vict molina - you
..
-çok parlaksın yıldız gözlerimi alıyorsun..
-hm?
yanağına konan minik bir buseyle gözleri fal taşı gibi açılmıştı
-y-ya hyunjin!
-ne o öpmem hoşuna gitmedi mi?
-yok ondan değil de şey.. bir dahakine önceden haber veriri misin?! kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor çünkü!
-kıkıkı ne diyeceğim yıldız bak seni öpüyorum kendini hazırla mı?
-evet
-ciddi misin?
-evet!
-tamam bir dahakine haber vereceğim
-ohh
-koş bakalım şimdi bu kadar mola yeter
-yaa ama haksızlık bu! beni bekle!
hyunjin büyük bir kahkaha patlatıp daha hızlı koşmaya başlamıştı boylu boyunca koca tepeyi. koşarken de arkasına dönüyor ve minik yıldızını kontrol ediyordu arada. tepenin başına geldiğinde kenarına koştu hızla ve oturup bacaklarını altındaki büyük denize doğru sarkıttı.
fakat felix'in yükseklik korkusu vardı o tarafa yaklaşamazdı bile çok yüksek olduğu için korkuyordu ve bu yüzden hyunjin için de endişelenmişti. yeni yeni nefesinin düzene girişiyle ellerini dizlerine koyup biraz nefes aldı ve hyunjin in kenarda oturduğunu görünce gözlerini kocaman açıp araladı dudaklarını
-h-hyunjin düşeceksin! çekil oradan çok yüksek!
-hmm? korkuyor musun sen? korkma gel bak ben varım burada hem buranın manzarası çok güzeldir
-hayır! hayır! hayatta bir adım bile atamam o kenara! sen gel asıl buraya çok tehlikeli!
-ne kadar da korkaksın
-ha? korkak falan değilim!
-pekiiii öyle olsun bakalım
oturduğu yamaçtan hızla kalktığında küçük çocuk onun yerine de korkmuştu. o yamaçtan nasıl o kadar umursamaz bir şekilde kalkıyordu? ölmek mi istiyordu? yoksa çoktan ölü müydü?
felix'in kendisini yere atıp uzanmasıyla hyunjin de yanına gelip kendi bedenini yanına bırakmıştı. minik olanın nefes alışverişlerinin hızı duyuluyordu, çok yorulduğu ortadaydı. o küçük gözleriyle gök yüzündeki yıldızları izlerken hyunjin onun yüzündeki daha parlak olan yıldızları izliyordu.. minik çocuk parlayan gökyüzündeki yıldızları parmağıyla göstererek doğruldu yerinde
-ahh yıldızlar çok güzel baksana parıl parıl parlıyorlar!
-hmm öyleler
minik beden gözlerini yanına çevirdiğinde hyunjin'i ona bakarken bulup kaşlarını çatmıştı
-ama sen bakmıyorsun ki!
-bakıyorum
-bakmıyorsun!
-çünkü ben herkesin yıldızlarına değil sadece kendi yıldızlarıma bakıyorum
-hm? hani nerede o? bana da göster yıldızlarını!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyunjin Was There /hyunlix
Ficção Adolescenteiki çocuğun akıl almaz bir şekilde birleşen zamanları.. deniz ve yıldız ilişkisi galaksinin sonsuzluğu ve zaman kavramının ortadan kalktığı bir varoluş.. ebedi bir yaşantı.. /angst.. birazcık ana bakış olarak "when marnie was there" animesinden esin...