🦋
Collin'in görüşme teklifi biraz ani ve tuhaf olduğu için diğerlerinin bana bakışı da aynı tuhaflıktaydı. Hafif bir gülümsemeyle, "Tabi ki de, Dük Bennett." sevecen bir şekilde onu onayladım. Düşes'in bakışları biraz tuhaf olsa da bunu umursamadım. Wizard bir süre sessizce bir bana birde Collin’e bakarak durumu anlamaya çalıştı. Ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyor olmalı. Yine de o da mecburen tek kelime etmeden diğerleriyle beraber odadan ayrıldı. Sadece sözleşmeyle bağlıyız, tabi bana karşı tek kelime edemez. Kapının kapanmasıyla omuzlarımı düşürerek arkamı döndüm. Bunu yapmamla boynuma sarılması bir oldu.
"Gerçekten de hayattasın!" titrek sesiyle konuştu. Başta duraksasam da bende hemen ona sarıldım.
"Benden kurtulması o kadar kolay değil!" gülerek benden ayrıldı. Beni gördüğü andan itibaren tuttuğu göz yaşlarını serbest bıraktı. “Neden ağlıyorsun seni aptal!” kızarak konuşsam da benim de sesim titredi. Gözlerini silerek gülmeye devam etti.
"Öldüğünü düşünmeye başlamıştım." mırıldadı. Ağlamasına dayanamayarak yedekte bulundurduğum mendili çıkartarak gözlerini nazikçe sildim.
"Aptal olma, ağlaman çok çocukça!" uyardığım da bende onunla beraber ağladım. İkimizde gülerek ağlamaya devam ettik. Bir süre öylece birbirimize sarılarak ayakta ağlayarak durduk. Yorulmaya başladığımızı hissedince ikimizde aynı kanepeye oturduk. Kanepeye geçtikten sonra ona saldırıya uğradığım geceden itibaren olan biteni anlattım. Anlatmam bitmesiyle beraber,
"Saçmalık! Neden bu adamı kullanıyorsun, beni söyleyebilirdin!" sözleriyle kafamı iki yana salladım.
"Evet daha sonrada bunu fırsat olarak kullan ve bu işi evliliğe kadar götür değil mi?" sordum. Sorum üzerine omuz silkerek güldü. "Gerçekten de açgözlülük elfendisinin sahibisin!" dememle Haris'in ortaya çıkması bir oldu.
"Ne varmış bende seni küçük altın madeni!" sözleriyle daha da güldüm. Adi Haris! Onun gibi bir açgözlü beni altın madeni olarak görüyor, Collin ise beni evlenmek istediği kadın! Bu ikisinin de benim üzerimde çıkarları ve menfaatleri var.
"Çok açgözlüsün ama gözlerini Tori’m den uzakta tut!" bakış açımıza Laziness girdi. Ve ne kadar tembel olsa da sahiplenici Laziness de olmasaydı olmazdı. Gelecek kimse kaldı mı? Ronald da bize katılacak mı?
"Tembel kedi, bakıyorum da altın madenini sahipleniyorsun!" etrafındaki eşyalara bakındı. Onun bu şekilde bakınmasından dolayı, Laziness de mecburen onun önüne geçti.
"Çok konuşma seni obur!" ikilinin kavgasına bıkkınca güldüm.
"Şu an iyi misin? Eğer Laziness güçsüzse bu senin de ondan daha kötü durumda olduğunu gösterir!" kafamı iki yana sallayarak mırıldandım.
"Ben iyiyim, zaten Laziness birçok kırmızı mana taşını tüketti. Bu sayede bende onun kadar iyi durumdayım." biraz duraksayarak koluma baktı. Odadayken Anna’nın sardığı koluma baktı. "Aptal gibi bakma, iyiyim görmüyor musun?" nefesini dışarıya vererek beni sıkıntıyla onayladı.
"Tekrar zarar görmeni istemiyorum! Seni bir kez daha kaybettiğimi düşünürsem akıl sağlığımı kaybedeceğim!” onun üzgün haline iç çektim. Ardından da kendimi gülmeye zorlayarak omzuna vurdum.
"Merak etme, ben iyiyim!" duraksayarak da olsa beni onayladı.
“Tamam ama... bir kez daha sana bir şey olursa inan bana tüm İmparatorluğu kendimle beraber enkaz altında bırakırım!” uyardı. Bu konuda fazlasıyla ciddi olduğuna eminim. Bana bu kadar düşkün olmayı bırakmalı. Ona karşı bir şey hissetmiyorum ve sanırım bu zamana kadar onun kalbini birçok kez kırdım. Sol elimi yanağına koyarak,
![](https://img.wattpad.com/cover/282457680-288-k704517.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 Beden 2 Ruh | Tamamlandı
Ficción histórica| Daha önce okuyanların bir kez daha okumasını tavsiye ederim, konu değişmiştir. | | İkinci kitap buradan devam edecektir. | | WattpadRomanceTr Tarihi Baştan Yazan Kurgular okuma listesinde | Biri için doğru olan karşılaşma, biri içinse yanlış olan...