaşmaya varmışlardı. Yarın oraya gidiyorduk. Biz Mert'i bulana kadar orada kalmamıza izin vermişlerdi. İşin kolay kısmı hallolmuştu bile. Şimdi zor kısım vardı. Mert'i bulmak...

***

Göz açıp kapayıncaya dek ertesi gün olmuştu. Gidecekler hazırdı. Ben, İlayda, Ege, Doruk, Alper, Berk, Dilara, Ece, Yıldız ve Can. Can'ın gelmesinden ne kadar rahatsız olduğumu anlatamam. Umarım bizi sabote etmeye çalışmaz. Sonuçta eski sevgilim sevdiğim kişiyi aramaya geliyor. Saçmalık. Ama Doruk gözümüzün önünde olmasının daha iyi olacağını söyledi. Arkamızdan iş çevirmesin diye. Hadi ama! Kimi kandırıyorum? Doruk Can'a güveniyor. Tabi o it ilk bakışta gerçekten insana benziyor. Ama haklı olabilir. Gözümüzün önünde olması daha iyi olacak.

Son hazırlıkları da yapıp yola çıktık. 2 arabaya beşer kişi olarak bindik. Birini Doruk diğerini de Alper kullanacaktı. Ben Doruk'un sürdüğüne geçtim. Yanıma İlayda geldi. Öne de Ege oturdu. Dışarı baktığımda diğer araba da dolmuştu ve... Hayır! Ciddi misin? Can bizim araba ile gelecekti. Onunla bir buçuk saat aynı arabada bulunmak istemiyorum. Ama sanırım buna mecburum. Unutma Ada, hepsi Mert için. Bu zamana kadar onca şey yapmışken o salak ile aynı arabada oturmaktan çekiniyor olamazsın. Ben bunu düşünürken Can çoktan arabaya binmişti ve yola çıkmıştık bile. Bir buçuk saat sonra İzmir'e vardık. Bir grup bizi merkezlerinden uzak bir yerde karşılayacak ve oradan merkeze gidecektik. Buluşma yerine vardığımızda bir servis gördüm. Arabadan iki kişi indi.

"Arabaları bize verin ve siz servise binin. Arkanızdan getireceğiz."

Ada: Size niye güvenelim?

"Sizi niye yanımızda ağırlayalım?"

Ada: Eğer bu işin içindeyseniz kimseye hemen güvenmemeniz gerektiğini bilmek zorundasınız. Ve ben size güvenemiyorum açıkçası.

"Biz de sizden emin olmak için bu önlemleri alıyoruz."

Ada: Eğer asker olsak daha fazla kişiyle gelir, sizi rehin alır, zorla yerinize götürtür ve hepinizi öldürürdük.

"Planınız hazır demektir. İşi biliyorsunuz sonuçta. Buna mecburuz."

Ada: Tamam o zaman ben de araba ile geleceğim.

Doruk: Yılan Kız hiçbir yere gitmiyorsun.

"Sen karışma Alfa."

Arabalardan birine atladım.

Can: Yılan Kız gidiyorsa ben de gidiyorum.

"Ah harika(!) Beraber kaçırılırız artık."

Can da diğer arabaya bindi. 2 adam şoför koltuklarına geçtiler. Diğerleri ise servise bindi. İlayda binmeden önce yanıma geldi.

"Dikkatli ol."

"Merak etme. Gölge'yi kurtarmadan hiçbir yere gitmiyorum. Hem boşuna hazırlanmadım."

Elimdeki hançeri gösterdim. Gülümseyip o da servise bindi. Umarım bu adamlar başımıza bela açmaz.

***

10 dakika sonra merkezleri olduğunu düşündüğüm yere gelmiştik. Terk edilmiş bir hastaneye benziyordu. Arabadan indim. Servis geç kalmıştı. Umarım başlarına bir şey gelmemiştir diye içimden geçirdim. Ben binayı incelerken benimle aynı arabada gelen adam konuştu:

"Hastane. Yani eskiden öyleydi. Şuansa bizim üssümüz. Ben Savaşçı bu arada."

"Yılan Kız."

"Memnun oldum."

3 dakika sonra servis de geldi. O zaman bizi kandırmadıklarından emin oldum. Hep beraber içeri girdik ve oradakilerle tanıştık. Sanırım buradaki serüvenimiz resmen başlamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SUİKASTÇILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin