Beni öper misin?👉👈

3K 239 61
                                    






°°°°



3 hafta sonra:

Mutluydu Jimin. Çünkü sevdiğine romantik bir akşam yemeği hazırlamıştı. Kapının çalınması ile hemen kapıya ulaşmıştı. Aynada kendine çeki düzen verip kapıyı açmıştı.

"Hoş geldin sevgilim" deyip yanağına öpücük kondurmuştu. Siyah saçlının ellerini kavrayıp kendi elleri ile hazırladığı yemek masasına çekiştirmişti.

"Bak. Bizim için hazırladım" dedi büyük hevesle.

Jungkook'un yemek sofrasını yerle bir etmesi bir saniye sürmemişti bile. Öfke saçan gözlerini dikti sarı saçlı çocuğa.

"Bu ne sikim?! Evli çiftmişiz gibi davranmayı bırak. Çocukça hareketlerine son ver. Senden kurtulmak için gün sayıyorum. Becerip bir yana attığım sürtükler bile senden gururlu" diye kükremişti.

Sarı saçlı çocuk suratına çarpan adamın sarhoş nefesi ile kendini sakinleştiriyordu.

"Özür dilerim. Sadece sana özel yemek hazırlamak istedim. Sarhoşsun. Gel seni odana çıkarayım" diyerek Jungkook'a söz tanımadan onu odasına götürdü. Başı dönen adam kendini yatağa atar atmaz gözlerini çoktan kapamıştı.

Evden hizmetçileri bile göndermişti Jimin. Yürüyecek gücü kendinde bulamamıştı. Aşağıda dağınık odanı toplaması gerekiyordu oysa. Odasına gelmişti yorgunca. 'Yarın erkenden uyanıp temizlerim' dedi içinden.

°°°°

Saat 07:30. Gözleri saati bulduğunda yataktan fırladı. Hızlıca elini yüzünü yıkayıp, koşar adımlarla merdivenleri inmişti.

Geldiğinde gördüğü manzara ile dili tutuldu. Jungkook kalçasını masaya yaslamış, kolları birbirine çaprazlamış, sorgular tonda yerde olan kırık parçalara bakıyordu.

Jimin'in varlığını hissetmesi ile ona dönmüştü.

"Buranın hâli ne?" dedi sorgular tonda.

Başını öne eğdi.Özür diledi yavaş sesle. Yeri temizlemeye başladı.

"Sana buranın hâli ne dedim?!" dedi çocuğun bileklerini kavrarken.

"B-ben dün akşam bize yemek masası hazırlamıştım. Sen sarhoştun ve çok kızdın. Masayı dağıttın. Önemli değil. Ben toplarım şimdi. Akşam unutmuşum"

"Kusura bakma sarhoştum. Neler olduğunu bile hatırlamıyorum. Sana çok bağırdım mı Çiçeğim?"

Çiçeğim sözündeki kinaye...

Ah be sevdiğim bana dediklerin kalbimi ezdi...

"Hayır. Bağırmadın. Sadece unutalım gitsin" diyerek yeri toplamaya devam etti.

"Tamam. Kendimi affettirmem gerek. Hazırlan birlikte kahvaltı etmeye gidelim. Sonra da sahilde gezeriz. Bugünün işlerini Yoongi hyungun üstüne atabilirim. Burayı da hizmetliler toplar"

Siyah saçlı adamın söyledikleri ile kalbi tekledi. İçi içine sığmadı.

Hemen yerden kalkıp odasına gelmişti. Basit, şık ve rahat giyip hemen sevdiğinin arabasına koşmuştu. Heyecandan gözleri kısılana kadar güldüğünün farkında bile değildi.

Sahil kenarında bir mekana gelmişlerdi.

"Beni mutlu ettiğin için teşekkür ederim. Çok sevindim" neşeli sesi ile konuştu çocuk.

"Afiyet olsun" diye karşılık geldi.

Kahvaltı bitmişti. Şimdi sahilde banka oturup denizi seyrediyordular. Jimin hem korkup, hem de utansa da Jungkook'a yaklaşmış, kafasını eğerek onun omzuna yaslanmıştı. Erkeksi kokusu başını döndürdüğünde gözlerini kapadı.

Jungkook bir şey demedi. Çocuğun ona olan aşkını biliyordu. Son 3 ayıydı. Müsaade etti.

"İkimize şarkı seçebilir miyim?" sorusuna onaylayıcı baş sallaması geldiğinde devam etti çocuk.

" 'We don't talk anymore' şarkısını biliyor musun? Onun sözleri çok anlamlı"

"Evet biliyorum. Olabilir"

"K-kook?" titrek sesine karşılık kafasını omzunda yatan çocuğun yüzüne çevirdi Jungkook.

"Evet?" sorusuyla Jimin derin nefes verdi. Dudağına işkence ediyordu.

"Beni öper misin? Dudağımdan. Bir sürtüğü öpüyormuşsun gibi değil de, sevdiğin bir insanı öpüyormuşsun gibi.

Nazikçe, zarifçe, incitmekten korkarmışsın gibi. İçinde sevgi varmışçasına. Duygu dolu bir öpücük. Bana bahşeder misin?"

Jungkook onu şaşkın gözlerle izledi.

"Emin misin?" dedi. Çocuğun baş sallaması ile kafasını 'Seninle ne yapacağım?' dermişçesine iki yana sallamış, sarı saçlı çocuğa kucağına çekmişti.

Önce gözleri buluştu. Dudakları birbirine değiyordu neredeyse. Küçük çocuk ise heyecandan ölüyordu adeta.

İlk hamle Jungkook'tan gelmişti. Biçimli ve kiraz dudaklar, dolgun ve yumuşak dudaklara kapandı. Yavaşça öpüyordu. Sanki tadına varmak istermişçesine.

Jimin elini sevdiğinin saçına çıkarmış, becerebildiği kadarı ile karşılık veriyordu.

Jungkook önce emdi, dişledi, sonra da yaladı. Nefes almak için ise ayrıldıklarında alınları birbiriyle buluştu.

Bu defa Jimin sevdiğinin dudaklarına atıldı. Duygu dolu öpüşüyordular. Bakan derdi ki, iki aşık sevgi ve tutku dolu öpüşüyor.

Aslında öyle değildi. Jimin sevgiyle, Jungkook ise şehvetle öpüyordu.

Kim bilir belki de biz yanılıyorduk...

Öpüşmelerine tuzlu bir tat da ortak oldu. Kahve renk hareler mavi irislerle buluştuğunda ağlayan gözlerle karşılaştı.

"Ağlama. Seni sevemediğim için de bana kızma. Ben ölen sevdiğime söz verdim kimseyi sevmeyeceğim diye" dediği ile kendi gözleri de doldu.

"Hayır sana kızmıyorum. Sadece beni güzelce öptüğün için ağlıyorum. İlk öpücüğümü bana en güzel şekilde verdiğin için teşekkür ederim" demiş, kiraz dudaklara buse kondurmuştu.

°°°°

Jimin eve geldiği gibi Taehyung'u aramış, geçirdiği güzel günü anlatmıştı. Arkadaşı onu dinlerken gözleri dolmuştu.

"Jimin-aah telefonumun şarjı bitiyor. Kapatmam gerek. Beni seni arayacağım" diye yalan söyleyip telefonu kapatmıştı.

Taehyung gözyaşı döktü. Kardeşi için ağladı. Hıçkırıkları evde yankılandı. Sesine gelen Seokjin'e sarıldı. Seokjin'in soruları yanıtsız kalmıştı. İçli içli ağladı arkadaşı için. Jungkook'a lanet etti içinde...

Hayat ne garip değil mi?

Yaşarken ölmeyi diliyor, ölürken de yaşamayı diliyor insan. En zoru da her şeyin farkına son anda varmak olur.

Siz siz olun her anınızın kıymetini bilin. Her gününüz için Tanrı'ya şükür edin. Ne zorluk yaşarsanız yaşayın bunun bir sınav olduğunu unutmayın.Savaşan herkes zafer kazanacak. Tüm hikayeler mutlu bitmeyecek. Kimisinin zaferi "yaşamak" olurken, kimisinin zaferi "ölüm" olacak.

Aynı dillere destan olan romanda söylendiği gibi;

"Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi...

Seveceksen ölçülü sev ki, sevgin uzun sürsün; çok hızlı giden de çok yavaş giden gibi geç varır hedefe"




°°°°

Flower of death Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin