2.

420 14 6
                                    

Multimedia'da Cody Clarke var.Bölüm parçası RHCP-Californication.İyi okumalar.

+++

Güneş yüzüme en yumuşak dokunuşlarını yaparken,sıcak bir esinti de yüzümü yalıyordu.Uykumun en tatlı vakitleriydi bunlar.Hazır yatmışken birkaç saat daha kalkmam diye düşünürken yanımdaki kıpırdama ile irkildim.Yumuk gözlerimi açar açmaz Cody'nin nefesi ile burun buruna geldim.

"Hey,senin ne işin var burada?Kalk şu yataktan çabuk!"

Bir şeyler mırıldanıp arkasını dönen Cody'nin çıplak olduğunu farkettiğimde elimle ağzımı kapattım ve direk üzerime baktım.Üzerimde pembe pijamalarım vardı ve her şeyim yerli yerindeydi.Derin bir "oh" çekip Cody'i aşağı itmeye çalıştım.

"Julie,uslu dur.Uyumaya çalışıyorum."

"Cody,kendine gel lütfen.Biz ayrıl-"

"Kes sesini!"

Bir anda gözlerini gözlerime dikmişti ve bakışları içimi delecek kadar ürperticiydi.

"Bir daha o cümleyi kurarsan..."

Öylece gözlerine bakıp konuşmasını bitirmesini bekledim.Devam etmedi.

"Gel buraya."

Mavi pikeyi üzerinden aşağı ittirip yataktan kalktıktan sonra kollarını açtı.Gözleri oldukça kararlı bakıyordu.

"Hayır."

"Julie,bak-"

"Hayır!Seni sevmiyorum artık!Hatta senden nefret ediyorum!"

Kapıya doğru koşarken güçlü kolları bileğimi yakaladı ve kendine çekti.Vücudunun ateşi tüm bedenimi kasıp kavururken nefesimi tuttum ve gözlerine baktım.

Beni duvarla kendisi arasına sıkıştırıp kendisini bana yaslarken dudağının bir tarafı yukarı doğru kıvrılmıştı.Gergin çenesi ne kadar memnun olduğunun ispatı gibiydi.Altın saçları bir tarafa ayrılmıştı ve ela gözleri sinsice gülümsüyordu.Ellerimi omuzlarına koyup ittirmeye çalıştığımda histerik bir kahkaha attı ve kulağıma yavaşça eğildi.

"Sende biliyorsun Julie,ben bitti demeden hiç bir şey bitmez."

Bu sözü duvarlara çarpıp beni bulduğunda jilet misali bedenime saplandı.Bu benim ruhuma tersti.Ben özgür olmaya mahkumdum.

Yüzüne sert bir tokat atıp elinden kurtulunca kapıya koştum.Kapının kulpunu çevirdiğimde açılmadığını görmek benim için büyük bir şok haliydi.Deli gibi tekrar tekrar denemeye ve ağlamaya başladım.Bir yandan da bağırıyordum.

"Senden nefret ediyorum!"

Yavaşça yere kaydım ve orada ağlamaya devam ettim.

"Sen kafayı yemişsin."

Ellerimi yüzüme kapatıp oradan kalktım ve çığlık atmaya başladım.Cody yanıma gelip ağzımı tutana kadar kadar sesimi duyurabilirim sanıyordum.

Elleri dudaklarımın üzerindeyken beni yatağa doğru ittirdi ve ağzımı bantladı.Daha sonra kalın halatlarla kollarımı bağladı ve yüzüme bana oldukça uzun gelen bir süre bakıp odadan çıktı.

Yaklaşık on sekiz saattir boğazımdan tek lokma geçmemişti ve midem acı acı bağırıyordu.Sıkıntıyla odaya göz gezdirdim.Gözlerim gardolabın yanındaki gitara ilişti.Cody'e hediye ettiğim gitar...

Kaldığımız yurtta normal derslerin haricinde birini seçmek zorunda olduğumuz üç ders vardı.Müzik,resim ve beden eğitimi.Ben hep spora ilgi duyardım.Cody'nin ise bülbülleri kıskandıracak kadar güzel bir sesi vardı.Bu yüzden müzik alanında eğitim aldı.Onunla ilk arkadaş olduğumuzda elinde ahşap rengi bir gitar vardı ve yemekhanede arkadaşlarıyla beraber çalıp eğleniyorlardı.Daha sonra iğrenç sesimle onlara eşlik etmeye başlamıştım ve arkadaşlığımız böyle başlamıştı.Sevgili olduğumuz zamanlarda ise beni kıskanıp o gitarı birinin kafasında parçalamıştı.O yüzden ona yeni bir gitar almıştım.

Acalypha #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin