Multimedya: Erencan ve Hare
Okula geldiğimde beri etrafıma bakmayı kesemiyordum. Sürekli değişiklik arıyordum. Gözüme batan bir farklılık... Bu gün öğlen arasına kadar zamanım böyle geçti işte. Şimdi bir masa da tek başıma oturmuş yemeğimi yiyorum. Kafamı tekrar kaldıracağım sırada gözlerim bir çift el tarafından örtüldü.
Kim olduğunu gayet iyi biliyordum.
"Nak Nak, ben kimim?" eğlenceli sesini duyunca gülümsedim.
"Bir bakalım. En yakın arkadaşımsın sanırım." kıkırdadı.
"Evet. Peki adım ne?" nefes verdim.
"Tabi ki Hanne." kafama yediğim yumrukla eller çekildi. Arkamı dönüp yüzüne baktım. Bu kişi tabi ki eskiden beri kardeşim kadar sevdiğim Hare'ydi. Hanne onun kardeşiydi ve onunla neredeyse hiç konuşmazdım. Hare bizi kıskanırdı. Onu da aynı Hare gibi siyah dalgalı saçları vardı. Hare'nin mavi gözlerinin aksine onunkiler koyu kahveydi. Benim yanımda olan her zaman Hare'ydi. Annem öldüğünde yanımdaydı. Babamla kavga ettiğimde yanımdaydı. Ben ağladığımda omzu bir adım ötemdeydi. Gülümsemesi yüzüne yayıldı.
"Seni özledim küçük." Gülümsedim. Boyu eskiden benden uzundu. Çok eskiden...
"Niye gelmedin peki? " onu gerçekten uzun zamandır görmediğimi fark ettim. Özlemiştim.
" Çünkü senden küçük olduğum için bende utanıyorsun." gözlerimi devirdim.
"Saçmalamayı kes Hare. Sen benim kardeşimsin." bana dil çıkardı.
"Saç malanmaz taranır." o an cidden onu orada bırakıp kaçmak istedim.
"Şu utanma işini bir daha düşünmeliyiz." kıkırdadı.
"Zaten çok durmayacağım Hanne birazdan gelir. Sadece seni özledim ve bizde film gecesine gel diyecektim." kafamı kaşıdım.
"Cumartesi olur mu? " kafa salladı ve yanağımdan öptü. Ona gülümsedim. Tam geri çekilirken onu fark ettim.
Hanne...
Elinde iki tepsiyle birlikte bu tarafa yürüyor hem de söyleniyordu.
"Hare her lanet işini bana yaptırıyorsun. Birden nereye kayboldun? " Hare aramızdan çekildiğinde kahveleri mavilerimi kısa bir anlığına buldu.
"Erencan'la konuşuyordum. Cumartesi yapacağımız film gecesi için." gülümseyip kafa salladı ve elinden düşmek üzere olan tepsiyi daha sıkı kavradı.
Onda bir değişiklik vardı. Kaşlarımı çatıp onu incelemeye başladım.
"Hadi gidelim Hare." dedi çatlak sesiyle. Daha sonra boğazını temizledi.
"Senin neyin var Hanne. Sabahtan beri böylesin. Yine biri saçına mı bir şey dedi." Saçı?
"Kaç kere dedim sarı sana olmaz diye. Kaşların gece gibi karanlık, saçların ise güneş gibi sapsarı." o an her şey yerine oturdu.
Hanne'nin üzgün suratına karşı fısıltıyla konuştum.
"Darla... "
Kikikiki. Yorum. İşteee Darla'mız.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTI
Short Story"Obsesif kompulsif bozukluğun mu var?" Parmaklarımı kırtlatarak gelecek mesajı bekledim. "Hayır, sadece seni seviyorum." Gelen mesajla irkildim ve parmaklarımı tuşlarda hızla oynattım. "Peki ama kimsin sen?" Anında gelen mesaja baktım. "Sadece sa...