bölüm dokuz

617 38 48
                                    

Burcu

Kendimi birden arabanın ön kısmında bulmuştum.Ne yaşadığımı sorguluyordum.Seyit anneanneme gidiyoruz diyip bir şey demeden beni arabanın önüne oturttu sonra da evden bavullari almaya gitti.

Zaten her şeyim hazırdı burda bir saniye bile duracak halim yoktu.Kurtuluyordum inanılır gibi değil.

Direksiyona geçince biraz yorgun bir hali vardı.

"Al işte neden hepsini tek başına taşıdın yaralarımiz daha taze Seyit dikkat etmemiz lazım." diyip sinirle tisladim ve cama doğru döndüm.

"Sence ben seni yormaya müsade eder miyim güzelim."

Al işte atma şu zehirli oku beee yine eritti beni.Şu "güzelim" kelimesine acayip düşüyorum.Neyse kendine gel kızım.

"Tamam ama en azından bavullarin bir ucundan sen bir ucundan ben tutardım.Hem beni de kucakladın arabaya getirdin sanki ben yuruyemiyormusum gibi.Yordun kendini.Endiseleniyorum beni de anla."

"Benim için endişeleniyor olman hoşuma gitti güzelim." dedi sırıtarak.

Son kelimeyi biraz daha vurgulayarak söylemişti.Anlamisti tabi zaafım olduğunu erit bakalım Seyit efendi.

Yola çıkalı yarım saat olmuştu.Sessiz bir şekilde ilerliyorduk.Camdan dışarı bakarak düşüncelere dalmistim.Bildigim şehirde bilmediğim bir eve gidiyordum.

Yanimda biricik çocukluğum hem de şeyyy sevgilim.Sevgilimdi herhalde.Yani biz sevgili miydik şimdi neydik.Sadece bir kez öpüştük.Ama onun dışında bir şey yaşamadık.Tabi birbirimize erimemiz dışında.Henuz bir adı yoktu aramızdakilerin.Bu beni gerçekten tuhaf hissettirmisti.Dusuncelerimden sıyrılıp yola konsantre olmuş Seyit'e doğru döndüm.O da bana dönüp tebessüm etti sonra kendini tekrar yola verdi.

"Seyit?"

"Efendim güzelim"

"Biz su an neyiz?"

"Nasıl yani neyiz derken?"

"Yani bu son yaşadıklarımız iki arkadaşın yaşayacağı türden değil.Şey gibi biraz şeyyy..."

"Sevgili gibi demek istedin herhalde." dedi pat diye.

"Yani evet ondan demek istedim." dedim utanarak.

Güldü bu halime.Vitesteki eli elimi buldu ve tutup öptü.O an içimde kelebekler uçuştu.O ise hem yola bakıp hem de benimle konuşuyordu.

"Yani ben böyle şeyleri sormayı sevmem aslında.Ama seninle beraber çocuklarıma anlatmak isteyeceğim güzel bir hikayem olsun çok isterim tabi sen de istersen."

Bana soru sormuştu bir nevi.Parmaklarimizi birbirine sımsıkı kenetleyerek "Ben de isterim hem de çok isterim Seyit." demiştim.O sirada gözümden bir damla yaş dusuverdi.

Seyit arabayı aniden kenara park edip bana döndü.İkimiz de su an çok mutluyduk.Sanki her şey yeniden başlıyor,yeniden tanışıyor gibiydik.Gozyaslarimi silip üzerine öpücük bıraktı.

"Mutluluktan bile olsa sakın ağlama tamam mı güzelim.Artik ağlamanı istemiyorum.Artik yanında ben varım.Her şey yeniden başlıyor." dedi.

Hem gozyaslarimi siliyor,hem yüzümü ve saçlarımı seviyor hem de öpücük konduruyordu sevdiği yerlere.En son durağı dudaklarım oldu.Tuzlu gözyaşlarım karıştı dudaklarımiza.Nefes alamayınca bırakmıştım dudaklarını.Dudaklarima doğru nefesini vererek güldü.İcim sımsıcak oldu o an.Alnini alnıma yaslayıp bir süre öyle kaldı.Su an sevgiye o kadar çok aç olduğumu hissettim ki hemen boynuna sarıldım beni bırakmasın diye.Bir süre de böyle kaldık rüyada gibiydim.Ayrilirken kulağına fısıldadım. "Seni çok seviyorum Seyit adamı."

Her Günüm Seninle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin