6

466 53 125
                                    

-

Kendisi Dominique ile konuşurken Noé'nin çoktan çıktığını öğrenmesi, adımlarını oldukça hızlandırmasına neden oluyor. Çiselemeye başlayan yağmur şiddetini biraz daha arttırmış, damlalar düştükleri yerleri döverken bir melodi tutmuş. Hafif kapalı hava, bulutlarla donatılmış bir şekilde üzerlerinde seriliyor.

Noé ölmek istemiyor, Vanitas bundan adı gibi emin. İkna etmesi zor olmayacak. Bu sefer her şeyi değiştirebileceğini, birini kaybettiği gibi başkasını hayata döndürecebileceğini biliyor.

Gerçi, bu neden bu kadar umurunda ki? Uzun süren bir tanışıklıkları yok ki bundan öte o sadece bi hasta.

Ama aynı zamanda değil.

Etrafta hızlıca, aynı zamanda gözleri çevresinde delice gezinirken fazla düşünmesi kafasına hafif bir ağrının girmesine neden oluyor. Yüzü buruşsa da umursanacak bir şey değil.

Normal bir zaman olsa oturur, etrafı inceler. Yağmurlu hava çizimlerine katmayı sevdiği bir şey, verdiği etkiye daha da hüzünlü bir hava katmasının yanında aynı zamanda insana huzuru veren zaman.

Tenha bir sokakta onu görüyor, kimse yok gibi. Yağmur damlalarının ahenkle yerdeki su birikintilerine çarpması sonucu oluşan sesin arasına bir iki hıçkırık karışıyor, Vanitas ise sessizce onu takip ediyor. İlk seslenmesi cevapsız kalıyor. Bir kolu alçıda olan genç onu duyamıyor. Mesafeyle alakalı olabilir.

Adımlarını hızlandırıp ona yaklaşıyor, bağırmayacak. Elini öne uzatıyor bu hareketi gencin durup ona bakmasına sebep olurken. Dokunmamasına rağmen ona bakan ve ağlamaktan gözleri kızarmış olan Noé'ye bakıyor sevecen bir ifadeyle. O ise gülümsüyor, içinde bulunduğu duruma rağmen tutunacak bir şeyler arıyormuşçasına mutlu görünmeye çalışıyor.

"N'oldu?"

"Nasılsın Noé?" Verdiği ilk cevap bir burun çekmesi oluyor, sonrasında iyi olduğuna dair bir şeyler geveliyor. Hâlâ Vanitas'ın, hayranlık duyduğu birinin neden burda olduğunu anlamıyor.

"Benimle gelir misin?"

"Anlamadım. Neden?" Vanitas kendinden emin bir ifade takınıyor, göz kırpıyor gence. "Hastanede öğrenirsin." Noé içinde bulunduğu duruma bir anlam veremezken yavaştan bir adım atmaya hazırlanan Vanitas'a uzanıyor. Tam bileğini kavramak üzereyken doktor telaşla kendini geri çekip ona bakıyor.

"Doktor Vanitas, temastan mı korkuyorsun?" Aynı gün içinde en son karşılaştıkları zaman kendisinin sözünü kesmesi nedeniyle soramadığı soru dudaklarından dökülüyor sonunda. Mor gözler merakla onu incelerken ıslanmış çivit mavisi saçlarını gözünün önünden çeken Vanitas, omuz silkse de doğrularcasına bir şeyler homurdanıyor.

"Neden?"

"Noé, benimle gel. Sonra anlatırım." Bu cevapla birlikte hevesleniyor, altı yorgunluktan morarmış gözlerinde parıltılar beliriyor. Buruk bir hevesle doktorun yanına ilerliyor.

O sırada birden yüksek bir ses duyuluyor, kader midir bilinmez. Freni tutmayan araba yoldan çıkıyor, Vanitas'ın korkuyla büyüyen gözlerinden kaçmıyor bu. O anlık telaşla arkasına dönüyor ve yüzünde minik bir gülümseme bulunan Noé'nin bileğini kavrayıp arkasına çekiyor, kendisi öne geçince boştaki kolunu onun beline sarıyor.

Kızın ölümüne sebep olduğu düşüncesiyle kendini suçlayan, bir daha kimseye dokunmayacağına yemin eden genç, tam orada her şeyinden vazgeçip onunla ölüme atlıyor.

"Vanitas-"

Korkuyla, biraz da şaşkınlıkla dudaklarından dökülmeye başlayan cümle, çok kısa bir süre öncekine kıyasla oldukça fazla olan sesle bölünüyor, geriye bir şey kalmıyor.

O günden beri, birlikte ölen doktor ve hastası, kendini iyileştirmeye adadığı, belki de daha fazlasını istediği hastasıyla Vanitas, ölüme el ele giden aşıklar olarak biliniyor. Kader nedeniyle, hayır belki de sadece bir rastlantıyla, çizimlerinde işlediği o karamsar ifadeyle sona gidiliyor.

Henüz gerçekleşmemiş hevesler, yerini umutsuzluğa bırakıyor. Karanlığın hakim olduğu gözler en son birbirlerini görüyor, ikisi de bir şeyler fısıldıyor. Anlaşılmıyor. Yağmurun arasında kaybolup ölümle yok oluyor.

Ölüm, buna bir son mu dersin, başlangıç mı?

-

Son anda her seyi bozma hastaligim var gibi. Baslarini begendim ama bilemedim sonlarini, neyse.
Her neyse, umarim hosunuza gitmistir!
Hoscakalin, kendinize iyi bakin ^^!!

to the death, hand in hand,, vanoéHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin