Bölüm parçası Teoman-N'apim Tabiatım Böyle.
İyi okumalar.+++
"Bırakın beni,ben deli değilim!"
Beyaz,yer yer sıvası dökülmüş duvarlarıyla deli olmayan insana bile kafayı yedirebilen rutubet kokulu koca bir odada yalnızdım.Ben uyurken deli önlüğü giydirmişlerdi ve arkamdan bağladıkları kolları fazla sıkıydı.Ayrıca bacaklarımın üstünden bağladıkları kemerler yüzünden bacaklarımı oynatamıyordum.Uyuşmuştum ve bu artık can sıkıcı olmaya başlamıştı.Kurtulmak için sağa sola dönerken yatağın çıkarttığı iğrenç gıcırtılara maruz kalıyordum.Olduğum yerde çırpınmaya devam ettim.
"Ben deli değilim diyorum size!Sesimi duyan yok mu?Çıkarın beni buradan."
Biraz daha debelendikten sonra kimsenin gelmeyeceğini anlayıp tavanla kesişmeye başladım.Bazı yerleri küflenmiş ve beyazlığını yitiren tavanın yatağımdan biraz uzakta damlıyor olması da beni delirten diğer bir konuydu.Düşen her damla beynime balyoz şeklinde iniyordu sanki.
"Çıkarın beni buradan!Buradan çıkınca hepinizin *mınakoyacam o*ospu çocukları!"
Yüzümü pencereye çevirdim.Sevgilim Cody-hâlâ öyle mi orası şaibeli ama buradan kurtulunca öyle olmayacağı kesin-öyle düşünceli bir insandı ki beni yan binanın duvarı manzaralı bir odaya tıktırmıştı.O kadar sıkılmıştım ki duvardaki minik çatlakları saymaya çalışıyordum bende.
Otuz yedi minik çatlağın ardından odamın kapısı büyük bir gıcırtıyla açıldı.Elinde bir tepsiyle içeri giren hemşireye göz ucuyla baktım.Elleri dolu olduğundan açtığı kapıyı tutamamış ve duvara çarpan kapı sesi sadece bir yatak ve bir masa bulunan koca odada yankılanmıştı.
"Yemek ve ilaç vaktiniz geldi Julie Hanım,daha sonra da sakinleştiricinizi yaparım."
Kahküllü siyah saçları ve kemik gözlükleri olan bu eksik etek gözüme oldukça aptal gelmişti.Sanırım buradan kurtulmanın yolu bu kızdan geçiyordu.
"Tuvalete gitmem gerekiyor beni kaldırabilir misiniz?"
Aptal hemşire bacaklarımdaki kemerleri cözdükten sonra uzerimdeki deli gömleğini çıkarttı.Yavaşça gülümseyip ayağa kalktığımda uyuşan bacaklarım bir süre tutmadı ve ben kendimi lavoboya zor attım.
Kapıyı kitledikten sonra klozete oturup düşünmeye başladım.Klostrofobisi olan bir insan için burası fazla küçüktü ve acele etmem gerekiyordu.Havalandırmadan çıkma seçeneğini direkt eledikten sonra -yirmi kilo olsam belki oradan geçebilirdim- ayağa kalktım ve aklıma gelen parlak(!) fikirle sinsice gülümsedim.Puslu aynadan bir süre kendimi seyredip dışarı çıktım.Hemşire malesef yatağın başında bekliyordu.Gider sanıp boşa oyalanmışım içeride diye kendi kendime hayıflandım.
Yatağa uzanıp önüme konulan yemeği seyrettim bir süre.Daha sonra hemşirenin bana yoğunlaşmadığı bir anda tepsinin içindeki çorba elimden kaydı.(!)
"Ay elimden kaydı,kaç saattir bağlıyım ya uyuşmuşum."
Üzülmüş gibi dudaklarımı büktüm.
"Ben hizmetliyi çağırayım da buraları bir temizlesin."
"Zahmet olmazsa canım."
Hemşirenin topuklularının sesi beynimi delmeyi bıraktığında hemen yatağın yanındaki enjektörü aldım ve bana verilen dozajı bildiğimden enjektöre o kadar sakinleştirici çektim.Kapının arkasına geçip beklerken eksik eteğin topukluları on metreden ben geliyorum diye bağırıyordu.Bu sesler neden bugün beni bu kadar sinir etmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acalypha #Wattys2015
FantasyKaranlık ruhunu ele geçirirken yalnızlık sinsice gülümsüyor,onunla dans ediyor,elinden tutup onu kendi etrafında dönderiyordu.Ruhu boşlukta asılı duruyordu ve psikolojisi onu alt ederken bir yandan da yaşadığı hayal kırıkları onu yerden yere vuruyor...