İKİNCİ BÖLÜM

104 6 1
                                    

Sabah saat 8:30. Mike alarmının sesine uyandı. Okulu 12:30'da başlayacaktı. Banyoya girdi ve aynaya baktı, saçları dağınık ve yağlı gözüküyordu. Ve ter koktuğunu hissetti. Hemen duşa girdi. Normalde duşta çok uzun kalırdı ama bu sefer uzun duramazdı. Yaklaşık 15-20 dk. sonra çıktı ve odasına gitti üzerini giyindi. Aşağı indi ve mutfağa yöneldi. Annesi ve babası kahvelerini yudumlarken gazetelerini okuyordu. Abisi Jason, gevreğini yerken telefonuyla uğraşıyordu. Sabahları gene herzamanki gibiydi. Annesi " günaydın,
tatlım otursana " dedi. Mike " sanada günaydın anne " dedi. Gevreğini kâseyi ve sütü çıkarttı ve gevreğini hazırladı. Kâseyi eline aldı ve giderken annesi " Tatlım nereye ? " Diye sordu, Mike, " odama gidiyorum anne " dedi " Hayır tatlım olmaz. Odan daha yeni temizlendi burda ye" diye ekledi annesi. Mike içinden " Bu sıkıcı yerde kahvaltımı yapmak istemiyorum " dedi. Kahvaltısı bitince arka kapıdan çıktı. Bisikletini alıp okula doğru sürdü. Okulu yakındı, önceki evlerinde uzak olduğu için annesi bırakırdı onu. Ama şimdi okulu evine yakındı bu yüzden okuluna bisikleti ile gidiyordu. Okula gelmişti, bisikletini okulun bahçesindeki bisiklet yerine kilitledi. Okula girdi. Etrafta okulun futbol takmında olan erkekler, ve erkeklerin izlediği ponpon kızlar vardı. Ve sıradan öğrenciler. Dersinin başlamasına daha 1 saat vardı. Ne yapsam diye düşündü. Ve aklına kütüphane geldi. Kitaplara aşıktı nerdeyse. Hemen kütüphaneye gitti. Giderken karşısına Aptal Ian ve tayfaları çıktı. Ian " hey, Naber Ucube" dedi. Mike umursamamaya çalıştı. Ve kütüphaneye gitti. Kütüphane çok sessizdi. İçerde 20 kişi anca vardı. Tam istediği gibiydi. Bir kitap seçti ve okumaya başladı. Yaklaşık 1 saat aralıksız okudu. Kitap 300 sayfa idi. Ve o 150. Sayfalara gelmişti. Sonra Kitabı sırt çantasına koydu. Ve zil çaldı dersine girdi. Ilk dersi Edebiyattı. En sevdiği derslerden biriydi. Ama eski hocaları olan Mr. Shaw gittikten sonra gelen yeni Edebiyat hocasına bir türlü ısınamamıştı. Dersi dinlemiyordu. Defterinin arka taraflarına bişiler karalıyordu. Ve zil çaldı o 40 dk'nın nasıl geçtiğini anlayamadı. Sınıftan çıkarken yanına Ashley adında bir kız geldi. Okulun Voleybol takımındaydı. Kibirli bir kızdı. Etraftaki kişilerden duyduğuna göre okulun erkeklerinin neredeyse hepsiyle yatmıştı. Ashley, Mike daha sırada otururken, sıranın üzerine milkshake dökmeye başladı. Mike sıradan fırlayarak kalktı. Milkshake pantolonun üzerine çok azda olsa dökülmüştü. Ashley " Aaa şu ucube Mike'a da bakın, bebek gibi altına kaçırmış. " dedi. Etraftaki herkes kahkaha atıyordu. Mike çok sinirlenmişti. Tuvalete gitti. Kabinlerden birine girmişti. Kulaklığının sadece bir tanesini takarak klozetin üzerine oturdu. 1 dk. sonra yukardan bir kağıt düştü. Kağıtta " hey Mike ! Eğer altına kaçırabiliyorsan neden tuvallettesin ? Yazıyordu. Altında kimin yazdığına dair birşey yoktu. Ama şüphelendiği kişilerde vardı. Ashley, Ian, Jordan, yüzme takımından Danny'de olabilirdi. Bunu anlamanın tek yolu el yazısı karşılaştırmasıydı. Ashley olamazdı çünkü onunla Coğrafya dersi ortaktı. Derste yazısını görmüştü. Ian'da olamazdı çünkü geçen gün kağıda birşeyler yazıp girişteki panoya asmıştı. Geriye sadece Jordan ve Danny kalıyordu. Öğle arasında Danny'nin yüzme antremanı olduğunu biliyordu. Yüzme takımındakilerin eşyaları soyunma odasındaki kilitli dolaplardaydı. Ama Danny'nin dolabının şifresini bilmiyordu. O tür dolap şifreleri yüzme koçu Mr. Marajın ofisinde bulunuyordu. Ofisi 2. Kattaydı. Yukarı çıktı ve Koçun ofisinin önüne geçti. İçerde kimse gözükmüyordu. İçeri yavaşça girdi. Masanın üzerinde bir not vardı. O notta " acil bir işim çıktı ve 45dk. içinde burda olurum -Mr. Maraj" yazıyordu. Hemen kitaplığa baktı ve Bir defter buldu. Orda erkeklerin dolaplarının şifreleri vardı. Tam istediği gibiydi. Çok basit olmuştu onun için. Hemen şifreyi alarak odadan çıktı. Zemin kata, soyunma odalarına gitti. Danny'nin dolabını buldu. Hemen dolabı açtı. Dolapta Danny'nin sırt çantası, kirli çoraplar ve kıyafetleri vardı. Sırt çantasından herhangi bir defterini çıkarttı, ve aynı zamanda cebinden notu çıkarttı. Yazıları karşılaştırdığında yazıların aynı olduğunu gördü. İçinden " tam tahmin ettiğim gibi. " diye geçirdi. Çantaya biraz daha bakarak içinde telefonunu buldu. Telefonunu karıştırmaya başladı. Gene içinden "Aptal Danny telefonuna şifre koymayı düşünememiş" diye geçirdi. Telefonda çok salakça fotoğrafları vardı. Saçma sapan, sıkıntıdan çekindiği fotoğrafları vardı. Eğer bunları sosyal paylaşım sitelerinde paylaşsaydı salaklığı ile ünlü olurdu. Bunları değerlendirmeyi düşündü. Hemen ordaki fotoğrafları kendi telefonuna attı işte bu kadar dedi. Hemen ordan çıktı. Dersleri bitip eve döndüğünde bu fotoğrafları ikişer tane Yazıcı'dan çıkarttı. Bi fotoğrafın altına " dostum, bu nasıl bir yüz ?" Diye yazdı. Tabi ki pc üzerinden. Çünkü kendi el yazısı ile yazsaydı Mike'ı bulmaları kolay olurdu. Şimdilik bu kadar diyip yatağına uzandı.
12:30
Mike okuldaydı. Saat 12:30 olduğu için soyunma odasında kimse yoktu. Gizlice içeri girdi. Bu sefer dolabı açmasına gerek yoktu. Kağıdı çantasından çıkarıp dolabın kapağının deliğinden içeriye attı. İşte bu kadar diyip çıktı ordan. Saat 13:20 oldu. Okulun yüzme takımından olanlar aşağı doğru indi. Aralarında Danny'de vardı. Hiçbirşeyden habersiz arkadaşlarıyla geyik yapıyordu. Öğle arası olduğu için öğle yemeği vardı. Mike yemeğini alıp okulun bahçesine çıktı. Aradan 1-2 dk. sonra Danny fırlayarak dışarı geldi. Yüzünden anlaşıldığı üzere çok sinirliydi. Sweat'inin cebinden kağıt gözüküyordu. Mike mırıldanarak "Opss ! Birileri kızgın" dedi. Danny etrafına bakındı ve geri gitti. Diğer dersi fiziksel etkinlikler'di. Yemeği bitince aşağı soyunma odalarına doğru yöneldi. Soyunma odası zemin katta olduğu için ıssız olurdu. Zemin katta sadece Tiyatro salonu, olimpik havuz, kız ve erkek soyunma odaları ve malzeme odaları vardı. Olimpik havuzda kimse yoktu. Mike aşağı inerken malzeme odasından bişey düştüğünü duydu. Delikten baktı. Gördüklerine inanamadı. İçerde Ashley ve trigonometri öğretmeni Mr. Rose vardı. Hala şoktaydı. Ashley ve Mr. Rose öpüşüyorlardı. Mike içinden " haberler bana geliyor hepsi tesadüf. Şanslıyım. " dedi. Hemen telefonuna sarıldı ve delikten video çekmeye başladı. Görüntüler çok netti. Çekerken onların toparlandığını gördü ve hemen uzaklaştı. Bu, şuana kadar ayağına gelen en büyük fırsattı. Ve bunu çok iyi değerlendirecekti. Soyunma odasına gitti ve eşyalarını dolabına koydu. Kabinlerden birine girerek üzerini değiştirmeye başladı. Sevinçten çığlık atmamak için kendini zor tutuyordu. Bugün dersleri azdı. Fiziksel etkinlikler dersinden sonra matematik dersi vardı ve dersi bitiyordu.
14:20
Mike'ın dersleri bitmişti. Rahatlamak istiyordu. Aklına okulun havuzu geldi. Yüzmek Mike'ı hep rahatlatırdı. Şortunu giyip havuza gitti. Havuzda 15 kişi anca vardı. Mike suya atladı. Tam çıkarken birisinin kafasından bastırarak boğmaya çalıştığını hissetti. Aklına bin bir türlü şey geldi. Danny Mike'ın yaptığını mı anlamıştı ? yoksa Ashley ve Mr. Rose onları video'ya aldığını mı görmüştü ? Mike bunları düşünürken öleceğini hissetti ama kafasındaki baskı kayboldu. Hızlıca çıktı. Karşısında Calton vardı. Mike onun yüzme Kursu'nda olduğunu unutmuştu. Eğer aklında olsaydı asla gelmezdi. Calton " hey, şu yalnız ucubeyede bir bakın çok korkmuşa benziyor. Noldu ? Beynine oksijen mi gitmedi ? Ama olmayan birşeye oksijen gitmez değil mi ? " Mike çok sinirlenmişti. Hemen dışarı çıktı. Soyunma odasında kurulanırken bi yandanda gözünden yaşlar akıyordu. Kendi kendine " insanlar neden böyle ? Bana neden böyle davranıyorlar ki ? Onlara ne yapmış olabilirim ki ? Ama bunların intikamınıda alıcam. " Diyordu. Üzerini giyindi. Koridorda giderken hala nefes nefeseydi. Zar zor nefes alıyordu. Dolapların yanında Calton ve arkadaşları Mike'a bakıp gülüyorlardı. Calton hemen anlatmış olmalıydı arkadaşlarına. Okulun bahçesine gitti. Masanın üzerine laptop'unu koydu. Telefonunda ki video'yu Boş bir cd'ye aktardı. Bu sırada Ashley'nin arkadaşlarıyla vedalaştığını farketti. Hemen laptop'unu çantasına koyup Ashley'i takip etmeye başladı. Ashley'nin evi okul'dan 2 blok öteydi. Ashley eve girdi. Üst pencereden bir tanesine çıktı. O pencere onun odası olmalı diye geçirdi içinden Mike. Hemen Cd'yi pencereden içeri attı. Ashley pencereden dışarı etrafa baktı. Mike çoktan gitmişti. Okula tekrar gelip bisikletini aldı ve eve doğru sürdü. Eve gelince odasına koşarak çıktı. Bilgisayarını açtı ve video'dan Screenshot aldı. Fotoğrafı düzenlemeyle başladı işe. Mr. Rose'un yüzünü bulanıklaştırdı. Belli olmuyordu Mr. Rose. O fotoğrafı Yazıcı'dan 100 tane çıkarttı. Plana göre o fotoğrafları kimse görmeden okulun içinde heryere koymaktı. Ama şuan okulda hala öğrenciler olabilirdi. Akşam 8:30 sularını bekledi. O zamana kadar test çözdü. Yarına Tarih sınavı vardı. Aradan zaman geçti ve saat 8:30 sularıydı. Hemen dolabını açtı siyah pantolonunu, siyah tişörtünü, siyah sweatini, siyah botlarını giydi. Annesine " Anne kütüphaneye gitmem gerekiyor arabanı alabilir miyim ? " diye sordu. Annesi " alabilirsin, ama sen neden bu kadar çok siyah giyindin ?" Diye sordu. Mike, " bu yeni tarzım anne" dedi ve annesinden arabanın anahtarlarını aldı. Planı iyi işliyordu. Arabayı okulun biraz uzağına park etti. Okulun içine girdi. Elindeki o 100 tane fotoğrafı yerlere attı, panolara astı, bankların üzerine koydu, sınıftaki tahtaların üzerine astı. Her tarafta Ashley'nin fotoğrafları vardı. Fotoğrafların arkasında " Bu kız Ashley Harding peki ya öpüştüğü kişi kim ? " Yazıyordu. Son bir işi kalmıştı. Mike'ın hiç arkadaşı olmadığı için okuldan sonra Müdür'ün yardımcılığını yapardı. Şöyle ki; Müdür için kahve alırdı, dosyalarını düzenlerdi, bazen bilgisayarda yapılacakları Mike yapardı. Müdür odasının anahtarını her zaman odasının kapısının önündeki paspasın altında bulundururdu. Okulun kameraları kayıttaydı. Hemen bilgisayardan son 30 dk. İçin olan kayıtları sildi ve kameraları 15 dakikalığına devre dışı bıraktı. Bu 15 dk . onun için okuldan çıkması içindi.

Sıra BendeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin