BU BÖLÜMÜ OKURKEN ONE DIRECTION'UN TRULY, MADLY, DEEPLY ŞARKISINI DİNLEYİN LÜTFEN :)
Amanda'nın içi içine sığmıyordu. Evin içinde bir o yana bir bu yana zıplayarak Bruno Mars'ın ''Marry You'' şarkısını söylüyordu. Böyle şeyleri genelde harika bir fikri olduğunda yapardı. ya çok güzel bir reklam metni yazardı ya da senaryo. Annesi onu böyle neşeli görünce gülümseyerek ''yoksa yine harika fikirlerinden biri mi tatlım'' diye seslendi. Amanda annesinin yanına gelip sıkıca sarıldıktan sonra tekrar dans etmeye başladı ve ''hayır, ama bu haika hayallerimden biri!'' diye adeta şakıdı. annesi ona şaşkın şaşkın bakarak ''tatlım sağlığın için şüpheleniyorum.''diyerek kaşlarını çattı ve tam o sırada kapı çaldı. gelen Amanda'nın en yakın arkadaşı Rita'ydı. Rita kapıdan içeri girer girmez Amanda'ya sarıldı ve sorular sormaya başladı. ''Bu gece orada olacağından emin misin peki? ya olmazsa? ee ne giyeceksin?'' Amanda onun kendinden bile daha heyecanlı olduğunu görünce şakacı bir sesle ''yoksa ona göz mü diktin'' dedi. bunu oldukça sessiz yapması gerekiyordu çünkü annesi daha doğrusu ailesi onun okulundan başka bir şeyle ilgilenmesini istemiyordu. öyle ki bir keresinde erkek arkadaşıyla telefonda konuşurken annesi telefonu alıp sesini erkek sesine benzeterek ''Amanda benimle birlikte tatlı çocuk ve eğer onu elimden almaya kalkarsan bu senin için hiç de iyi olmaz''diyerek kapatmıştı. Aslında bu Amanda için biraz iyi olmuştu çünkü o güzel sözler beklerken çocuk ona gelecekte yapmak istediği bilim projelerini anlatıyodu. her neyse o günden sonra Amanda en azından okulunu bitirene kadar biriyle çıkmamaya karar verdi. Onun için sadece Ashton hayranlığı vardı ve bu da ona yetiyordu. aslında güzelliğinin farkında olmayan ve okul ve ev arasında mekik dokuyan sade kızlardan olmasına rağmen içinde hep farklı biri olduğunda dair bir his vardı. içindeki sevinç saatler ilerledikçe yerini heyecana bırakıyordu. hazırlanmak için Rita'yla odasına çıktı ve dolabın önünde kısa bir süre bekledikten sonra lise mezuniyetinde giydiği aşırı parlak turuncu elbisesini çıkardı ve yatagın üstüne serdi. Rita elbiseyi gördüğü anda gözlerini kocaman açtı ve işaret parmağını ağzına doğru götürerek midesi bulanmış gibi yaptı ve çok beklemeden ''iyi ki hazırlıklı gelmişim'' dedi ve çantasında siyah ve yanlarında işlemesi olan bir elbise çıkardı ve Amanda'ya doğru tuttu ve ona göz kırparak ''harika olacaksın'' dedi. Amanda elbiseyi denemek için odasındaki paravanın arkasına geçti. bir yandan da Rita'yla konuşuyordu. Rita ya bu sefer de orda olmazsa? yani bu 3. gidişimiz biliyorsun ve annemin ne dediğini de biliyorsun. yani bu son şansım. her seferinde güzelce giyiniyorum ama yapabildiğim tek şey başıma bela olmasınlar diye birkaç erkeğe numaramı verip eve gelmek ve bütün hafta boyunca onları annemle konuşturmak oluyor. içimde olmayacakmış gibi bir his var.'' Rita ister istemez Amanda'ya katılıyordu çünkü Ashton ünlü biriydi ve ne zaman nerede olacağını bilmek pek de mümkün değildi. bu bar onun en sık gittiği yer olmasına rağmen gittikleri 2 seferde de orada değildi. ama Amanda'nın moralinin bozulmasına izin veremezdi. onu cesaretlendirmek için yüksek sesle ''aa yapma ama bu kadar çabuk pes etmiş olamazsın değil mi?'' Amanda elbiseyi giyip paravanın arkasıdan düşünceli bir şekilde çıkarken bir yandan da Rita'nın gözlerinin çine bakıyordu. Rita ise neye uğradığını şaşırmış, gözleri faltaşı gibi açık bir şekilde onu izliyordu. birkaç saniye öyle durduktan sonra Amanda sabırsızlıkla''ee? ne düşünüyorsun?'' diye sordu. Rita şoktan çıkmaya çalışır gibi kafasını salladıktan sonra yanına gelerek ona sarıldı ve ''işte benim kızım! iyi ki yanımda böyle dolaşmıyorsun yoksa bu iki hatun çok fena kapışır diyerek omzuna hafifçe yumruk attı. Amanda onun böyle konuşmasına artık alışmıştı ve komik ifadesini görünce o da kahkaha attı. o sırada aynada kendini izlemeye daldığını farketti. o iğrenç turuncu elbiseden sonra ilk defa elbise giydiğini farketti tabii o da elbise sayılırsa...
Sonunda gelmişlerdi. onları barın önüne kadar Rita'nın kardeşi götürdü şans diledi ve çıkacakları zaman onu aramalarını söyleyerek uzaklaştı. Amanda heyecandan titriyordu aslında umudu yoktu ama yine de heyecanlanıyordu. Rita ne kadar israr ettiyse de ne makyaj yapmayı ne de saçlarını yapmayı kabul etmedi. zaten o siyah ayakkabilar ve elbise ona yeterince fazla gelmişti.
içeri girdiler ve Rita hemen ortalığı süzmeye başladı. birden neredeyse bardaki müzik sesinden daha yüksek bir sesle çığlık attı ve Amanda'yı kolundan tutup kendi baktığı yöne çevirdi. Ashton Kutcher tam karşısında duruyordu. yanında birkaç tane erkek arkadaşı vardı. Amanda ne apacağını şaşırmıştı ve birden ateşinin yükseldiğini hissetti. devamında ne olacağını biliyordu. KUSACAKTI! Rita'nın kolunu tuttu ve nefes almaya çalıştı fakat bu ter kokulu yerde pek de mümkün değildi. Rita ona iyice yaklaşıp "sakın planı unutma ben onun hayranıyım ve sen de benim arkadaşımsın. sakın aşırı istekli görünme. duydun mu beni?" dedi. Amanda "Rita sanırım ben yapamayacağım" diye mızmızlandı fakat Rita'nın ger dönmek gibi bir niyeti yoktu ve Amanda'yı zorla da olsa Ashton'un yanına getirdi. "inanmıyorum bu Ashton Kutcher! ah inanmıyorum! gerçek misin sen! ben senin en büyük hayranınım! hatta dövmeni bile yaptırdım!" Amanda Rita'ya şaşkın şaşkın bakıyordu. bir anlık da olsa mide bulantısını unutmuş ve arkadaşının insalıktan çıkışını izlemeye dalmıştı. ayrıca bu dövme meselesi de nerden çıkmıştı? Rita konuşmaya devam ediyordu. ''ah çok üzgünüm kendimi tanıştırmadım ben Rita ve bu da en yakın arkadaşım Amanda. çok tatlı bir kızdır fakat dünyayla pek alakası yok seni atnıdığından emin değilim. hatta Merilyn Monroe'yi tanıdığından bile emin değilim. Ah hadi Amanda bu kadar yabani olma tanış onunla. bu adam bir harika!" Amanda hala Rita'nın çılgınlıklarına bir anlam veremezken birden Ashton'la göz göze gelince daha da çok afalladı ve birden elini ona uzattı. durumu kurtarmak istercesine ''Merilyn Monroe'yi tanıyorum ve tabiki sizi de. cok memnun oldum'' Rita ona hiç fena değil der gibi göz kırptı ve tekrar Ashton'a dönerekacaba fotoğraf çekinmemizde sakınca var mı? çünkü çevremdekiler fotoğraf çekinmezsem benim yalancı bir pislik olduğumu düşünebilirler.'' dedi. Ashton onaylar gibi kafasını salladı ve gelin bakalım diyerek kollarını kenara açtı. Amanda bir an bayılacak gibi oldu içindentm da kollarına doğru bayılsam diye geçirdiyse de bu saçma fikri çabucak kafasından attı.
Rita kafasını iki yana sallayarak itiraz etti. "üzgünüm ama bu kızla aynı karede olmak istemiyorum. bilirsin işte star ışığı var'' Ashton Rita'nın bu sözlerine gülümştü ve bu Amanda'yı nedensiz bir şekilde üzmüştü. sanki Ashton'un onun star olabilme ihtimaline güldüğün düşündü fakat sonra röpörtajlardan tanıdığı adamın böyle bir şey yapmayacağını hatırlayarak tebessüm etti. Ashton önce Rita'yla fotoğraf çekildi ardından da Amanda'yla.
Amanda sabah uyandığında başı aşırı derecede ağrıyordu. fakat bunu düşünecek çok vakti yoktu ve birden yataktan fırlayıp yüzünü yıkadı. dün gece yaşadıklarının rüya olup olmadığından emin olmak için Rita'yı aradı ama telefonu kapalıydı. hemen üstünü değiştirdi ve Rita'nın evine gitmek için yola çıktı. Rita'yla evlerinin arasında sadece birkaç ev ve ufak bir market vardı. Amanda birden tekrar midesinin bulandığını hissetti (ne zaman strese girse veya heyecanlansa midesi bulanırdı. bu ona annesinden kalan bir miras gibiydi) markete girdi ve her sabah aldığı taze sandviçlerden aldı. tam marketten çıkarken gözüne günlük gazetenin ilk sayfasındaki yazı ilişti yazıda ''Ashton Kutcher'ın sevgilisi alkole dayanamadı'' yazıyordu. Amanda yanlış görebileceğinde şüphelenerek gazeteye daha çok yaklaştı sayfada Ashton Kutcher'ın kollarında baygın bir fotoğrafı vardı. AMANDA'NIN ELBİSESİ: http://photos.posh24.com/p/1939882/z/amanda_seyfried/amanda_seyfried_black_dress_go.jpg
