Amanda kapıyı kapatmaya yeltendiği anda gazeteciler üzerine doğru gelmeye başladı o kadar çok ses vardı ki, evin içinde yankılanıyordu gazeteciler sürekli sorular soruyordu ve bir yandan da flaşlar patlıyordu. Amanda geri geri yürüyerek kapının biraz gerisinde duran kıyafet askısına tutundu ve kusmamak için derin derin nefes aldı. flaşlar durmadan patlıyordu Amanda daha fazla dayanamayacağını anladı ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi o sırada aralarından biri ona doğru geliyordu. Adam yaklaştıkça Amanda yüzünü daha net görüyordu. gelen adam Ashton du. Ashton hızla Amanda nın yanına geldi kötü olduğu yüzünden anlaşılıyordu. Onu eliyle belinden tutarak kendine doğru çekti. ve diğer eliyle de kapıyı itikleyerek gazetecilerin yüzüne kapattı ve kapının yanındaki camdan sevgilimi rahat bırakın diye bağırdı. Daha sonra Amanda'nın yanına geri dönerek onu kucağına aldı ve kanepeye yatırdı. Amanda ona neden gazetecilere onun sevgilisi olduğunu sormayı düşünüyordu ama ağzı kurmuştu, konuşamıyordu. Ashton mutfaktan bir bardak suyla geldi ve İçmesi için ama Amanda'ya yardımcı oldu. Amanda kendine gelmek için bir süre gözlerini kapattı o sırada Ashton iyi olup olmadığını hastaneye gitmek isteyip istemediğini soruyordu. Amanda gözlerini yavaşça açtı ve Ashton un o mükemmel yüzüne baktı ve çok sürmeden bu soruyu sormak için yanlış yere baktığına karar verdi. kafasını ellerine çevirdi ve parmaklarıyla oynamaya başladı. Derin bir nefes aldı ve sakin bir şekilde "neden onlara benim sevgilin olduğumu söyledin? sana kesin bir şey söylediğimi hatırlamıyorum" dedi. "Ashton hiç düşünmeden
hayır mı diyeceksin?" diye sordu. Amanda bunu çok kaba buldu ve kaşlarını kaldırarak "bu zamana kadar kimseden 'Hayır' kelimesini duymadıysanız üzgünüm ama benim cevabım Hayır dan başka bir şey olamaz." derken bir yandan da kalkıp kapıya yürüdü ve sözü bitince kapıyı açarak Ashton a baktı. Ashton un onun bu hareketine şaşırdığı her halinden belliydi. yavaşça yerinden kalarak kapa doğru yöneldi ve dışarıya göz attı. Kapıdan çıkarken Amanda ya baktı ve konuşmaya başladı: "Bunun kendin için de bir fırsat olduğunu hatırlatmak isterim. Bu arada bir daha kim olduğunu öğrenmeden kapıyı açma beyaz atlı prensin her zaman orada olmayabilir " sözleri bittikten sonra gülümseyerek Amanda'ya baktı ve birden onu kendine çekerek sarıldı. Amanda o bunları yaparken tıpkı bir kum torbası gibi tepkisizdi. Ashton gittikten sonra yine o söylediklerine pişman olma evresi başlamıştı...
