"Dean nereye gidiyoruz?"
"Bir şeyler yemeliyim Cas, sen acıkmadın mı?"
"Acıktım sanırım... Tamam."
~
Uzun bir süre sessizce yolda gittikten sonra Woodbury adında bir kasabaya vardılar.
"Acıktığını sanıyordum."
"Evet ama güvende olmamız yemekten önce gelebilir sanırım. Ayrıca bu kasaba kardeşimin kaldığı hastaneye çok yakın. Uzun zamandır onu görmedim Cas, durumu değişmese de onu görmek istiyorum." Dean arabasını küçük bir kafenin önüne park etti.
"Dostum buranın turtaları muhteşemdir! Garson kızları saymıyorum bile."
Cas gözlerini devirdi. İçten içe üzülmüştü ama belli etmemeye çalıştı. Sanırım Dean bunu anlamıştı ki gülümsedi.
"Sadece şaka yapıyordum trençkotlu bebek."
Cas sırıttı.
Duvar kenarında loş bir masaya oturdular. Mekan gayet güzel ve genişti. Sarışın bir kız sipariş almak için masalarına doğru yürümeye başladı. Kızın fiziği çok güzeldi ve geniş göğüsleri vardı. Dar, beyaz tişörtünün üstünde adı yazıyordu. Caitlyn. Saçları at kuyruğuydu ve buz mavisi gözleri vardı.
Böyle bir kızın burada ne işi var ki? Gidip mankenlik yapsa daha iyi olur.
Sanırım içten içe Dean'i kıskanıyordu. Dean, Castiel'ı kaşlarını çatmış bir halde kıza bakarken gördü ve sırıttı. Castiel kızarmaya başladı.
"Sipariş olarak ne alırdınız? Bugüne özel vişneli ve elmalı turtamız yarı fiyatına."
Bunları söylerken Dean'e bakıyor ve dudaklarını ısırıyordu.
"Ben büyük boy bir hamburger, yanında patates kızartması ve soğuk bira istiyorum. Tatlı olarak da 3 dilim vişneli turta. Sen Cas?"
"Sadece hamburger yeterli."
"Siparişler tamam. Hemen geliyor yakışıklı." dedi ve Dean'e göz kırptı. Castiel kıza delici bir bakış attı. Kız birden şaşırdı ve sonra yürümeye başladı. Sanki acelesi var gibiydi.
Dean kısa bir kahkaha attı.
"Cas sanırım şimdi benden o kızı öldürmemi istersin, ha? Ya da bu işi sana bırakabilirim çünkü gayet sinirli gözüküyordun."
"Uzatma Dean."
Dean uzanıp Castiel'ı öptü. Kısa ve güzel bir öpüştü.
"Özür dileme şeklini beğendim."
"Özür dilemiyordum ama sen bilirsin. Sinirliyken çok tatlı oluyorsun."
Castiel yine kızardı.
Dean yine bir kahkaha attı.
Beni nasıl mutlu edeceğini iyi biliyorsun Dean Winchester.
Yemekleri geldi. Dean hemen yemeye başladı. Gören 1 aydır yemek yemiyor sanırdı.
"Sen yemeğinle bütünleşmişken seni rahatsız etmemeyi aklımın bir kenarına yazmalıyım sanırım."
Dean kocaman ısırdığı lokmayı midesine indirdi.
"Turtamı ellersen işler daha kötü olur."
Castiel gülümsedi ve hamburgerinden bir ısırık aldı. Tadı gerçekten muhteşemdi. Hamburgerini bitirdikten sonra 2 tane daha istedi ve onları da yedi. Dean bu sırada tatlısını da bitirmiş şaşkın şaşkın ona bakıyordu.
"Sanırım sen benden de betersin. Hamburger hastası olduğunu bilmiyordum."
"Değilim. Ya da sanırım değildim. Gerçekten çok güzeldi."
Dean hesabı öderken Caitlyn Castiel ile göz göze gelmemeye çalışıyordu. Kafeden çıkıp Impala'ya doğru yürümeye başladılar.
"O kızı iyi korkutmuşsun."
Castiel Dean görmeyecek şekilde sırıttı. Arabaya bindiler.
"Dean ara sıra benim de sürmeme izin versen? Böyle antika arabalar hep hoşuma gitmiştir."
"Bunu söylemediğini farz ediyorum. Bebeğimi benden başka kimse süremez. Tabi ölmediysem. Ki öldüysem bile intikamcı ruh olup bebeğimi süreni öldürebilirim sanırım."
~
Yaklaşık 15 dakika süren bir yolculuktan sonra hastaneye varmışlardı. Adı Anderson Hastanesi'ydi. Resepsiyondan bilgileri aldıktan sonra asansöre bindiler. Sam Winchester 3. kat 67. odada kalıyordu. Dean kapıyı açtığında içeride kısa boylu bir hemşire vardı.
"Yakını mısınız?"
"Abisiyim."
"Malesef kardeşinizin durumu kötü. Pek fazla ömrünün kalmadığı söyleniyor. Vücudu içten içe zayıflıyormuş."
Dean ne söyleyeceğini bilemedi. Şokta gibiydi. Onca yıldır korumaya çalıştığı kardeşi gözünün önünde gün geçtikçe eriyor, ölüyordu.
Hemşire bir şey söylemeden odadan ayrıldı.
Dean kardeşinin yatağının yanındaki sandalyeye oturdu. Sam'in elini tuttu. Koluna serumlar bağlanmıştı. Kalp atışı yandaki cihazda belli oluyordu. Tempolu ve sakindi.
"Yemin ediyorum bunun hesabını onlara ödeteceğim. O orospu çocuğu bunu ödeyecek, onun etrafındaki herkes de. Sammy, ne olur kendini bırakma. Aptal ağabeyin bu dünyada sensiz yaşayamaz. Biz aileyiz unuttun mu? Küçük, parçalanmış da olsak hâla birbirimize sahibiz. Ailemiz kanla son bulmayacak."
Dean'in gözünden bir damla yaş süzüldü. Elinin tersiyle Castiel görmesin diye sildi. Sonra Castiel'a döndü.
"Bunu onlara ödeteceğim Castiel. Her bir parçasını."
"Yardım edeceğim Dean, elimden ne geliyorsa yapacağım. Bunu onların yanına bırakmayacağız."
Aile kanla son bulmayacak~~~
Benim pek içime sinmedi bu bölüm ama umarım beğenmişsinizdir. Bu arada çoğunuz sürekli öpüşme, sevişme vs istiyordur eminim ama bence böyle cıvıtmadan tadında bırakmak daha hoş oldu. Birbirlerine kur yapıp flörtleşmeleri de en az onlar kadar hoşuma gidiyor bir de kafanızda dizideki öyle anlar canlanınca :) vote ve yorumlarınız bekliyorum okuyanlara çok teşekkürler ^-^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam (Destiel)
Fanfictionİşinde başarılı bir dedektif... Yakalanamayan bir seri katil... Castiel ailesinin trajik ölümünden sonra başkaları da aynı duruma düşmesin diye katilleri yakalayıp gerekli cezalarını çekmelerini ister. Peki Dean Winchester'a da aynı şekilde mi davra...