Yeni bölümle merhaba. Bilgilendirme bölümündeki şeylerden değişmesini istediğiniz olursa yorumlara yazın. Yoğun istek olursa değiştiririm. İyi okumalar <3
Liam'ın girdiği evin birkaç metre ötesinde benim yeni evim vardı. Büyük bir evdi. Evin arka tarafında sanki sonsuz bir orman vardı. Güzel bir ev diye düşünüp çantamdan anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım.
İçeri girdim. Evin içi çok tozluydu. Bu normal, yıllardır buraya kimse girmiyor ama temizlemek zor olacaktı. Ev iki katlıydı birde dışarıdan gördüğüm kadarıyla çatı katı vardı. Zemin katta büyük bir salon, yemek odası ve güzel bir mutfak vardı.
Valizimi ve çantamı alıp yukarı çıktım. İkinci katta karşıma dört tane kapı çıktı. Tek tek bütün kapıları açıp içine baktım. Biri banyoydu, diğerleri de dedemin odası ve dedemin çalışma odasıydı. Son kapıyı açmadan önce duraksadım, geriye sadece babamın odası kalmıştı. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım.
İçerisi camdan gelen loş güneş ışığıyla aydınlanıyordu. Odadaki eşyalar tam babama göreydi. Hemen hemen her şey ahşaptandı. Oda evin diğer bölümlerine göre daha pisti. Eşyaların üstü tozla kaplıydı ve duvarlarda örümcek ağları vardı. Belli ki dedem, babam evi terk ettikten sonra buraya hiç girmemişti. Babama çok kızmış olmalı, kim bilir belki de hayal kırıklığına uğramıştır.
Valizimi ve çantamı alıp içeri girdim. Odanın içinde iki kapı daha vardı. Biri ikinci bir banyoya açılıyordu. Diğer kapıda küçük bir balkona açılıyordu. Balkon doğrudan o uçsuz bucaksız yemyeşil ormana bakıyordu. Yüzüme küçük bir gülümseme yerleşti. Babam orman havasını çok severdi. Balkonda siyah küçük yuvarlak bir masa ile bir sandalye vardı. Tam içeri geçmek için arkamı dönmüştümki birşeye takılıp düştüm. Arkamı döndüğümde yerde bir kitap vardı. Kitabı yerden aldığımda kapağı açıldı. Bu bir kitap değildi, kitap şeklinde bir kutuydu. Kutunun içinde bir kolye ve birde not vardı.
(Kolye bu ama tıpasının kapalı olduğunu ve içinde bir tür sıvı olduğunu düşünün)
Sevgili Olivia;
Bu kolyeyi asla çıkarma. İçindeki sıvıyı ölüme en yakın olduğun zaman da iç.
Seni çok seven baban ♡
Notu biraz garip buldum ama babam yazdıysa bir bildiği vardır diye düşünüp kolyeyi taktım. Valizimi açtım, evi temizlemek için üstüme rahat birşeyler giydim. Temizliğe başlamadan önce saate baktım. 14.00.
LİAM
'Burada hiç kimsesi yok muymuş?' dedi Lydia.
'Hayır' dedim.
'Bizim okula mı gidecek?' dedi Scott.
'Sanırım, bizimle yaşıt'
'Adı ne?' dedi Stiles
Duraksadım. Bilmiyordum, sormamıştım. Malia bana baktı ve 'Kız sana neredeyse bütün hayatını anlatmış ama sen adını bile sormadın mı?' dedi ve küçük bir kahkaha attı.
'Birileri seslenmeseydi sorabilirdim' dedim. Malia göz devirdi.
'Her neyse, bizim okula gidiyorsa öğreniriz zaten' dedi Allison ve yeni dönemde neler yapacağımızla ilgili konuşmaya başladık.
Isaac 'Bence yeni dönemle ilgili bu kadar heyecanlanmayın. Üç aydır başımıza hiçbir şey gelmiyor. Deaton'ın dediği gibi hiçbir şey uzun süre aynı kalmaz' dedi.
Stiles 'Neden hep bu kadar olumsuzsun' dedi.
Scoot 'Hey, tamam. Isaac haklı ama şimdiden moralimizi bozmaya da gerek yok' dedi. Sonra herkes ayrı bir köşeye dağıldı. Allison ve Scott bahçeye çıkmış birlikte güneşin batışını izliyordu. Stiles ve Lydia camın önünde bir şeyler konuşuyordu. Malia ve Theo koltukta oturmuş telefondan bir şeylere bakıyordu. Isaac'te mutfağa gitmişti. Bende camdan sokağın sonunda ki eve bakıyordum.
OLIVIA
Saate baktım 22.00. Sekiz saatin sonunda nihayet temizlik bitmişti. Ev yeni gibi görünüyordu. Evde bazı değişiklikler yapmıştım. Garajda dedeme ait bir araba ile babamın motorunu bulmuştum.
Karnım çok acıkmıştı ama buzdolabı boştu, bende bir şeyler almak için babamın motoruna atlayıp dışarı çıktım. Motorla ilerliyordum ki birinin 'Güzel motor' dediğini duydum. Motordan inip arkama baktım ve Liam ile bir sürü tanımadığım kişiyi gördüm.
'Hey, merhaba Liam.'
'Merhaba' dedi ve duraksadı. Tabi ya, adımı söylememiştim.
'Olivia.' dedim.
'Pekala Olivia, nereye?'
'Yiyecek bir şeyler almaya.'
Kahverengi gözlü ve kahverengi saçlı bir çocuk 'Bizde tam bir şeyler yiyecektik, istersen sende gel' dedi.
Her ne kadar onlarla tanışmak istesemde şu anda hemen bir şeyler yiyip uyumak istiyordum. 'Belki başka zaman, şu an çok yorgunum.' dedim.
O da 'Peki, bir dakika bekle o zaman, bu saatte açık bir yer bulamazsın' deyip eve girdi ve bir dakika sonra elinde bir sandviçle geri döndü. Sandviçi bana uzattı, verirken de 'Scott' dedi. Bende gülümseyip, teşekkür ettikten sonra motoruma atlayıp eve gittim.
Bir bölüm sonu daha. Yorumlarınız benim için çok önemli bu yüzden yorum yapıp oylarsanız sevinirim. Umarım beğenmişsinizdir. ♡
680 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beacon Hills'te Bir Cadı
FanfictionOlivia, ailesinin ölümünden sonra Beacon Hills'e taşınır. Burada onu keşfedeceği sırlar, iyi arkadaşlıklar ve büyük maceralar beklemektedir.