𝐵𝑖𝑟 𝑀𝑎𝑟𝑣𝑒𝑙 𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒𝑠𝑖...
Korkuyordum ondan, çünkü yavaş yavaş beni kendine aşık ettiğini biliyordum. Bunun intihardan farksız olduğunu da biliyordum. Yine de ne kalbim, ne de ruhum, ondan ayrı bir dakika bile düşünemiyordu.
★ ✮ ✰ ✬ ✦...
Multiyekoyamadım ama bölüm şarkısı -Şebnem Ferah - Masum değiliz-
Lütfen bol bol yorum yapın, bu birkaçbölümçok kritik, o yüzdenfikirlerinizi merak ediyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Zırhının elini takan Tony, alman usulü tabancaları elinde olan Natasha, yine onun gibi silah alan Clint, kalkanı elinde olan Steve ve silahlara ihtiyacı olmayan ikizler.
Önden giden Steve tabutun tutulduğu odaya sert bir tekme atıp kapıyı kırdığında hızlıca etrafa bakındı. Siyah tabutun üst kısmından çıkan bir yumruk, bildiği bütün duaları içinden okumasına sebep olmuştu.
Tanrının erdemli kulu, neredeyse Müslüman olup imana gelecekti.
Yumruk tekrar tabutun içine çekildiğinde dışarıda sadece şoktan konuşamayan, ve hareket edemeyen bir kalabalık kalmıştı.
Wanda dudakları hafif aralık bir şekilde ikizine baktığında onun da faltaşı gibi açılmış gözlerle tabuttaki kırığa baktığını gördü.
Hemen ardından ikinci ve sert bir yumruk daha fırladı içinden. Tabutun, artık zayıflamış olan ahşabın kırarak dışarı çıkan beyaz tenli eli tekrar gördüler.
Carissa Stark pes etmezdi. Onu koydukları tabutu yumruklarıyla kırar, ne olursa olsun içinden çıkardı.
Yumruk tekrar içeri girdiğinde kapak içeriden hafifçe ittirildi ve kenara düştü. Cesaretini toplayan Clint silahını hazırladı ve yavaşça tabutunu kenarına yaklaşarak içine baktı.
İçeride gözleri açık olan, ve kendisine öfkeyle bakan kızı gördüğünde ufaktan kafayı kırdığını düşündü.
Yüce isa, Clint'in içsel savaşının bitmesini beklemeyen kız onu sertçe yakasından tutup tabutun öbür tarafına savurdu ve onunla eş zamanlı olarak bacaklarını adamın boynuna dolayıp kendini çevirdi ve nakavt etti.
Yere yığılan Clint'in üzerinden kalktı ve bir saniye içinde odayı inceledi. Hemen önünde, beyaz bir standın üstüne konulmuş açık bir tabut vardı. Standın arkasında ondan birkaç metre uzakta, köşeye konuşlanmış bir kapı, ve kapıdan ona bakan insanlar.
"Carissa..." Diye mırıldandı adam kızına bakarak belli belirsiz.
Kız yüzündeki öfkeli ve korkutucu ifadeyi bozmadı, ancak ufak bir şaşkınlık da vardı artık yüzünde.
Dudaklarından dökülen cümle ise, herkesin zihnini parçalar niyelikteydi.
"Carissa da kim be?! "
"Ne?"
Carissa hızla yere devirdiği Clint'in elindeki silahı alarak Tony'e doğrulttu. "Sen de kimsin? Daha doğrusu siz kimsiniz?"
