"Özür dilemek" 8/15

726 59 52
                                    

Okul, ödevler vs. derken bölümler aksıyor. Üzgünüm. İyi okumalar. Medyadaki şarkıyı açmayı unutmayın.

Dudaklarını çektikten sonra bu sefer onu ben öpmeye kararlıydım, hala dudaklarıma bakıp yavaşça çekildiğinde, hala dokunuşları üzerimdeyken ve hala birbirimiz için yanarken, nefesi hızlıyken tekrar her seferinde etkilendiğim gözlerine bakıp dudaklarına bakışlarım indiğinde dudaklarımız arasında ki mesafeyi kapatacekken mesaj geldi, benim telefonuma.

Telefonu alacakken Keigo hızlı davrandı, telefonu eliyle itti ve dahada yaklaştı, tamamen vücudu ile, sesimi çıkarmadım.

BUNU SINIFTA YAZİYORUM BİDE III

Hawks o centilmen sesi ile fısıldadı.

H: Biraz dinlenmeye ne dersin?
M: Sabahtan beri yatıyorum Keigo, iyiyim. Karnım da iyi.
H: Yalan söylüyorsun, iyi olsaydın bunu hissederdim.

Göğüsüne bakan gözlerimi yüzümdeki buruk ifade ile gözlerine çıkardım, gözlerinin içine bakıyordum.

M: Uyumak yada dinlenmek istemiyorum. Kafam karışık.
H: Seni yalnız bırakmamı ister misin?
M: Bu... Bilmiyorum, gidecek misin?
H: Hayır, aşağı katta olacağım.
M: Şey..Burada uzanmak ister misin?
H: Kafanı karıştırmak istemiyorum.
M: Peki.

Hawks ayağa kalktı. Alnımdan öptü ve odadan çıktı. Yine yalnız hissettim, halbuki yakınımdaydı. Nasıl bu kadar kısa sürede yakın olduk bilmiyorum, düşünmek istemiyorum. Düşündükçe kötüleşiyor. Hayatımdaki herkesi kovdum, belki de yalnız kalmaya ihtiyacım var, kimse ile konuşmamaya ve kendime odaklanmaya, kendimi düşünmeye. Hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim, büyürken bunları fark edip kabullenmek zor. Artık bir yetişkindim, duygusallığı bırakmam gerekiyor. Odaklanmam gereken önemli şeyler var.

Kulaklığımı taktım, güneş batıyordu, gözlerimin önünde. Güneş sanki kalbini bütün gökyüzüne açmıştı, gece ise onu benimsemiş ve sahiplenmişti. Birbirlerini tamamlıyorlardı. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu, telefon kucağımdan düşüyordu. Güneşin son ışıkları perdeden içeriye vurarken dinlediğim müziğin "Dancing With Your Ghost" olduğunu hatırlıyordum. Telefonuma gelen mesaja bakmaya yeltenmemiştim bile.

Kalktığımda telefon yanımda yoktu. Aklıma mesaj geldi, gözlerimi ovuşturarak, saçlarım dağılmışken odadan çıktım ve aşağıya indim. Keigo telefonumu almış ve diğer eli belinde bir şeyi okuyordu, üzerinde ceketi yoktu, sadece siyah bluzu vardı.

M: Hey, ne okuyorsun?
H: Huh? Uyanmışsın.

Bana doğru döndü, dönerken telefonu arka cebine koydu. Ciddi suratımla ona yaklaştım.

M: Telefonum?
H: Anlayamadım?
M: Keigo telefonumu ver, mesaja bakacağım.
H: Önemli bir şey değil.
M: Ver şunu.

Cebinden almaya çalışıyordum ama oyalamaya çalışıyordu.

H: Bebeğim, önemsiz.

Gücümle cebinden bir şekilde çektim ve arkamı hızla dönerek okumak için döndüm, tekrar almaya çalıştığında elimi kaldırdım ve gücümle bir nevi engelledim, bariyer gibi. O endişeli davranıyordu.

H: Merida, bana izin ver-
M: Keigo, ne saklıyorsun?

Mesajlara girdim ve bilinmeyen bir numaradan mesaj geldiğini farkettim.

Mesajda:

"Son bir kez seni görmek istiyorum, her zaman buluştuğumuz yerde gece boyu seni bekleyeceğim."

M: Pislik.
H: Merida.

Hawks'ın dediklerini umursamadım ve yukarıya hızla çıktım. Arkamdan geldi, gardolaptan hızla bir şeyler çıkarıyordum, gidecektim. Keigo ise arkamdan bana bir şeyler söylüyordu.

Hawks X OkuyucuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin