ilk felaket

7.2K 214 75
                                    

Elif burnunu çekerek ağlıyordu. Karşısındaki çam yarması gibi adamda merhamet olmadığı ortadaydı. Ama güzel bir kadın olsaydı belki adamın kalbi yumuşardı.

Halbuki ağladığında daha da çirkin göründüğünü bilirdi. Normalde bir ölünün rengini andıran suratı kıpkırmızı olurdu, kötü bir estetik müdahale neticesi gibi görünen fazla küçük, fazla sivri burnu da kızarırdı. Stresten terlemiş, zayıf ince telli saçları geniş alnına yapışmaya başlamıştı.

Minik pembe ağzı dudakları korkudan tir tir titriyordu. En sıradışı ve acayip şey ise gözleriydi. Kocaman siyaha yakın koyuluktaki göz bebekleri ve onları çevreleyen şeffaf kirpikli, iddiasız göz kapakları. Bazen mascara sürerdi. O zaman da bu upuzun tuhaf kıl taneleri örümcek bacaklarına dönerdi. Bugün iyi ki denememişti. Yoksa karşısında durup onu ısrarla süzen koruma şefine daha da rezil olacağı kesindi.

"Elif hanım bakalım doğru anlamış mıyım? Evsizsiniz. Bu yüzden de geceleri şirketin arşiv odasında kalıyorsunuz. Öyle mi? Güvenlik şefi olarak benim bile ancak özel izinle girebildiğim yerde."

Kız başını sallayarak onayladı. "Evet Çetin Bey." dedi çaresizce. Adam çok güzel kokuyordu. Bu nereden çıkmıştı şimdi?

"Peki bu durumu rapor etmem gerektiğini de biliyorsunuz değil mi?"

"Tabi. Sizin göreviniz bu. Gerçi size arşiv odasında, güvenlik odasında eşlik ederken hiç konuşmadık ama benim güvenilir bir çalışan olduğumu mutlaka biliyorsunuzdur. Valla billa kanunsuz hiç bir şey yapmadım. Sadece kaltak ev arkadaşım bütün paramı alıp ev sahibimize de altı aylık kira takıp kaçınca ortada kaldım işte." Elif nefes nefese konuşurken adamın elindeki tablette bir kaç arama yaptığını fark etmemişti.

Çetin kıza bakıp, "Güvenlik izinleriniz benimkinden daha kapsamlı." dedi şaşkın bir ifadeyle.

"E evet. Çok kapsamlıdır." Elif bunun ne anlama geldiğini düşünecek nöronlarının beynini terk ettiğini neredeyse görebiliyordu. Sağlık sigortası kapsamı gibi bir şey mi acaba?

"Elif hanım siz Harun Bey den sonra arşive ya da bilgi işlem deposuna, sürücülerin tutulduğu soğuk odaya girebilen tek kişisiniz farkında mısınız?"

'Sen de Thor'dan sonra kadın cinsine gönderilen, en muhteşem sahte tanrısın acaba farkında mısın?' demek istese de diyemedi. "Söyledim ya Çetin Bey, ben çok güvenilir bir çalışanım. Ailem, Harun Bey le hısım. Yani karışık biraz ama dedem babasının askerde komutanıymış. İşte ben okurken burada staja geldim hatır minnet aldılar sonra da yedi senedir buradayım işte."

Adam kıza acıyarak bakıyordu şimdi. Ama hâlâ şüphe de ettiği belliydi. "Dedenizin adı ne?"

Elif sıkıntıyla biraz geri çekildi. Gerçekten hiç bir ölümlü böyle güzel kokmamalıydı. "Cihangir Altuner."

Çetin şaşırdı. "Şaka yapıyorsunuz."

"Yooo. Dedem şakayı sevmez. Pek çok şeyi sevmez aslında. Fesleğeni sevmez, çiğköfteyi ve tropikal meyveleri de sevmez." Süzme salağa bağlamıştı işte. Çirkin talihi diye bir şey yoktu.

Çetin kıza kocaman bir gülümsemeyle bakıp, "Laubaliliği ve çok yiyen çok uyuyan insanları da sevmez." dedi. "Hey gidi koca kurt. Demek Cihangir komutanımın torunusun öyle mi?"

Adamın tavırları hemen değişmişti. Bir taraftan da konuşuyordu. Elif elini kalbine götürüp, adamın yerden uyku tulumunu toplamasını izledi. Eveeeettt hoş geldin ilk aşk, hoş geldiniz olmayacak hayaller ve tabi siz de hoş geldiniz uykusuz geceler.

Çetin bu tuhaf kızı uzaktan uzağa hep takip etmiş, ağır uslu hallerinden hoşlanmıştı. Sanki ilahi bir ressam tarafından yarım bırakılmış taslak gibiydi kız. Kocaman meraklı heyecanlı gözleri, geniş alnı, renksizliği, ufacık ince narin vücudu öyle farklıydı ki. Şirkette çalışan diğer kadınların arasında rengarenk bir çiçek bahçesinde yerli yersiz açan püf çiçeği gibiydi. Aynı renksizlik, uçuş uçuş kırılgan zerafet.

Tırtılın Rüyası (ARŞİV ODASINDAN AŞKA ADIYLA KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin