1.Bölüm Üste Dökülen Kahve

180 6 12
                                    


Kelebeklerin Ömrü Kısa Olur

1.BÖLÜM: "ÜSTE DÖKÜLEN KAHVE"


Ellerimi bedenimi belime kadar saran ama belden aşağısının bol olan elbisenin eteklerinde gezdirdim.Ellerim elbisenin eteklerinden sarı saçlarıma çıktı ve sonunda düzleştirdiğim saçlarımdan aktı ve gitti.

Maviydim ben.
Aynı adım gibi maviyi yaşatırdım.

Adımı annem vermiş,annemin verdiği her şey bana huzur verirdi.Annemi seviyordum,babamın aksine.

Gerçi benim babam bana pek baba olamamıştı,onun gözünü hırs bürümüştü ve bu hırs benim kırıklarımı bile görmesini engellemişti zamanla.

Ondan aldığım sadece maddi destek oluyordu hatta bazen o da olmuyordu,gerçi ondan para bile istemiyordum ama bazen ihtiyaç oluyordu.

Edebiyat bölümü okuyordum ve son senemdi,bu yüzden heyecanlıydım.

Son sınıfın ilk günüydü ve ben hazırlanıp çantamı koluma taktığımda kapının ordaki anahtarları da aldım ve Kelebeğin adım sesleriyle kahkaha attım.

"Ya sen anneyi mi uğurlamaya geldin sen?" Kelebek hemen çıkmam gerektiğini umursamadan bacaklarıma dolanmaya başladığında ikinci bir kahkaha daha evimin duvarlarının arasında sıkışıp kaldı.

"Üzgünüm annecim ama çıkmam gerekiyor," bakışlarını bana çevirdiğinde onun başını öptüm ve mırıldanmalarının bana verdiği huzuru tekrardan hissettim.

🦋

Kampüsten çıktığım anda İz'in arabasını görmem ile beraber yüzümde bir tebessüm oluştu.

Onu görmeye gidecektik.

"Dersler nasıldı?" İz'in bir abla edasıyla sorduğu soruya gülümsedim ve "İyiydi." Dedim.

"Gerçekten sadece iyi miydi Mavi?"

"Lütfen," dedim ona yalvarır bir şekilde bakarak. "Onlardan ve geçen yıl olanlar hakkında konuşmak istemiyorum biliyorsun."

"Ama daha fazla kaçamazsın Mavi." İz bazen sert biri olabiliyordu,bunun sebebi küçük yaştan beri Türk İstihbaratında büyümüştü ve daha küçücük yaşka askerden daha duygusuz büyümek zorunda kalmıştı.

"Gerçeklerden kaçmıyorum," dedim itiraz ederek.

"Yalan söylüyorsun."

"Sadece sana değil," dedim bakışlarımı gökyüzünde uçan o kuşa çevirerek. "Kendime de."

"Umarım hayat seni kendine bile yalan söyleyemeyen birine dönüştürmez Mavi." Dedi o abla şefkatine geri dönerken. "Ve de," bakışları beni delip geçtiğinde zorlukla yutkunmaya çalıştım ama yutkunamadım. "Gerekirse herkese hatta kendine bile yalan söyle Mavi,ama bana söyleme,benim onlardan bir farkım olsun."

"Onu görmeye mi gidiyoruz?" Konuyu aniden heyecanlı sorumla değiştirirken o heyecanlı halime gülüp "Evet," dedi. "Gör bakalım şu Arjenciğini."

Arjen Koral.
Bir yıl önce onu istihbaratın içindeyken görmüştüm ve o görüş beni derinden etkilemişti.

Onun adını ilk duyduğumda bile kalbimde şimşekler çakmıştı ve ben kalbimin artık ona ait olduğunu kabullenmiştim.

Arabadan indiğimizde İz'in benim heyecanlı bakışlarıma karşılık gözlerini gülerek devirdiğini gördüğümde dudaklarımda istemsizce kıvrılmıştı.

Kelebeklerin Ömrü Kısa OlurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin