°•.•°•.•°°•.•°•.•°°•.•°•.•°°•.•°•.•°°•.•°•.•°°•.•°•.•
"Sadece 3 ay"
"Anlamadım?" dedi siyah saçlı adam.
"Sevgilim ol. Beni mutlu et. Sadece 3 ay"
Jimin'in söyledikleri ile Jungkook yerinden fırlamıştı.
"İçtin mi sen? Ne saçmalıyorsun?"
Kahverengi hareler sinirle bakıyordu mavi irislere.
"Hayır içmedim. Duydun işte. Babana verdiği sözü tut. Benimle sevgili olup beni mutlu et"
"Babamın adını kullanmayı kes. Sürtüklük yapmak istiyorsan sevgilim olmana gerek yok. Git istediğinle sikiş"
Kalbi paramparça sarı saçlı çocuğun...
Gözleri doldu. Ama ağlamak vakti değildi.
"Karşılıksız bir şey yapmayacağını biliyorum. Karşılığında temelli gideceğim. Hayatından deffolacağım. Bir daha karşına bile çıkmayacağım" dedi yanından keçip giden Jungkook'un kolunu tutarken.
"Senden temelli kurtulmak için seninle sevgili olmama gerek yok. Sen gerçekten de sarhoşsun" dedi sert sesi ile.
"Bir avuç sevgi karşılığında kandırılmış yüreğim, sarhoş değilim ama ayık da sayılmaz hayallerim"
Devam etti mutlu ölmek isteyen mavi gözlü...
"Bir kere de inadını kır. Beni değil, kalbimi değil, hevesimi değil..." dedi hayalleri yerle bir olan masum çocuk.
Sonrası gözyaşıydı. İnci taneleri torpakla buluşurken, az zamandan sonra kendisinin de torpak olacağını hatırladı. Daha çok gözyaşıydı sonrası...
"Beni sevmeni beklemiyorum. Mutlu et beni sadece. Sevmesen bile beni baban için sineye çek. Son 3 ay. Yemin ederim ki, bir daha karşına çıkmayacağım. Eğer teklifimi kabul etmezsen ömrümün sonuna kadar başına bela olurum"
"Belasın başıma. Neden 3 ay? Sonra nereye gideceksin? Neyle geçineceksin? Eğer mirasa konmaya çalışmaksa planın söyleyeyim bil. Sana yedirmem" dedi acımasızca. Onu seven çocuğun tek niyetinin sevdiği adamla mutlu olmak olduğu bilmeden...
"Ne acı dimi? Sevdiğim adamı her zerresine kadar tanırken beni zerre tanımaması... "
Jimin bu sözü öyle hisle dedi ki, bulutlar bile ağlamak istedi.
"Hoseok hyungun teklifini kabul ettim. Dans okulunda işe başlayacağım. 3 ay içinde biriktirib, sonra da temelli Seul'u terk edeceğim. Ne beni göreceksin, ne sesimi duyacaksın. Var olmamış gibi çıkacağım hayatından"
Bu sözlerle düşündü siyah saçlı çocuk.
"Tamam kabul ediyorum. Yeter ki hayatımdan çık artık"
Acımasızca kurulan bir cümle daha, bu cümleyle solan bir çiçek daha.
"Şartım var ama. 3 ay içinde hiç kimse ile yatmayacaksın. Ne istersen benimle yap. Babana verdiğin sözü tut ve beni mutlu şekilde hayatından çıkar"
"Kabul ediyorum"
Kalbi tekledi bu cümleyle.
Ondan bu kadar çok mu nefret ediyordu? Seks hayatı bir gün boş geçmeyen Jeon Jungkook ondan kurtulmak için kabul etmişti bu teklifi.
"Seni uyarmıştım en başından bu yana. Beni sevmekten vazgeç diye. Gördün mü sonunda sen de vazgeçiyorsun. Hislerinin geçiçi saçmalıkdan ibaret olduğunu sen de anladın"
"Yanlış düşünebilir, yanlış anlayabilir veya yanlış yapabilirsin; ama yanlış hissedemezsin"
Hislerinden zerre şüphe etmeyen sesi ile devam etti sarı saçlı çocuk.
"Bazen var'ı anlarsın yok ile....
Sana olan sevgimi, senin bana olmayan sevginle anladım. Sen sevmesende sevdim"Jungkook evden giderken arkasında bıraktığı enkazdan habersizdi. Çocuk gökleri inletecek şekilde ağladı bahçede. Yağmur gözyaşlarına eşlik etti. Boğazı düğümlendi. Hıçkırıklarında boğuldu. Gök şahit oldu çaresiz haykırışlara.
Korumaların hiçbiri yaklaşmadı çocuğa. Ağlaması daha iyiydi hem de. Bilmem kaç dakika nefessiz kalana dek ağladı. Her şey için.
İçinde biriken her şey için...
Sonra odasına gitti, ıslanmış kıyafetlerini değişti, hiçbir işe yaramayan ilaçlarını içti.
En yakın dostu Taehyung'u çağırdı. Bir tek ona anlatabilirdi.
Taehyung'la arkadaştan çok kardeş gibiydiler. Taehyung Jimin sayesinde Jungkook'un arkadaş grubundaki Seokjin ile sevgili olmuştu. Bir de Yoongi ile sevgili olan arkadaşı Hoseok vardı.
Taehyung'a geldiğinde her şeyi anlatmıştı. Arkadaşı gözyaşları içinde olayı reddederken, Jimin onun için sadece Taehyung'un ağlayacağı sonucuna vardı.
"Yapma Taehyung daha çok zorlaştırıyorsun"
"Öleceksin ve bana ağlama diyorsun?! Ben de ölmek istiyorum o zaman. Beni bırakamazsın! Arkandan gelirim yemin ederim ki! Bırakma beni. Ben sensiz ne yaparım?"
Arkadaşının haykırışları ile daha çok ağladı çocuk.
"Deme öyle. Saçmalama. Seokjin hyung ne olacak hem? Sakın böyle şeye kalkışma bile"
"Sen söz konusuysan Seokjin de kim oluyor? Ha?! Cevap versene! Babam beni dövüp, yağmurun altına attığında yatağını benle bölüşen sendin. Evde yemeğe ekmek bulamayınca okul harçlıklarını bana veren sendin. Kabul etmezsem beni benle konuşmamakla tehtid ediyordun, birde dudaklarını büzerek. Söyle bana kim benim için daha önemli?!"
"Taehyung, yapma lütfen. Mutlu ölmek istiyorum. Lütfen sadece mutlu olmama yardımcı ol" gözyaşları durmadan infilak etti.
İki arkadaş ağladı o gece. Mavi gökyüzü şahit oldu çırpınışlara. Ama okyanusta, fırtınada dev dalgalara yakalanmışsın bir kere... Nasıl batmasın o küçük gemi...
Arkadaşı gitti. Söz vermişti dostu ona. Hiç kimseye demeyecekti. Şimdi kendine verdiği söz için ilk adımı attı.
Gözyaşlarını sildi....
°•.•°•.•°°•.•°•.•°°•.•°•.•°°•.•°•.•°°•.•°•.•°°•.•°•.•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flower of death Jikook
Fanfic"Nedir benim senden çektiğim? Sırf babama söz verdiğim için sana katlandığıma inanamıyorum. Ölsen de kurtulsam senden. Başıma belasın resmen. Akşam saat 10. Başına bir şey gelse ben uğraşmak zorunda kalıyorum" Jimin nefes alamadı. Ondan ölmesini di...