1.8

137 10 4
                                    

Taehyung'dan*

Huzursuzdum gereksizce.
Huzursuzlaşıyordum geçen her dakika.
İşler daha kötüye gidiyordu bunu biliyordum.
Her ne kadar güçlü olsamda onunla sınandığım bir durumda güçlü olamam.
Yenilirim.
Kim olursa olsun yener beni.
Tek korkum bu değildi.

O kendini öldürtmezdi.
Planları olduğu gerçekti.
Planları vardı.Hemde kötü planlar.
İntikam alacaktı.
Planlamıştı.
Ortaya birşeyler bir kişiler çıkacaktı.

Ve hayatımız mahvolacaktı.

...

Saat öğleden sonra 5,6 gibi.Jennie'ye baktım.Morali bozuktu.
Üzgün duruyordu.
Ne yapabilirdim ki?

Aklıma gelen şeyle arabayı sağ doğru sürdüm.

Jennie bana baktı.

"Taehyung,neden yoldan çıktın?"

"Birazdan görürsün."

Şüphe ile bana bakmaya devam etti.

Onu kendini iyi hissedeceği yere götürüyordum.
Ona burası iyi gelecekti.
Mutlu olacaktı.

Götüreceğim yerin sokağına girdiğimiz zaman sevinçle bana baktı,anlamıştı.

"Taehyung!" Gözleri parlıyordu.

Arabayı park ettim.Hemen indi ve yanıma geldi.

Sım sıkı sarıldı.
Yanaklarımda öptü.

"Teşkkürler,hemde çok teşekkürler!"

"Mutlu olduysan bende mutlu olurum.Hadi tut elimi."

Elimi tuttu ve mezarlığın içine doğru yürüdük.
Annesinin mezarına gelince eğildi.
Mezarın başlığına doğru elini uzattı.
Okşamaya başladı.
Bana baktı ve ayağa kalktı.
Yanıma geldi.
Elimi tuttu.

"Böyle olmasını istermiydi?" sordu.

"Eminim O'da böyle olmasını isterdi.Hatta senin kararlarının arkasında olman onu çok gururlandırırdı."

Gülümsedi.

"Peki onun annemin yanına gitmesi,korkar mı ondan? Ya da birşey yaparmı ona?

"Eminim ki ondan korkmaz.Annen orada çok mutlu ve çok güçlü, ama O yaptığı kötülüklerin bedelini güçsüzlükle ödeyecek.Korkma O orada çok mutlu.Mutluluğunu Tanrı'dan başka kimse bozamaz."

Saçlarını önümden çekerken konuştum.Rahatlamıştı.Hissedediyordum.

Bana baktı.

"Sende onlar gibi beni bırakıp gitme.Lütfen..."

Korkakça baktı bana.Tüm sevgimle,baktım gözlerinin içine.

"Bu dünya yerle bir olsa da,dünyanın öbür ucunda olsan da,her ne olursa olsa da seni bırakmayacağım güzelim.Sen benimsin,ben senin..."

Güvenle başını annesine çevirdi daha sonra bana.

"Hadi gidelim bu kadar yeter..." .

Kafamı salladım.

"Olur,hadi gel..."

Elinden kavradım onu.Arabaya gidene kadar hiç bırakmadım.

Arabaya oturdu ve eve gidene kadar hiç konuşmadı.Bende.

Eve geldiğimizde paltosunu çıkardı ve askılığa astı.Daha sonra yukarı odaya çıktı,peşinden gittim.

Kapıyı kapatacağı sıra benim geldiğimi gördü ve girmemi bekledi,içeri girdiğimde kapı kapadı.
Ardından perdeyi.

Yatağa oturdum onu izliyordum.

Üstündeki şeyi çıkardı ve uzun,bol,rahat olan sweatshirtünü giydi.Altındaki ispanyolpaça olan gri pantalonunu çıkardı ve şortunu giydi.
Ardından çıkardığı kıyafetleri katladı ve dolaba koydu.

Ardından bana baktı.
Yanıma oturdu.

"Taehyung,ne oldu neden böyle bana bakıyorsun?"

Sordu büyük bir ilgi ile.

Ona baktım.Belinden kavradım ve kendime çektim.Bana sarılmasını sağladım.
Onu öpmeyi bıraktım ve konuşmaya başladım.

"Sedece seni özledim bu kadar..."

Kıkırdadı.

"Öyle mi? Bende seni özlemiştim."

Bana daha çok sarıldı.
Onu daha çok sarıldım.

Ama sadece sarılmak ile kalmak istemiyordum.

Nedensizce o an,akan her kanım,her milimim onu istiyordu.Delicesine.

Kendime ne kadar hakim olmaya çalışsamda olmuyordu.

Onu belinden kavradım ve tek hamlede kucağıma oturttum.

Ters bir tepki vermemişti.Gülümsedi,gülümsedim.

Dudaklarını dudaklarıma değdirdim.Karşılık verdi.

....

Offff yazarken gerildim.Kestim biliyorum.
Aslında bu olayı burda bitirmeyi düşünmüştüm.

 ᴘʀᴏᴘʜᴇᴄʏ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin