SEN B"AŞK"ASIN SAYFA 2

211 4 2
                                    

Amanda gazeteyi alıp koşarak Rita'nın evine gitti. Rita daha yeni uyanmıştı ve onu nefes nefese görünce endişelendi. ''neyin var? şimdi daha iyisindir umarım'' 

-ne nasıl yani? bu olanlar da ne? hiçbir şey hatırlamıyorum.

-cidden hatırlamıyor musun? 

-hayır! Rita anlatacak mısın artık?

-peki. sen sarhoş oldun ve bayıldın tatlım sadece bu kadar.  rita'nın hiçbir şey olmamış gibi davranması ve sırıtması amanda'nın sinirlerini bozmuştu.

-nasıl böyle sakin durabiliyorsun? Ashton ne dedi peki? of rezil oldum. lanet olası mide bulantısı! bir de kusmuşum ya şuna bak iğrenç! Amanda odanın içinde bir o yana bir bu yana dönüyro bir yandan da elindeki gazetede neler yazdğını okuyordu. "yakışıklı oyuncunun gönlünü kaptırdığı yeni güzel içkiye pek dayanıklı değilmiş...'' gazeteyi fırlattı ve birden aklına bir şey gelmiş gibi aniden Rita'ya döndü. 

-Ashton... Ashton bilerek yaptığımızı düşünecek! inanmıyorum bu rezalet. ama ben asla böyle bir şey düşünmedim yemin ederim. sen beni bilir...

Rita eliyle Amanda'nın ağzını kapattı ve onu yatıştırmak istercesine elini omzuna koydu ve ''sen tabiki bir şey yapmadın. bu senin suçun değil. hem... o seni nasıl bulabilir ki...'' dedi ve birden susarak Amanda'ya sarıldı. o sırada Amanda'nın telefonu çaldı arayan annesiydi.

-Anneciğim özür dilerim uyuduğun için seni rahatsız etmek istemedim. Rita'nın yanındayım.

-Sorun değil tatlım zaten tahmin etmiştim ama ben seni onun için aramadım. (sesi endişeli geliyordu) burada bir adam var seni görmek istediğini söyledi şimdi kapının önünde arabayla bekliyor. 

-Ne? kimmiş peki? ne için gelmiş? 

-Bilmiyorum seninle konuşmak isterdiğini kötü bir şeyin olmadığını söyledi. hemen gel lütfen.

annesi telefonu kapattıktan sonra Amanda hemen hırkasını ve çantasını alıp kapıa koştu Rita arkasından bağırarak ne olduğunu sordu fakat cevp verecek vakti yoktu bu yüzden "ben sana sonra anlatırım" diyerek geldiği yoldan koşarak eve gitti. 

 Gittiğinde siyah bir arabanın içinde ona bakan güneş gözlüklü bir adam vardı. annesinin bahsettiği adam bu olmalıydı. birden korkmaya başladı ve yavaşça arabaya yaklaştı. adam arabadan hemen indi ve gülümseyerek Amanda'ya elini uzattı. 

-Merhaba Bayan Seyfried ben Jackson. Amanda adamın elini tutup tutmamakta tereddüt etse de sonunda elini uzattı.

-Merhaba. Beni nerden tanıyorsunuz?

-ben Ashton Kutcher'ın şöförüyüm efendim kendisi bana sizi onun yanına götürmemi emretti.

-Ashton Kutcher'ın şöförü mü? bir dakika adresimi nereden buldunuz?

-dün barda yanınızdaki bayan sanırım adı Rita'ydı (Amanda başıyla onayladı) siz bayılınca kardeşini aradı fakat telefonu kapalıydı ve Bay Kutcher da benim sizi bırakmamı istedi. eğer ikna olduysanız gidelim mi?

-bana biraz müsade edin lütfen. eve gitmem gerek. Amanda'nın korkusu daha da artmıştı kendini bir an ölmü gibi hissetti ama öyle hissetmesine gerek yoktu çünkü Ashton'un yanına gidince onun azarlamalarıyla zaten ölecekti. kafasında binlerce soruyla eve girer girmez annesi yanına geldi ve ona sorular sormaya başladı.

-Amanda tatlım iyi misin? ne için gelmiş? yoksa dün gittiğiniz barda sana sarkıntlık falan mı yaptı bu adam? aa hatırladım dün gece de gelmişti! Amanda kim bu çabuk söyle! senin için endişeleniyorum!

-Anne lütfen! o adam Ashton Kutcher'ın şöförü.

-Şöförü mü? sen dün onunla tanışabildin mi?

-Amanda olanları baştan sona annesine anlatmak yerine çantasından gazeteyi çıkarıp ona verdi ve giyinmek için odasına gitti. onun ne giydiğinin Ashton'un zerre kadar umrunda olmayacağını bildiği halde yine de güzel birr şeyler aradı ve bulabildiği en az salaş olan giysileri üzerine geçirip salona döndü. annesi o salona girer girmez ayağa kalkıp ona sarıldı. 

-Tatlım bu senin suçun değil. sana hiçbir şey söyleyemez! karşısında beni bulur. şimdi kendine güvenen adımlarla onun karşısına çık ve suçlunun sen olmadığını ona söyle.

-Amanda annesinin en çok o söylemeden ne hissettiğini ve düşündüğünü anlamasını seviyordu. ona gülümsedi ve evin kapısı açtı adam onu bekliyordu. olabildiğince sıkı durmaya çalışarak arabaya doğru yürüdü.

-Bay Kutcher orada mısınız? Bay Kutcher?

-Amanda Seyfried değil mi? Amanda korkuyla irkilerek arkasını dödü ve karşısında dikilen devasa adama baktı. Ashton ona oturması için bir koltu gösterdi ve kendi de karşısına oturdu. şöför onu Ashton'un evine götürmüştü.

-bak Amanda sana ne söyleyeceğimi bilemiyorum. dün barda akadaşın benim hayranım olmadığını söyledi ve ertesi gün gazetelerde boy boy sen ve ben varız. söyle bakalım yi para verdiler mi size?

-ne parası?

-gazeteler diyorum, fotoğrafları sattınız ya.

-siz ne dediğinizin farkında değilsiniz. bence bu saatte içki içmek size pek yaramamış. üzgünüm ama bir rahatsızlığım var ve dünkü bayılmamın da tek sebebi bu. bunun sizinle en ufak bir alakası bile yok. fotoğrafları kimin sattığına gelince, eğer bilseydim sizden önce ben yakasına yapışırdım. sizin gibi biriyle anılmak benim için de hoş olmaz. üzgünüm. Amanda bu sözleri nasıl söylediğine inanamadı kırk yıl düşünse aklına bu adamla kavga edeceği gelmezdi. o hayallerinde genelde Ashton Kutcher'a sarılır ve sadece bir iki kelime kekelerdi. ama sinirlenince gözünün bir şey görmediğin bir kez daha anladı adam onu resmen dolandırıcılıkla suçlamıştı. ayağa kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı hayatının en uzun salon ve kapı mesafesiydi. tam kapıyı açacakken Ashton onu durdurdu.

-benimle böyle konuşamazsın!

-asıl sen benimle böyle konuşamazsın! "siz"leri kaldıracak kadar samimi olduğumuzu hatırlamıyorum! o lanet geceyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum! şimdi bırak kolumu. kolunu zorla da olsa Ashton'un elinden kurtardı ve kapıyı açıp koşmaya başladı arkasından duyduğu tek cümle ise "sakın karşıma çıkma"ydı. Amanda artık gözyaşlarını tutamayacağını biliyordu ve bunu yapmak için kendini zorlamadı. uzun süre yürüdükten sonra bir taksiye binip eve gitti ve kendini odasına kilitledi. Bilgisayarını açtı ve Ashton Kutcher için açtığı bloga girmek için arama motoruna Ashton kutcher yazdı ve bir başlık gördü Ashton'un yeni aşkı yazıyordu. yazıya tıkladı fakat internetin yavaşlığından dolayı sayfanın yüklenmesi baya zaman alacağa benziyordu. Amanda Ashton'un ona bu kadar kızmasının sebebinin bir kız arkadaşı olmasının olduğunu düşündü ve neredeyse ona hak verecekti ama ona öylesine kızmasını bir kız arkadaşı olduğu için kızmasına tercih ederdi. ona her ne kadar kızgın ve bir daha onu görmek istemiyor ve onun tarafından da görülmek istenmiyor olsa da.

sayfa sonunda yüklenmişti Amanda hemen çıkan sonuçlara baktı ve birkaç görsel vardı ilk başta yanlış gördüğünü sandı ama fotoğraflardaki kız kendisiydi. birkaç dakika hiçbir şey düşünemedi sadece yazılan hayran yorumlarını okuyup fotoğrafları inceledi. hayranlar profesonel photoshop programlarıyla Amanda'nın kullandığı tek paylaşım sitesi olan facebooktaki fotoğraflarıyla Ashton'un fotoğraflarını bireştirmişlerdi. bir an "adımı nasıl oöğrenmişler ki" diye düşündü ve cevabını bi yorumda buldu yoru şöyleydi "kızın adı Amanda Seyfried'mış üniversitedeki kuzenimin lisede sınıf arkadaşıymış ve aslında çok silik bir tipmiş" Amanda neye uğradığını şaşırmıştı. ortada bir yanlış vardı ve bu yanlış giderek büyüyordu. ama bu yapılan photoshopları beğenmediği anlamına gellmiyordu. şaşkın ve yorgun bir şekilde bilgisayarını başucundaki masaya bıraktı ve gözlerini kapattı.

SEN B''AŞK''ASINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin