Mike, bütün o fısırdaşmaları, gülüşmeleri, kızların ne giyeceklerini planlamaları hepsinin sebebi buymuş diye düşündü. Arkadaşı olsaydı bu tatil çok eğlenceli geçebilirdi. Ama arkadaşı olsaydı. Büyük ihtimalle gitmezdi. Gene de bir broşür alıp dolabına doğru yöneldi. Dolabının şifresini girip, kapağı açtığında korkutucu birşeyle karşı karşıya geldi. Bir bıçakla kapağa sabitlenmiş bir hayvan beyni. Çok pis kokuyordu. Koku bütün dolabını sarmıştı. Koridorda bunu gören herkes gülüyorlardı. Ama arkasından gelen sesler tanıdıktı. Arkasına döndüğünde pis pis sırıtan Finn, Laura, Kevin, Scott ve Rita'yı gördü. Onların yaptığı çok belliydi. Ders almamışa benziyorlardı. Ama alıcaklardı. Fransa tatiline gitmeliydi Mike. Onlara güzel bir ders verebilirdi.
********
Mike, odasından aşağı inerken kapıdan bir zarf geldiğini gördü. Tam zarfı açacakken annesinin geldiğini fark etti. Mrs. Acker " Nedir o tatlım ? " dedi. Mike ise " Bilmiyorum. Bakmak ister misin ? " diye sordu. Annesi, " Bakalım neymiş " diyerek zarfı alıp çalışma odasına gitti. 2 dakika sonra aralarında şöyle bi konuşma geçti ;- Mike tatlım bu kağıt okulunuzda düzenlenen bir Fransa tatili için. Gitmek ister misin ?
- Evet gitmek isterim.
- Sıkılmayacağından emin misin ? Burada 2 hafta olduğu ve bir Fransız ailenin yanında kalıcaksın.
- Sorun değil anne. Hem ben tatil için değil de Fransızca'mı biraz daa geliştirmek için gitmek istiyorum.
- Bu güzel. 2 gün sonra yola çıkacaksın.
Konuşmaları bittikten sonra Mike, salona geçip televizyonu açtı. Biraz televizyon izledikten sonra uykusu geldiği için odasına çıktı.
*********
Mike bugün yola çıkacaktı. Valizini hazırlarken herşeyi koyduğundan emin olmak için valize şöyle bir göz attı. Kıyafetleri, bilgisayarı, tableti ve şarz aleti. Herşey tamamdı. Bilgisayarı açıp Telefon takip programını açtı. Bu gerçekten bulunması ve yapması zor programdı. Şuan aktive değildi. Ama aynı program telefonunda da vardı. Programı çalıştırdığında Rita, Kevin, Scott, Laura ve Finn'in telefonları gözükecekti. Böylece nerede oldukları ya da 3 metre kadar oldukları yerden harekete geçtiklerinde bildirim gelicekti. Ancak uçaktaylen olmazdı bu. Herkes zaten aynı sokaktaki ailelerle kalıcaktı. Mike herşeyini aldığından emin olduktan sonra sırt çantasını ve valizini alıp aşağı indi. Babasının gene herzaman ki gibi önemli bir toplantısı olduğu için Mike ile beraber havaalanına gelemeyecekti. Annesiyle beraber arabaya bindi. Annesi arabayı sürerken Mike'a telaşlı bir şekilde bakıyordu. Mike en sonunda ortamdaki sessizliği bozarak " Anne, teleşlanmana gerek yok. Iyi olacağım. Bundan eminim olabilirsin. " Annesi ise yüzünde küçük bir gülümsemeyle " Biliyorum tatlım. Ama bilmiyorum, bu tek başına gideceğin ilk tatil. Hemde Fransa'da. İyi olacağından eminim. Güçlü birisin sen. "
Nihayet havaalanına gelmişlerdi. Mike arabanın bagajından valizini aldı. Annesiyle vedalaştıktan sonra uçağa doğru gitti.