Flower of death Jikook

Çiçeğimin kokusu yok🌼

Bu bölüm düzenlendi✅

Günler kendini haftalara bırakmıştı. Ama Jungkook hâlâ Çiçeğinin öldüğünü kabullenmiş değildi.

Her günü, gecesi mezarda geçiyordu.
Mezara gelmediği vakitlerde bile Jimin'in fotoğraflarını veya evinde bulunan güvenlik kamerasının zamanında kayda aldığı görüntülerini izleyerek vakit harcıyordu.

Elindeki iki defteri masaya bırakmıştı siyah saçlı adam. Jimin'in yıllardır hayallerini, hedeflerini yazdığı defteri açmaya cesareti yoktu.

Derin nefes aldı Jungkook. Defterlere son bir bakış atıp sessizce mırıldandı kendine.

"Bugün o gün. Çiçeğimin gerçekleştiremediği hayalleri görüp altında ezileceğim gün"

Evden çıktığı gibi mezarlığa doğru koyulmuştu. Zifiri karanlık olmasını aldırmadan.

°°°°

"Çiçeğim?! Nasılsın? Bak sevgilin geldi yine. Karanlıktan korkarsın sen. Yalnız bırakmak istemedim” diye başladı sözlerine genç adam.

Gerisi zaten çorap söküğüydü...

"Bakıyorum da sevgilim tek başınayım. Kalbime ağır geliyor sensizlik. Seni unuttuğum gün hiç olmadı.

Olamazda...

Aklımı kaçırmışım delinin teki gibi. Her şey darmadağın, öyle yaşıyorum...

Sana söz verdim mutlu, güçlü olacağım diye. Ama nafile. Olamıyorum...

Sensiz nasıl mutlu olayım ki ben?!"

"Papatyasız ilkbahar mı olurmuş?!

Sen yoksun
Deniz yok
Yıldızlar bile yok
Ya bu gece hârikalı bir şeyler olsun,
Yahut bir bomba gibi infilâk edecek başım"

Dedi yorgunca. Gözyaşları şimdiden firar etmişti.

"Uzaktan seviyorum seni. Kokunu alamadan, boynuna sarılamadan, yüzüne dokunamadan. Sadece seviyorum...

Ne yani! Hep mi uzaktan seveceğim seni.. Hiç mi beraber uyanmayacağız?" diye haykırdı sevdiğinin ölümünü kabullenemeyen genç.

“Seninle olmak istiyorum. Ama uzaktasın. Uzaklığını düşündükçe daha da güçlü biçimde bağlanıyorum sana...

Sadece seni görmek istiyorum Güneş batarken. Bu kadar basit. Güneş batarken seni görmek istiyorum başkaca bir şey yok" gözyaşlarını elinin tersiyle silip devam etmişti.

"Gece uyumak için bir sürü ilaç içiyorum. Çünkü seni rüyamda görmek istiyorum. O zaman sana sarılabiliyorum"

Rüyanda görmüşsen özlemişsindir, rüyanda görmek için yatıyorsan sevmişsindir...

"Rüyamda seni gördüm... Her zamanki gibi ışık saçıyordun. Seninle ele ele yürüyorduk.

Yıldızlar parıldıyor bizse uçuyoruz. Rüya değil sanki. Korkmadan tutmuştun ellerimi. Artık "biz" oluyorduk. İzin veriyordun seveyim seni diye.

Ama her şey boşuna dimi?  Bu gerçek olmayacak bir rüya. Koşup duruyorum. Ama hiçbir yere varamıyorum. Sadece yak beni, evet itmeye devam et. Bu daireler içinde koşan aptal deli bir, aşığım.

Silinen gökkuşağı misali rüyanın peşinden koşarken kayıp mı oluyorum?

Kaybolmak istiyorum. Acı dolu gözlerim seni yalnız rüyada görüyor. Rüyalarımda kalır mısın lütfen?"