seafret - to the sea
..
kadının aklına sır gibi hikayesiyle eskiden yaşamış bir çocuk gelmişti...
-hyunjin mi dedin?
-hıhım yoksa onu tanıyor musun büyük anne?! biliyor musun o biraz sert biri gibi ama aslında düşünceli ve çok iyi çizim yapıyor!
-çizim.. hyunjin.. sert.. hmm belki de başka hyunjin dir o çocuğun olma ihtimalli yok ya
kadının sessiz bir şekilde söylediklerini anlamamıştı küçük çocuk
-bir şey mi dedin büyük anne?
-ahh yok tatlım eskiden de hyunjin diye bir çocuk yaşardı buralarda bir an o geldi aklıma
-hmm ona ne oldu? yani o eskiden yaşamış olan hyunijn e
-hiç önemli bir şey değil
-o zaman ben odama çıkıyorum! iyi çalışmalar büyük anne!
koşarak merdivenlerden odasına çıktı gülümseyerek yatağına attı kendisini yandaki üçken şeklindeki camdan dışarıya baktı gök yüzü daha çok koyulaşmamıştı en azından odayı net bir şekilde görebiliyordu aklına gelen çocuğun yüzüyle kocaman sırttı ve yandaki yastığı alıp sıkıca sarıldı gözleri kısılana kadar gülüyordu
-hyunjin! hyunjinnn! hyunjin! hmm huncin! hahahah
"kendi kendine aklında canlanan çocuğun adını sayıklarken camı açılmıştı korkuyla oraya bakıp gözlerini kapattı bağırarak ve elindeki yastığı fırlattı
-aaaaahh imdat!!!!!
-ne diye benim adımı bağırıp duruyorsun delirdin mi?
-hm? hyunjin!
-şihtt bağırmasına!
-ahh pardon! senin kanatların mı var hyunjin?
-ne kanadı? kuş muyum ben? merdivenden çıktım
merdivenin son basamağına da adım atıp odaya atladı üzerindeki tozlanmış ve dizleri yırtık olan beyaz pantolonunu ve beyaz sweat ini silkeledi felix ise aşağıdan gelen sesle kapıyı açıp bağırmıştı
-felix her şey yolunda mı?!
-yolunda büyük anne! sadece bir kuş gördüm camdan! çok güzeldi ona bağırdım!
-ahh bende bir şey oldu sandım oğlum!
-bir şey olmadı! işine devam et sen!
-tamam! açsan mutfakta kek var yiyebilirsin!
-hıhım tamam!
iç çekip alnındaki terini elinin tersiyle sildi. sarı uzun saçlı çocuk yatağa oturup etrafı inceliyordu
-senin odan mı? burası
-hımm sayılır sanrım artık öyle
anlamış bir şekilde kafasını salladı felix hyunjin in yanına adımlayıp oturmuş ve biraz uzağında olan çocuğun yüzüne yaklaşmak için iki elini yatağa dayayıp yüzüne yakınlaşıp yüzünü inceliyordu hyunjin kafasını felix e doğru çevirdiğinde burunları çarpmıştı minik eliyle küçük çocuk burnuna dokunup ona anlamsız bir şekilde bakan hyunjin e baktı
-hyunjin!
-hm?
-sen.. çok güzelsin! ne kullanıyorsun yüzüne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyunjin Was There /hyunlix
Teen Fictioniki çocuğun akıl almaz bir şekilde birleşen zamanları.. deniz ve yıldız ilişkisi galaksinin sonsuzluğu ve zaman kavramının ortadan kalktığı bir varoluş.. ebedi bir yaşantı.. /angst.. birazcık ana bakış olarak "when marnie was there" animesinden esin...