bölüm altı

562 40 17
                                    

Seyit

Ani bir silah sesiyle savrulmustuk.Silah sesi tekrar gelmişti.İlkinde canım yansa da umursamadım ikinci silah sesinde onu da kanlar içinde bana bakarken görünce işte şimdi canımdan can gitmişti sanki.Gelen yardım çığlıklarından sonra gözlerim yavaş yavaş kapanmıştı.

Yazar

Aybike'nin kucağında Burcu;Berk'in kucağında Seyit.Yuzleri solmuş bir şekilde öylece yatiyorlardi.Aybike'nin gelinliği,Berk'in de damatligi bizimkilerin kanına bulanmisti.Ambulans yoldaydi.Aybike çok ağlıyordu.Hem düğünü adına ama en çok da kardeşi,canından öte dostu Burcu için çok üzülüyordu.

Ambulans ikiliyi götürürken Aybike,Berk ve arkadaşları hastane yolunu tutmuslardi.Aybike yol hoyunca susmadı.Perişan etti kendini.

İki genci direkt yoğun bakıma aldılar çok kan kaybetmislerdi.

Berk teyzesi Nebahat hanıma haber verip vermemek arasında çok kararsizdi.Ama emindi ki Seyit böyle bir şey istemezdi.Cunku Seyit düğünden önce son günlerde olan bitenleri anlatmıştı Berk'e.Nebahat hanım büyük ihtimalle Burcu'yu suclardi hep yaptığı gibi.O yüzden haber vermemek en doğrusuydu.

Aybike bir köşeye çekilmiş gözyaşları içinde kıpırdamadan duvarı izliyordu sadece.Burcu için tek üzülen o vardı şu anda.Nasil üzülmesin.Yedikleri içtikleri hep beraberdi.Zor günlerinde hep birbirlerinin yanındaydılar.Kizin ailesi kalmamıştı kendisi hariç.Ama şimdi Seyit de olacaktı onun annesi babası hatta abisi.Olacakti değil mi uyanacaklardi ve mutlu olacaklardi.Seyit Burcu'nun yaralarını saracakti.

Burcu

Bir ırmağın kenarında oturmuştum.Tam orta yerinde.Tuhaf bir şekilde bir yer aşırı karanlık bir yer aşırı aydinlikti.Cok geçmeden karanlık tarafta anne ve babamı gördüm.Bana doğru geliyorlardı.Yanlarina gitmek istedim.Ama oturduğum yere yapismisim gibi kipirdayamadim.

Annem ve babam daha da yakınıma geldiklerinde gözyaşlarıma hakim olamamistim.Anne ve babam "Burcumuz güzel kızımız seni çok özledik biricik bebeğimiz lütfen ağlama kaldır başını." demişlerdi.Basimi kaldırdım.En az benim kadar onlar da üzgün duruyordu.

"Anne baba!" dedim cılız çıkan sesimle."Ben de ben de sizi çok özledim.Beni de yanınıza alın.Dayanamiyorum."dedim.Annemle babam hayır anlamında kafalarını salladılar.Annem karşıdaki beyaz tarafı göstererek bize doğru gelen abim ve Seyit'i gösterdi ve "Güzel kızım seni yanımıza alırsak abin ve Seyit ne yapar o zaman.Senin onların yanında kalman gerek.Daha çok erken gelmen için.Yasayacagin güzel ama zorlu günler seni bekliyor."demişti.

Anlam verememistim.Abimin yaşayıp yaşamadığını bilmiyordum bile.Nasil onun yanında olmamı söylerdi.O beni bırakıp gitmişti.Ben bunları düşünürken annem ve babam yok olmuştu birden.

Tekrar başlamıştım ağlamaya ve her yer artık aydınlık olmuştu.Karanlik taraf yok olmuştu.Fark etmemiştim o sırada bir el gozyaslarimi siliyordu ve bana tüm ictenligiyle gülüyordu.Seyit?evet Seyitti bu.

"Ağlama güzelim.Seni burdan almaya geldim.Beraber geçireceğimiz güzel günler bizi bekler." demişti.

Ayağa kalkıp elini uzattı Seyit.Saka gibi.Az önce ayağa kalkamıyorken su an Seyit'in elini tutup ayağaklanmistim.El ele yürüyorduk.Ruya miydi bütün bunlar derken etrafımda doktorları görmüştüm.Makina sesleri ve doktorların kurtuldu diye bagrislari birbirine girmişti.Anlam veremeyip tekrar kapandı gözlerim.

Seyit

Burcu ve ben sahil kiyisindaydik yine.Uzerinde beyaz bir elbise.Yine çok güzeldi.Bende de beyaz tişört ve pantolon vardı.Deli gibi koşuyorduk sahilde.birbirimize su firlatiyorduk.

Her Günüm Seninle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin