Chanyeol'ün sinirden yumruk yaptığı ellerini bile görmezden gelebilmeyi başarmış ve çemberde Jongdae'nin yanını almıştım. Chanyeol de tabi ki en az benim kadar inat birisiydi. O da Sehun'un yanında yerini almıştı.
İlişkimiz bu hafta çok fazla sağlıksız ilerliyordu. İkimizin de inat biris olması çok kötü bir şeydi. Alttan alan taraf yoktu. Sakin olan taraf yoktu. Birbirimize benziyorduk ve bu her şeyi güzel yaptığı kadar bok da ediyordu.
Şişe döndü. Bir ucu Jongin'de diğer ucuysa hiç tanımadığım birinde durdu. Jongin doğruluk dedi ve cinsel hayatıyla ilgili hiç merak etmediğimiz bir şeyi itiraf etti.
Şişe tekrar döndü. Oyun birkaç dakika beni ve Chanyeol'ü ilgilendirmeyecek şekil de devam etti. Şişenin bir ucu Chanyeol de durdu. Diğer ucu bende durdu. Şeytan böyle istemişti.
"Doğruluk." dedi Chanyeol gözlerini benden bir saniye bile çekmeden. Onu burda herkesin içinde zora sokmayacaktım tabi ki ama az önce balkonda yaptığımız tartışmada ısrarla tekrarladığım soruma bir cevap gelseydi iyi olurdu diye de düşünmüyor değildim. "Sence..." dedim. "Bu gece en güzel kim olmuş?" gözlerine hiçbir şaşırma ifadesi yoktu.
"Yuki." dedi. Gözlerinde yine hiçbir ifade yoktu ve ısrarla bana bakmaya, bakışlarını kaçırmamaya devam ediyordu. Sinirden delirmek üzereydim. Chanyeol'ü öldürecektim. Yuki'in kıkırdayan sesi cinlerimi tepeme çıkartıyordu.
Kalkıp gitmek için yerimde sürekli kıpırdanıyordum. Oyun o sıra da devam ediyordu. Saçma sapan şeyler oluyordu ama ben ilgilenemiyordum. Chanyeol'ü öldürecektim! Yemin ederim boğacaktım onu.
Sonra çok saçma bir şey daha oldu. Tam oturduğum yerde doğrulacakken, şeytan bu gece için şişeyi 2. defa durdurdu. Jackson ve ben de. Bakışlarım sinirden kasılan Chanyeol'e döndü. "Cesaret." deyiverdim. Gözlerim sanki Chanyeol'le oynuyormuşuz gibi ondaydı. Kaşları çatıldı.
"O zaman..." dedi Jackson. Hepimizi ateşlere atacaktı. "Beni öp." Chanyeol'ün ağzından ufak bir kahkaha çıktı ama diğerlerinin gürültüsünden dolayı duyulmadı. Sinirden gülüyordu. "Yok artık." dedi. Birazdan Jackson'ın üzerine atlayacakmış gibiydi.
Olduğum yerde öylece kaldım. Jongdae kıpırdamam için beni dürttü. "Hadi artık Baekhyun! Sabaha kadar seni bekleyemeyiz."
"Ya-yapamam." dedim. Çünkü yapamazdım. Eğer inat edip Jackson'ı öpersem Chanyeol kesin ayrılırdı benden. Haksız da sayılmazdı. Bu yüzden yapamazdım. Bu inat olsun diye Yuki'ye güzel olmuş demekle aynı şey değildi.
"Neden?" dedi Jackson. Cevap vermedim. Diyecek bir şeyim elbet vardı ama söyleyemezdim. "Hoşlandığı biri var." Jongdae benim yerime konuştu. "Sanırım aramızda, onun için öpmüyor." Chanyeol'ün gözleri büyüdü. Dudağı zevkten kıvrıldı çünkü bunu birine söylemiş olmam bile büyük bir olaydı.
"Oyun bozanlık yapıyorsun." dedi Yuki. "Altı üstü bir öpücük." bu kızı tüm gece görmemezlikten gelmeye çalışıyordum, sussa iyi olurdu. Ama tabi ki inat eder gibi susmuyordu: "Bana gelseydi.." dedi Chanyeol'e doğru eğilerek "Öperdim."
Kimse sevgilime o kadar yakınlaşamazdı. Kimse sevgilimi öpmeyi düşünemezdi. İki kaşımı kaldırıp Chanyeol'ün bir şey demesini bekledim. Demedi. Tam olarak burda damarım attı. Ayağa kalktım. Aslında Jackson'ı öpmek için kalkmamıştım ama sanki onun için kalkmış gibi olmuştu çünkü Jackson da benimle beraber kalkmıştı.
Tam önümde durdu. Bana bir adım daha attı. Gitmek istediğimi nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum, başka bir şey değil. Ama yakındık, bence çok değildi tabi ki. Titriyordum. Chanyeol için çok yakın olmalıydık ki birden o da ayağa kalktı.
"Yeter bu kadar!" Chanyeol beni kolumdan tutup geriye doğru çekti. Jackson'la aramıza girdi. "Baekhyun kimseyi öpmeyecek." Onun cümlesinin hemen ardından Sehun da ayağa kalktı.Titremeye devam ediyordum. İşte hayatım boyunca kaçtığım tek şey sonunda beni bir çıkmaz sokakta yakalayıvermişti. "Sana ne bundan Chanyeol? Bırak ne bok yiyorsa yesin." dedi Sehun.
"Yiyemez." dedi Chanyeol ve ardından Jackson'a döndü. Koca gözlerini daha da büyüttü. İşaret parmağını onun göğsüne uyarır şekil de vurup, her kelimesine bastırdı: "Sevgilimden. uzak. dur."
Kocaman bir sessizlik. Gözler bana döndü. Herkes itiraz etmemi falan bekliyordu büyük ihtimalle ama bunu da yapamazdım. Chanyeol sevgilim değil diyemezdim, onu seviyordum ve bunu söylemek onu çok fazla seven birisi için imkansızdı. İşte her şey ortaya dökülmüştü.
"Şaka mı bu?!" Sehun kahkahalarının arasından konuştu. Chanyeol'ün koluna dokundu. "Şaka değil mi?" dedi. Bir cevap alamadı. Elini saçlarında gezdirdi, kendi etrafında döndü. Tekrar bir kahkaha bıraktı ve bunları yaparken hala korkudan titriyordum.
"Sana inanamıyorum Baekhyun." Sehun yanıma yaklaşırken, Chanyeol onu kolundan tuttu ama bu boş bir hamleydi. Tam dibime girip beni göğsümden ittirdi, 1-2 adım geriledim. "Her şeyimi aldın. Her şeyimi alıyorsun! Senin hiç utanmam yok mu?!" bağırdı.
"Sehun!" Chanyeol onu kolundan tutup dibimden çekti. Etrafta videoya çeken telefonları görüyordum, şaşkın bakışlarla bizi izleyen kalabalıktaki fısıltıları duyuyordum. Kusmak üzereydim.
"Bu..." dedi Sehun beni, bizi çeken telefonlara gösterirken "Bu kişi. Byun Baekhyun bir orospu. En yakın arkadaşımı ayarttı! Onu benden almak için orospuluk yaptı!"
Gözümden saniyesinde yaşlar dökülmeye başladı. İşte bu yüzden saklamak istiyordum. Sehun yine zorbalıklarına devam edecekti, yine insanlara rencide olmaya başlayacaktım. Chanyeol'e senelerdir anlatmak istediğim şey tam olarak buydu.
Aklımdan ne geçiyordu bilmiyordum, düşünmeyi bile kesmiştim. "Yalan söylüyor!" dedim geriye çekilirken. Ağlamam da hala devam ediyordu. "Sevgili falan değiliz! İftira atıyor bana! İkiniz birleştiniz ve böyle bir oyuna karar verdiniz, değil mi? Rahat bırakın beni artık!" kocaman bir sessizlik oluştu. Ağzımdan hıçkırık kaçtı. Chanyeol'ün donan bedenini görmek beni delirtmek üzereydi. Herkesin bakışları ona döndü.
"Gidelim." Jongdae beni kolumdan tutup sürükledi. Arkamda bir kavga bıraktığımın farkındaydım. Sehun'un Chanyeol'e bağrışlarını duyuyordum ama dinleyemiyordum. Dünyaya kapanmıştı algılarım. Aklım bundan sonra başıma gelecekleri düşünüyordu sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
keşke kedi olsaydım | chanbaek
Fanfiction"Sorularım saçma değil." dedim burnumu çekerek. "Saçmalar ve eğer teklifime hayır dersen kimse sürekli kediye dönüşsem beni sever misin diye soran biriyle evlenmez. Ben senin tek şansınım şu an." 151220