Babam öldükten 5 sene sonra annem biriyle evlenmek istediğini söylemişti. Lise son sınıftım, ergendim ve bunun yanlış olduğunu düşünmekten başka bir şey düşünemiyordum.
Annemle küstüm ama bu hiçbir şey ifade etmiyordu. Bir akşam kendimi düzgünce giyinmiş, yemeklerle donatılmış masamızda otururken buldum. Karşımda da Sehun ve babası oturuyordu. Sehun bana oranla daha olumluydu, beni ağabeyi, annemi anne olarak görmeye dünden hazır ve heycan doluydu.
Annem, Sehun'un babasıyla evlendi. İşler benim beklediğim gibi tam bir karmaşaydı. Evde her gün kavga gürültü vardı. Kırılmadık bardak çanak kalmamıştı. Sehun bu evlilikten umutlu olduğu için şaşkınlık ve hayal kırıklığı içindeydi. Bense sanki içten içe annemin babam dışında biriyle olamayacağını biliyordum.
O evdeki kargaşaya şahit olan başka bir isim de Chanyeol'dü. Sehun'un çocukluk arkadaşı.
Chanyeol bize Sehun için çok sık gelip giderdi. Sehun'la birbirimizden nefret ederdik, sürekli beni arkadaşına kötülerdi. Chanyeol hep kötü yanlarımı duyardı ondan.
Ben Sehun'a oranla daha sakindim. Kavgayı ilk ben başlatmazdım, bazen tartışma esnasında çekip giderdim çünkü annem öyle isterdi. Chanyeol'ün dikkatini çeken şey de benim Sehun'un aksine bir kavga girişiminde bulunmak istemememdi.
Chanyeol'e karşı kibardım, içten içe bir yabancının beni yanlış tanımasından korkuyordum.
Bir gün Chanyeol benden hoşlandığını söyledi. Arka bahçede oturuyorduk. Annem Sehun'a masayı kurmasında yardım etmesini istemişti ve Chanyeol'le yalnız kaldığımız tek zamandı. Chanyeol sanki bunu kaçırmak istemezmiş gibi elinde oynadığı boş bardaktan gözünü ayırmadan "Senden hoşlanıyorum." dedi. Bir şey demedim. Yanlış duyduğumu falan düşündüm. Akşam yemeği bittiğinde, evine giderken tekrar söyledi. Yine bir şey demedim.
Lisenin son haftasıydı. Sehun son haftayı evde geçirdiği için ben onu görmemek amacıyla okula gitmeye devam ediyordum. Koridorda yürüyordum, Chanyeol'ün benden hoşlandığını söylemesinin üzerinden 1 ay geçmişti, hala bir şey söylememiştim. Hatta bunun unutulduğunu bile düşünüyordum. Ya da Sehun ve ikisinin bir oyunu olduğunu falan düşünüyordum. Ta ki koluma sarılan büyük eller beni boş bir sınıfa çekene kadar.
Chanyeol karşımdaydı. Bense kapı ve onun arasında ufacık kalmış halde duruyordum. "Neden bana cevap vermiyorsun?" dedi. "Senden hoşlanıyorum ve bu geçmiyor, durmuyor." Sanki durmasını istiyordu, yanlış bir şey yapıyormuş gibi. Sehun duysa gerçekten çıldırırdı, bu yüzden bayağı yanlıştı, ona göre. "Ben senden hoşlanmıyorum. Uzak dur benden yoksa Sehun'a söylerim."
"Hayır.." dedi. "Söylemeyeceksin." O kadar emin konuşmuştu ki sanki içimi okuyordu. Evet, söyleyemezdim çünkü Sehun; arkadaşına iftira attığımı düşünecekti.
"Ama senden hoşlanmıyorum Chanyeol. Lütfen rahat bırak beni." Henüz hiçbir arkadaşımın olmadığı bir dönemdeydim. Açıkcası Chanyeol'ün benden hoşlanması bu yüzden aşırı hoşuma gitmişti. Birileri tarafından görülürdüm. "Asıl sen beni rahat bırak. Çık artık aklımdan."
Chanyeol'le ilişkimiz aslında Chanyeol'ün beni rahat bırakmamasıyla başladı ama ona göre ben onu rahat bırakmıyordum.
Öyle böyle ilerledik.
O senenin yaz tatilinde;
Öpüştük, el ele tutuştuk, sinemaya gittik, ben ölürsem naparsın sorularımı sordum, uyuduk, seviştik ve bunlar olurken evdeki fırtınalar benim ruhum duymadan daha da şiddetlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
keşke kedi olsaydım | chanbaek
Fanfiction"Sorularım saçma değil." dedim burnumu çekerek. "Saçmalar ve eğer teklifime hayır dersen kimse sürekli kediye dönüşsem beni sever misin diye soran biriyle evlenmez. Ben senin tek şansınım şu an." 151220