Bu bölüm düzenlendi✅
Değişmişti bakışlar. Davranışlar. Dokunuşlar...
Jimin korkuyordu. Kendini bildi bileli sürekli Jungkook'un ona aşık olması için dua etmişti. Ama şimdi istemiyordu.
O ölürken karşısındaki adam ona aşkla baksın istemiyordu.
Neredeyse son 15 gündür Jimin için her şey daha zordu. Sürekli yorgun hissediyor, uyumak istiyordu. Nefes almakta bile güçlük çekiyordu.
Doktor açık bir dille sona yaklaştığını vurgulamış, artık hastahane gözetiminde olmasının daha doğru olduğunu söylemişti.
Fakat sarı saçlı çocuk 'Zaten ölüyorum. Bunu da biliyordum. Hastahanede olmam neyi değişecek ki? Neden son 15 günümü hastahanede harcayayım ki?' demiş, son günlerini de sevdikleri ile geçirmek istemişti.
Bunun üzerine tüm hyungları ve Taehyung onların kaldığı eve gelmiş, mavi gözlü çocuğun son anlarında yanında olmak istemişlerdi.
Taehyung her gün karşısında eriyen kardeşini gördükçe kendini banyoya kapatıp sessizce ağlıyordu. Seokjin, Hoseok hüzünlü bir şekilde Taehyung’a eşlik ederken Yoongi her zamanki soğukkanlılığını koruyup ortamın kötü hal almaması için çalışıyordu.
Peki ya Jungkook mu?
Jungkook'da durum daha beterdi. Her gece gözyaşı dökmekten gözaltları şişmişti. Sorsalar 'uyku tutmadı' derdi. Ama Jimin'in her gün solan yüzünü gördükçe ölmek istiyordu.
Sabah olmuştu. Evde herkes uyuyordu. Jimin hariç. Erkenden uyanmıştı. Son sözlerini yazacaktı sevdiklerine.
Jungkook'un onun için aldığı defteri eline aldı. Bakmaya kıyamadığı defteri okşamış, yazmaya başlamıştı.
Yazarken gözyaşları intihar etti. Elleri titredi. İçi yandı. Boğazı düğümlendi, yutkunamadı, genzi yandı. Yaşamak istedi yatakta sevdiği adamı görünce.
Günlerdir yorgunluğun esir aldığı adam uyumuştu sonunda. Gözyaşları içinde ona bakıp güldü.
Yazdı son sözlerini. Sevdiklerinin kalbini parçalayacak sözleri. Sonra eline aldığı 2 defter ile odasını terk etti.
Taehyung'un odasına gelip Seokjin’i uyandırmadan onunla gelmesini istemişti. Şimdi ikisi bahçede karşılıklı oturmuştu.
İki defteri Taehyung’a uzattı. Bir defter son sözleriyken, diğer defter Taehyung ile yapacakları şeylerin listesi olduğu defterdi.
Bu kez gözyaşlarını saklamadan ağladı Taehyung. Jimin hemen ona sarılıp eşlik etti.
"Ağlama kardeşim. Herkes bir gün ölecek. Benim zamanımda şimdiymiş. Elimizden ne gelir ki? Ölüme yaklaştığımı hissediyorum. Vakit çok yakın. Bu defter sizin için son sözlerim. Bu defterse senle yaptığımız defter"
"Deme öyle. Ölme lütfen. Beni bırakma" dedi ağlayarak Taehyung.
"Yalvarırım yapma böyle. Ben kendimi hazırladım artık. Sizde hazır olun. Çok az kaldı. Lütfen söz ver bana.
Birbirinize göz kulak olacaksınız. Ne olursa olsun Jungkook’u suçlamayacaksın. Arkadaşının son isteğini yerine yetir lütfen. Söz mü?" diyerek serçe parmağını havaya kaldırmış, kardeşinden onay beklemişti. Bu onların kendi aralarında birbirine söz verme şekliydi.
"Seni seviyorum kardeşim. Seni herkesten çok seviyorum" diyerek serçe parmağını birleştirmiş, sonra da ağlayarak arkadaşına sarılmıştı.
Gidiyordu dostu, ruh eşi, can yoldaşı, kardeşi. Hem de gencecik yaşında. 20 yaşında elveda ediyordu hayata. Daha çocuktu oysa ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flower of death Jikook
Fanfiction"Nedir benim senden çektiğim? Sırf babama söz verdiğim için sana katlandığıma inanamıyorum. Ölsen de kurtulsam senden. Başıma belasın resmen. Akşam saat 10. Başına bir şey gelse ben uğraşmak zorunda kalıyorum" Jimin nefes alamadı. Ondan ölmesini di...