Bu bölüm düzenlendi✅
Herkese merhaba ben geldim.
Önceden söylemek isterim ki, rahatsız olacaklar okumasın.
Ayrıca ben ilk defa smut yazdım. Umarım beğenirsiniz. Yazarken utandım. Ama duygu dolu olduğu için utanmaya fırsat bulamayacaksınız.
İyi okumalar.
°°°°
Son bir ayı kalmıştı sarı saçlı çocuğun. İki ay tez bir zamanda geçip gitmişti. Çocuk öyle mutluydu ki, öleceğini bile unutmuştu neredeyse.
Jungkook Jimin'in her isteğini yerine getiriyordu. Şirkete bile gitmeyip, işlerini evden hallediyordu. Nede olsa güvenebileceği Yoongi hyungu şirkette çalışıyordu.
Jimin'in bedenini heyecan sarmıştı. Kendi elleri ile akşam yemeyi hazırlamıştı. Bu kez emindi gecenin güzel olacağına. Herkesi evden göndermişti. Yoongi ise Jungkook’u bir bahane ile şirkete çağırıp oyalamıştı.
Korkuyordu da aslında çocuk. Ya siyah saçlı adam teklifini reddederse? O zaman oracıkta ölürdü çocuk.
Ya 1 ay erken, ya geç.
Kapının çalması ile aynada kendine son kez bakıp kapıyı açtı. Jimin çok özenle giymişti. Jungkook onu beğensin istiyordu.
"Çiçeğim? Bir yere mi gidiyorsun?" kaşlarını kaldırarak sordu Jungkook.
"Hayır. Sadece ikimize özel yemek yaptım. Kendi ellerimle" dedi utanarak mavi gözlü çocuk.
"Ne? Niye kendini yoruyorsun ki? Hizmetliler nerede ki?" diye sordu telaşla Jungkook.
"Onları ben gönderdim. Sana yemek yapmak istedim"
Jungkook anladım dercesine kafasını sallamış, sonra da ellerini yıkamak için banyoya gitmişti. Yemek masasına geldiğinde gördüğü manzara ile şaşırdı. Jimin romantik ortamda bir yemek masası hazırlamıştı.
"Çok güzel gözüküyorlar. Ellerine sağlık Çiçeğim" dedi nezaketle. Utandı bir cümleyle Jimin.
Havadan sudan konuşma ile yemekleri yiyip bitirmiştiler. Jimin tatlı yiyerek film izlemeyi önermişti. Romantik-komedi ağırlıklı filmi ikili yan yana tatlı yiyerek izliyordular.
"Kook... Ne kadar da güzeller değil mi?"
Dönüp siyah saçlı adama soru sorarken Jungkook'un zaten onu izlediğini gördü. Utandı. Hemen dudağın ısırıp, başını aşağı eğdi.
"Jimin?" adının seslemesi ile Jungkook’a döndü çocuk. Ona hülyalı bakıyordu.
Aralarında az bir mesafe vardı. Jungkook Jimin’e yaklaştı. Jimin heyecandan ölürken, Jungkook dudağını zarifçe dudağına kapayıp emmişti. Sonra da yalamıştı.
Jimin içinde çığlıklar atıyordu. Jungkook ilk defa onu öpüyordu. Çünkü her defasında öpen Jimin olurdu.
"Şey tatlı kalmıştı da" dedi utanarak siyah saçlı adam.
Jimin içinde bir anda düşündü. Ya şimdi, ya hiçbir zaman. Şimdi dedi içinden. Sonrası olmayacaktı zaten onun için...
Ani bir hareketle Jungkook'un kucağına, tam erkekliğinin üzerine oturmuş, ince ve kıvrımlı dudaklara yapışmıştı. Jungkook ilk başta şaşırsa da hemen toparlanıp karşılı vermeye başladı.
Nazik öpücük yerini tutkulu, şehvet dolu ateşli öpüşmeye bırakmıştı. Nefessiz kalıp geri çekildiklerinde ilk konuşan Jungkook olmuştu.
"Durmalıyız Jimin. Yoksa kendimi durduramam" demişti nefes nefese. Kendini kontrol edemiyordu. Jimin ise altındaki şişliği hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flower of death Jikook
Fanfiction"Nedir benim senden çektiğim? Sırf babama söz verdiğim için sana katlandığıma inanamıyorum. Ölsen de kurtulsam senden. Başıma belasın resmen. Akşam saat 10. Başına bir şey gelse ben uğraşmak zorunda kalıyorum" Jimin nefes alamadı. Ondan ölmesini di...