bölüm üç

817 40 22
                                    

Burcu

Seyit bana bir nevi burdan kaçmayı teklif etmişti.Bir an dünya durdu sanki.Aslinda onu zora sokar miydi bu durum bilmiyordum.Onu zora sokmak istemezdim.Hemen cevap da veremezdim.Ama burdan gitmem gerekiyordu.Yoksa artık dayanamayıp kendimi bile oldurebilirdim hayallerim umrumda olmadan hem de.

"Nasıl yani?" dedim.

Yuzume tuhaf bakarak "Nasıl nasıl yani Burcu." dedi."Güzelim seni burda tutan neden yok ki artık.Ha varsa söyle tabi oraya karışmam.Ama anneni ve babanı toprağa verdin burada.Abin gitti gelmedi.Su an okulda olman gerek o da yok.Bir şerefsiz yüzünden evde hapis hayatı yaşamaya değer mi.Annem de çok severdi sizi.Oraya gittiğimizde bir yolunu buluruz.İnan bana daha mutlu olursun.Bu kadar uzulmezsin belki,belki daha çok gülersin.Yetmemis mi bu kadar acı kalbine kendine.Eğer anılarımdan ayrılmak istemem dersen gıkımı çıkartmam.Sonucta senin hayatın."dedi.

"Seyit ben buna hemen karar veremem.Evet burda kalmamı gerektirecek bir sebep yok.Ama ayrılma ihtimali de çok üzüyor be.Burada iyi kötü anılarım var ve nasil kopabilirim bilmiyorum.Ev zaten umrumda değil.O pislik Hilmi'nin evi kötü anılarla dolu. Daha fazlasını kaldiramam.Eger burdan gidersem burayı gerçekten çok ozlicem.Tum kötülüğüne rağmen burası çok güzel.Eger seninle gelirsem benim yüzümden başına bir iş gelmesinden korkmuyor da değilim.Hilmi iyi bir adam değil Seyit.Orda ne yapıp eder bulur bizi ve bunun bedelini senden ya da sevdiklerinden cikartirsa kendimi hiç affetmem.Benim bunu düğün bitene kadar düşünmem lazım."

Seyit

"Düğüne kadar düşünmem lazım." demişti.

Hic bir şeyi umursamadan ona gitmeyi teklif etmiştim.Yasadigi şeyler hiç kolay şeyler değildi Burcu'nun.Ben buna müsade edemezdim.O adamın bana yapabilecekleri umrumda değildi.Su an sadece çocukluk arkadaşımı o pisliğin ellerinden kurtarmak istiyordum.

Ama Burcu bu işte.Hep kendinden önce başkalarını düşünürdü.Bir sonraki hamleyi düşünmeden hareket etmezdi.

Eh be güzelim insan biraz değişirdi değil mi ama.

"Peki sen nasıl istersen."dedim konuyu kapattım.Biraz da sahil kenarında dolaşıp denizin mis kokusunu içimize cektikten sonra eve doğru yol aldik.Saat on ikiye geliyordu.Zamanin nasıl geçtiğini fark etmemişiz.Onu evine getirdiğimde emniyet kemerini çıkartıp bana doğru döndü.

"Eğer istersen su an seni evime davet etmek istiyorum." dedi.

Şaşırmıştım ama sevinmiştim de gitmek isterdim açıkçası.

"Yok geç oldu sen git yat dinlen hem laf söz olmasın başında yeterince sıkıntı var zaten." dedim hafif tebessümle.Ama beklemedigim bir cevap geldi.

"İtiraz kabul etmiyorum Seyit bey.Hatice sultanın domatesli yumurtasını hiç ozlemedin mi sen." demişti.

Bir an duraksadim.Sonra kocaman gülümsedim.Unutmamisti Hatice teyzemin yaptığı domatesli yumurtayı çok sevdiğimi.Bu detay hosuma gitmişti."Eh davete icabet etmek gerek o zaman."dedim.

Eve girdiğimizde etrafı seyre daldım.Gozum vitrindeki fotoğraflara kaydı.Cok mutlulardi gerçekten.Burcu'nun bir zamanlar gözlerinin içi gülerken şu anda o görüntüden hiçbir eser kalmamış yerini hüzne bırakmış.

Tam arkamı döndüğümde karşımda donutslu pijamalariyla onu gördüm.Tebessum etmeden duramadım.

"Neden gülüyorsun?" dedi."Pijamaların" dedim. "Çok tatlı."

Her Günüm Seninle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin