SEN B"AŞK"ASIN 3

103 6 2
                                    

Amanda uyandığında saat sabahın 6'sıydı yaklaşık bir saat kadar yatakta oyalandı ama uyuyamayınca bilgisayarını açmaya karar verdi. dün gece baktığı bloğu düşündü ve aklına Ashton'la onun fotoğraflarının birleştirilmesi geldi. ister istemez gülümsedi ve bilgisayarını alıp fotoğrafların olduğu siteye girdi. İnsanların onları yakıştırması her ne kadar Ashton'un hoşuna gitmeyeceğini bilse de onu eğlendirmişti. Bilgisayarı kapattıktan sonra bahçeye indi ve sallanan koltuğuna oturup gözlerini kapadı ve çok geçmeden uyumuştu. Uyandığında gördüğü harika rüyayı unutmamak için odasına koşarak günlüğüne yazdı. İçinden "bugün benim günüm olmalı" diye geçirdikten sonra çok nadir oturdugu makyaj masasının önüne geçti ve çekmeceleri kurcalamaya başladı ama tarihi geçmiş bir fondöten dışında bir şey bulamayınca masanın başından kalkıp üzerine yazlik uzun bir elbise giydi, saçlarını topladı ve dışarı çıktı en yakın kozmetik mağazasına gitti yaklaşık iki saat boyunca birçok ürün hakkında bilgi aldi ve alışveriş yaptı. Oradan çıktıktan sonra üzerine bir şeyler almaya karar verdi ve bir mağazaya gitti. 3 saat de mağazaları dolaştıktan sonra eve döndü. eve vardığında saat akşam 4tü. amanda kendini yatağın üstüne attı ve tekrar Ashtonla haberlerinin çıkmasını hatırladı. bu ona sebepsiz bir mutluluk veriyordu ama aslında o insanların yaptıkları sadece olmayacak bir duaya amin demekti. saat akşam 8' gelirken amanda kalkıp duş aldı ve duştan sonra Jessie'yi arayıp dışarı çıkmak istediğini söyledi. Jessie için bu tabii ki sorun değildi. yarım saat kadar kısa bir sürede daha önce asla olmadığı kadar bakımlı görünüyordu. en çok merak ettiğiyse Jessie'nin tepkisiydi. O aynada kendini izlerken kapı çaldı. koşarak merdivenlerden indi. annesi akşamları yakınlarda oturan kuzeninin yanına gitmişti. ama kapıyı açmasıyla kapatması bir oldu.

-amanda kapıyı açar mısın lütfen?

-ne işiniz var burada?

-konuşmak istiyorum.

-ne hakkında?

-böyle mi konuşacağız?.. ... ... peki tamam o gün yaptığım saçmalıklar için özür dilerim lütfen aç şu lanet kapıyı.

amanda kapıyı açarken kalbinin çıkacağını düşündü. neredeyse ölecek kadar heyecanlannmıştı. ne yaptığını bile bilmiyordu. Ashton Kutcher kapısına gelmişti ve üstelik ondan özür diliyordu ama o suratına kapıyı kapatmıştı. bütün bunlar aklına çok sonradan geldi tabii. 

ashton amanda'nın evin içinde böylle dolaşmasına çok şaşırmıştı ama bu çok güzel göründüğü gerçeğini asla değiştiremezdi. amanda ona salona geçmesini işaret etti ve onun arkasından yürüyerek salona geçti. amanda olabildiğince sakin kalmaya çalışıyordu ve başarıp başaramadığından haberi de yoktu. ashton endişeli ve pişman görünüyordu. amanda derin bir nefes aldı ve sessizliği bozdu:

-ne için geldiniz?

ashton da derin bir nefes aldı ve sırtını dikleştirerek konuşmaya başladı:

söylediğim gibi senden özür dilemeye geldim. haklısın bunu senin yapmış olman çok saçma. 

-yoo. aslında saçma değil. ben yapmış da olabilirim.

-ama yapmadın. biliyorum. o gün ağladığında bunu senin yapmadığını anladım. 

-ağladığımı nerden gördün? siz. yani nasıl gördünüz?

-galiba bugün hiç internete girmedin. her yerde benim seni nasıl ağlattığım yazıyordu. ayrıca başlık da ''ashton sevgilisini acımasızca ağlattı''ydı.

-inanmıyorum nasıl görmüşler beni inan bilmiyorum yani ben...

-tamam senin yapmadığını anladım dedim ya. aslında seninle konuşmak istediğim başka bir konu daha var...

-nedir? amanda bu cümleyi en son üniversite birinci sınıfta bir çocuk ona çokma teklif etmeden hemen önce duymuştu karnındaki kelebekler biraz sonra ağzından çıkmaya başlayacaktı.

ashton tekrar nefes aldı ve amandanın yüzüne bir süre baktıktan sonra ne yapacağını bilmez bir halde nefesini vererek kısık bir sesle ''sevgilim olur musun?'' dedi. 

-amanda bir an kendini boşlukta gibi hissetti ve koltuğun kollarına tutunarak kısa bir süre gözlerini kapatarak duyduğu şeyin gerçek olup olmadığını kavramaya çalıştı. gözlerini açtığında ise yanlış duyduğuna karar vererek ''ne?'' diye sakin görnmeye çalışarak sordu.

ashtn yaptığı şeyin zaten oldukça zor olduğunu ve amanda'nın durumdan zevk almak için böyle yaptığını düşünüyordu. ama aynı zamanda bunu daha önce defalarca yaptığını kendine hatırlatarak rahatlamaya çalışıyordu pek de başarılı olamadan sorusunu tekrarladı ''sevgilim olur musun?''

amanda duyduklarının gerçek olduğunu anlayınca çığlık atmamak için resmen içten içe kendini yedi. derin bir nefes aldı dudağını ısırdı ve ashtonla göz göze gelmemeye çalışarak ''nerden çıktı bu? bana aşık olduğunu söyleme sakın çünkü buna asla inanmam.''

ashton hala utandığını farketti ama bu işin hallolması gerekiyordu. yoksa kaçarak bu evden uzaklaşacak ve kızarmış kulaklarını sokacak bir market dolabı bulacaktı. kafasını cama çevirerek kısa bir süre düşündü ve ''amanda tabii ki bu kadar kısa zamanda böyle bir şeyin olması imkansız. bu seni daha 3. görüşüm. ama bu sabahtan beri o kadar çok insan bana seni üzmememi, eğer seni üzersen beni affetmeyeceklerini ve seninle evlenmem gerektiğini söyledi ki... sanırım bu senin için de benim için de bir fırsat diye düşündüm. sonuçta ikimiz de birbirimizi sevmiyoruz ve kariyerlerimizi bu sayede sağlamlaştırabiliriz. bu sana çok saçma gelebilir ve kabul etmek zorunda da değilsin ama şu bir gerçek hayranlarım... senin de hayranın oldular ve bu beni çok şaşırttı çünkü senden önceki bütün sevgililerime etmedikleri hakaret kalmamıştı bilirsin işte...'' amanda hafifçe gülümsedi çünkü bundan birkaç ay önce ashtonun son sevgilisi hakkında söylemediği şey kalmamıştı o bu düşünceye dalmışken ashton hala konuşmaya devam ediyordu. ''yani demek istediğim.. eğer kabul edersen ikimizin hayatı da olumlu yönde etkilenecek. hem belki senin için de eğlenceli olur. söz veriyorum eğer bu oyunu oynamak istemezsen seni tutmayacağım ipler senin elinde. sen ne zaman gidersen o zaman oyun da bitecek.'' amanda ashtonun soylediklerine yeni yeni anlam veriyordu ve konuşmaya ilk başladığında yaptığının bencillik olduğunu düşünse de onun için faydalı olacağına inanıyordu. ya da belki de öyle olduğuna inanmak istiyordu. yerinden yavaşça kalktı ve ashtonun yüzüne baktı heyecandan elleri buz gibi olumuştu. ciddi olmaya çalışarak ''takdir edersin ki bu benim hayatım ve böyle bir karar vermek çok zor bana düşünmem için vakit ver'' dedi. ashton ona hak verdiğini belli etmek için başını salladı ve kapıya gelince cebinde numarasının yazdığı bir kartı amandaya uzattı. amanda ona kapıyı açtı. ashton giderken elini onun koluna koyarak iyi geceler dedi ve kapıyı kapattı.

SEN B''AŞK''ASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin