ruelle - war of hearts
..
-doğduğumda?
kafasının içi bir kaç saniyeliğine durmuştu. kulaklarına ağlayan bir bebeğin sesi ve denizin şiddetli dalgalı sesleri doluyordu. gözünün önü bulanıklaşmaya başlamış ve kararıyordu etraf, yanağında gezinen ele götürmeye çalıştı küçük titreyen elini o daha elini eline dahi değdirememişken geri çekip küçük çocuğa kocaman gülümsemiş ve yataktan kalkıp cama doğru adımlamıştı
-yıldızlar gök yüzünde güzel...
-g-gitme
-hm?
gözlerini mi kapamıştı? ne zaman? ne ara olmuştu bu? daha az önce hyunjin camın önüne adımlayıp "yıldızlar gök yüzünde güzel" dememiş miydi?
-iyi misin felix?
hyunjin in sorduğuyla şaşkın ve korku dolu gözleriyle yutkundu seslice ve kafasını olumlu anlamda salladı hyunjin ise kocaman gülümsemişti
-ahh iyi o zaman rahatladım ben gideyim artık büyük annen gelebilir
-h-hayır! gitme hyunjin yıldızlar sadece gök yüzünde güzel değil! sadece denizi aydınlatmak için de yoklar! hem, hem deniz güneşi de sever onun buz gibi sularını ısıtır değil mi?
-hm? anlamadım neyden bahsediyorsun?
-ha? s-sen dedin ya! yıldızlar gök yüzünde güzel falan diye!
-kıkıkı yıldızlar sadece gök yüzünde olur zaten şapşal şey tabi senin yanaklarındakileri saymazsak
kocaman gülümseyip yanağındaki çillere dokundurdu elini hala yüzünde anlamsız bir ifade olan çocuğun
-hyunjin ben s-
-bence okuduğun kitaplar biraz fala dokunmuş sana. şu sıralar sürekli dalıp gidiyorsun yaşına göre şeyler okumalısın!
kafasını olumlu anlamda salladı dudaklarını bir birine bastırarak sonrasında ise arladı bastırdığı dudaklarını
-ımm şey peki bu gece benimle kalabilir misin?
-hm? peki ya büyük annen o kızmaz mı?
-kızmaz hem o hiç odama da gelmez haberi bile olmaz yani
-peki o zaman kalırım hadi bakalım yatalım yorgun görünüyorsun
çilli çocuk kafasını olumlu anlamda salladığında yerinde doğruldu.
küçük olan yatakta yana kayıp hyunjin e yer açmıştı hyunjin de yanına uzandığında ona izin alırcasına baktı küçük çocuk
-ne oldu? neden öyle bakıyorsun?
-şey sana sarılabilir miyim? bir şeylere sarılamadan uyuyamam da
-kıkık tabi sarılabilirsin
kocaman güneş kadar sıcak, yıldızlar kadar parlak gülümsemesini sundu ve sıkıca sarıldı sarı uzun saçlı çocuğun beline. kafasını ise göğsüne yaslamış çok yavaş atan kalbini dinliyordu
-hyunjin kalbin neden bu kadar yavaş atıyor
-çünkü durmaya yaklaşıyor
-hm?
-kıkık şaka yaptım normal atışı öyle
-ahh anladım
..
bir süre iki küçük çocukta sessiz kalmıştı. uzun saçlı olan kenardaki camdan dışarıyı izleyip göğsünde yatan çocuğun küçük lamba ışığında saçını okşarken oda daha sıkı sarılıp onu daha net hissediyordu yaşadığını gerçek olduğunu hissediyordu...
-hyunjin biliyor musun?
-neyi minik yıldız?
-sen.. seninle tanıştığımdan beri her şey çok garip! sanki sen gerçek değil gibisin veya başka bir evrenden veya sadece benim aklımdasın bu çok garip her şey çok garip ilerliyor kafam almıyor
-hmm belki de aslında yokumdur?
-hayır varsın! bak sana dokunuyorum bak buradasın!
mink ellerini fark etmeden sarışın çocuğun göğüslerine getirip bastırmıştı
-hmm bence böyle çok anlayamazsın gerçek olup olmadığımı
-nasıl? nasıl anlayacağım peki?
-hmm öperek?
-h-ha ş-şey ben k-kimseyi öpmedim n-nasıl ö-
-kıkıkı tamam tamam kekeleme küçük bir şakaydı sadece
heyecanının bir anda ortadan kaybolmasıyla yüzü düşen ve gözleri dolan çocuk akan burnunu çekti ve gözlerini kapatıp sarışın çocuğun göğsüne yasladı kafasını
-hm? neden ağladın ya cidden bak şaka ya-
-sus! aah uyandığımda hala burada olmak zorundasın! tamam mı?! başka bir şey deme şimdi ve uyu sabahta ben uyanmadan bir yere kaybolma!
-buna söz veremem küçük yıldız
çatık kaşlarıyla bir kaç gözyaşı yanağından süzülen yüzünü kaldırdı ve kırmızılaşmış gözlerle sorgulayıcı bakışlarını yolladı
-nedenmiş o?!
-çünkü buna sadece sen karar verebilirsin
-hm?
-seni yaşatan benim beni varlaştıran da sen. hala anlamıyor musun minik yıldız? yoksa çok küçük olduğun için mi anlayamıyorsun?
-sen sanki çok büyüksün! benimle alay edip durmasına!
-sen doğduğunda öldüğüme göre baya bir yaşlıyımdır değil mi? yani aslında yirmilerimdeyim diyebiliriz
-ha?
-kıkıkı inandın hemen şu yüz ifadesine de bir bak ahahahaha!
-yaa! benimle alay edip durma artık ciddiyim sinirleniyorum!
küçük kaşları çatık çocuğa gülümsedi ve kafasını olumlu anlamda sallayıp saçlarını okşamaya başladı yakın olan yüzlerini daha da yakınlaştırdı. merak dolu ifadesi, ışıldayan gözleri, gülümsediği için kıvrılan dudaklarıyla nefesini çilli çocuğun yüzüne vererek araladı kıvrılan dudaklarını
-hmm peki o zaman denize gitmeye ne dersin?
..
yeni bölüm gelmeyeli uzun zaman olmuştu değil mi? :) sizlere yakında daha iyi bölümler sunacağım. umarım bu yeterli olmuştur sizlere çok fazla spoiler veriyorum her bölümde fakat bu anlamsız bir şekilde olduğu için çok anlayamıyorsunuz dikkatli okuyun olur um düşüncelerinizi serbest bırakın, bırakın konuşsunlar nasılsa istediğinizde susturabilirsiniz...🧙♂️🦋🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyunjin Was There /hyunlix
Teen Fictioniki çocuğun akıl almaz bir şekilde birleşen zamanları.. deniz ve yıldız ilişkisi galaksinin sonsuzluğu ve zaman kavramının ortadan kalktığı bir varoluş.. ebedi bir yaşantı.. /angst.. birazcık ana bakış olarak "when marnie was there" animesinden esin...