Medya'daki şarkıyı son partta açın lütfen.
İstanbul'u uyutmuş,Mert,Andaç,Yakup ve Behzat bahçede oturmuş dosyayı inceliyorduk. Benimle ilgili olan kısımı henüz bulamamıştık. Elimde satılacak çocukların olduğu bir belge tutuyordum.
"İzan,alıcı ailelerin isimleri sanırım" diyerek bir dosya kağıdı uzattı Mert bana.
Elinde tepsiyle bize doğru gelen Funda,yanımıza yetişti ve kağıtları kenara itip tepsiyi masaya koydu.
"Kahve getirdim,kafeine ihtiyacınız var gibi duruyor" diyerek sandalyesne oturdu,üstüne şalını aldı.
"Hayatım,sen portekizce biliyordun değil mi?" Diyerek Fundaya döndü Behzat heyecanla.
"Evet,biliyorum."
"Şu üç kağıdı bizim için çevirebilir misin?" Dedi ve kağıtları Fundaya uzattı. Funda kafasını salladı,kağıtları aldı ve ortada duran A4 kağıtlarından çekip yazarak çevirmeye başladı.
"Andaç, Selami Çağın?" Dediğim de kafasını kaldırdı.
"Tanımıyorum" diyerek sağa sola hareket ettirdi kafasını.
"Alıcılar içerisinde gözüküyor,merak ettim." Dedim belli belirsiz mırıldanarak.
Derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Belim ağrımış,gözlerim acımaya başlamıştı. Birilerini öldürmek kolaydı fakat,birilerini öldürürken birilerini kurtarmak zorunda olmak işi çok zorlaştırıyordu. Güvenmediğim insanlar,beni daha çok tetikte tutuyordu.
"Ben bir İstanbula bakayım,üstünü açmıştır şimdi" diyerek yeriden kalktım ve biraz düşünmek için kızımın yanına doğru ayağa kalktım.
Üst kata çıkıp ilk odaya girdiğim de benim yatağımda yorgana sarılmış huzurla uyuyan bebeğime baktım. Yanına uzanıp saçlarını usul usul sevmeye başladım. Satılacak tüm çocukların en büyüğü 10,en küçüğü İstanbul'umdan 2 yaş küçüktü. Nasıl hayatlardan gelip,nasıl hayatlara gideceklerini düşündüm. Geleceği elinden alından tüm çocuklar,kıyametimiz olacaktı. Güzel kızım,keşke seni koruyabildiğim gibi tüm çocukları koruyabilseydim. İstanbul'u evlatlık edineli neredeyse 4 sene oluyordu. 2 yaşındaydı onunla tanıştığımda,benim mühür izimin olduğu yerde bir doğum lekesi vardı. Bu iş bittiğinde kızımla bir tatile çıkma hayalim vardı.
Usulca saçlarından öpüp yataktan kalktım. Aşağı indiğimde herkes dosyaları bırakmış birbirleriyle konuşuyor,hatta Yakup bağırıyordu.
"Yakup! Çocuk uyanacak." Diye sesini yükseltti Andaç.
"Behzat,ne diyor bu kadın?" Dedi Yakup Andaç'ı umursamadan.
"Ben bir şey demiyorum! Yazanı okuyorum size." Dedi Funda sitem ederek.
"Ne oluyor?" Derken kapıyı kapatıp kendimi bahçeye attım. Tüm bakışlar bana döndü.
"Kumru,bak sakin ol." Dedi Mert ellerini kaldırarak.
"Dinliyorum?" Diyerek kafamı salladım ve masaya doğru yürüdüm.
"Kumru,çevirdiğim kağıtta Kumru'nun Cesur çiftine çalıştığı yazıyor." Diyerek kağıdı elime uzattı.
"Yani evlerinde yardımcı olarak çalıştığım mı? Beni anlamışlar mı?" Dedim Andaç'a dönerek. Ortaya mı çıkmıştım?
"Hayır kuzum,oku bir" dedi Yakup.
'12.12.2021 tarihinde elimize geçen çocuk Kemal Necip bizlere Kumru tarafından teslim edilmiştir.'
'Varillerden çıkan makyaj süngerlerinin içinde bulunan uyuşturucuların teslimatını Kumru gerçekleştirmiştir"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kadın Kumru
AçãoBu ismini duydulduğu anda 'eyvah' deninen,sesindeki tını ile diz çöktüren bir kadının hikayesi. "İzan Kumru" ** İzan,geçmişinde ki acılarını bir tabancaya döndürerek katil olmuştur. Başladıkları bir operasyonda,Kumru'nun başında birden fazla iş aç...