9.

225 9 1
                                    

Arkadaşlar yeni bölüm sonunda geldi,evet.Bu bölümü yazması benim için oldukça zor oldu çünkü bu bölüm hikayenin ilerleyişini belirleyen bir bölüm olacak.Birkaç kez beğenmeyip sildim ve baştan yazdım.Tam oldu bunu yayınlayayım dediğim gün mobilden yazdığım için uygulamada bir problem oluştu ve telefonum hikayeyi kaydetmedi.Bir daha yazmaya çalıştım falan derken sonunda yazıp yayınlayabildim.Pek içime sinen bir bölüm olmadı açıkcası ama umarım beğenirsiniz.Bu kadar geciktiği için özür diliyorum sizden.Hikaye burada bitmedi devam ediyorum yani.Okumaya ve oylamaya devam edin lütfen.Yazarken okuduğunuzu bilmeye çok ihtiyacım oluyor çünkü.

Multimedia Red House'un temsili bir resmi.
Bölüm parçası:Metallica-Sad But True

Zaman hızla akıp geçiyordu ve benimle ilgili bir değişiklik yoktu.Evet,hala Lucia ile beraber olduğum aptal rüyalar görüyordum ve aslında bunlar rüya değildi.Eric kendimi bu dünyada yalnız hissettiğimi ve buradan kurtulmak için kendime yeni bir dünya yarattığımı söylüyordu.Kendimi bu hayatta değersiz hissettiğim için rüyalarımda önemli bir yere sahipmişim meğer.Kendi yarattığım karakterin hayatını kendim kurtarıyormuşum.Ne büyük aptallık ama!O kızın Southland'da var olduğuna eminim oysaki.

"Oraya gidebilme şansım olsa keşke."

"Belki de vardır."dedi Jasmine."Isaac ile beraber gidebilirsiniz belki."

"Bilmiyorum Jez,gitsem de onu nerede bulacağım?"dedim sigaramdan bir nefes çekerken."O kadar insan arasında,imkansız bu."

Jasmine sandalyesini biraz geriye ittirdi ve çayından bir yudum aldı.

"Neden onu gördüğünde,bunu ona sormuyorsun?"

Haklıydı.Neden daha önce bunu düşünememiştim?

Sandalyeden kalktım ve ona yaklaşıp suratını tuttum.

"Sen bir dahisin kızım."

Göz kırpıp gülümsedi.

"Yeni mi anladın?"

*

Hava soğumuştu ve kışlıkları çıkartmanın vakti gelmişti sanırım.Birkaç gündür Jasmine bizde kalıyordu.Isaac işi için Southland'a gitmişti ve bilin bakalım "düşman Northland'ın" hangi milli voleybolcusu Southland'a geçiş izni alamamıştı?

Kös kös oturuyordum ve bu konuda yapabildiğim tek şey Isaac'ten bu konuyu araştırmasını istemekti.

"Julie bu kazağına çöküyorum tatlım."diyerek elindeki koyu mor kazağı gösteren Jasmine'e baktım.

"Senin olsun."dedim buruk bir gülümsemeyle.

"Bu kadar üzüleceğini bilmiyordum,kalsın tamam."deyip kazağı aldığı yere koydu.

"Hayır,al lütfen."diyerek kazağı geri uzattım.

"Neyin var Julie?"

"Hiç."İçinde Cody'nin geçebileceği konularda sessiz kalmak prensibim olmuştu bir süredir.Yoksa Jasmine'in bu konudaki dırdırını kaldıramazdım.

"Haydi,anlat bana."dedi sevecen bir sesle.Eliyle beni biraz iteleyip yatağın üstüne geçti.

"Bu konu konuşmak istediğim bir konu değil." dedim ayağa kalkıp."Ben yiyecek bir şeyler hazırlıyorum bize."

Kollarını açıp çift kişilik yatağıma kendini bırakan Jasmine'e gülümsedim ve mutfağa geçtim.Cipsleri geniş kaba doldurduktan sonra çikolataları da açtım ve tabağa ayırdım.Birkaç ıvır zıvırı da halledip dolaptan iki bira çıkarttım.Odaya tekrar döndüğümde Jasmine yatağın üzerinden çoktan kalkmıştı ve diğer kışlıkları indiriyordu.

Acalypha #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin