🎶Bölüm 1🎶

279 113 1K
                                    

Herkese merhaba sevgili okurlarım, nasılsınız? Ben hikayeme geri döndüğüm için çok çok mutluyum ❤️

Çok uzun zamandır boşlamıştım burayı, bir türlü yedinci bölümü yazamıyordum, kafam bir şekilde hem çok dolu hem de bomboştu. Bu yüzden ben de hikayemi en baştan düzenlemeye başladım. Zaten 1 yaşımızın dolmasına şunun şurasında ne kaldı ki?

22.10.2021 bu hikayeye başladığım ve heyecanla ilk bölümü paylaştığım gündü🥺

Umarım yeni halini çok seversiniz. Hikayenin ana temasında çok fazla değişiklik olmayacak. Sadece daha fazla betimleme yapmaya çalışacağım ve yazım kurallarına dikkat etmeye çalıştığım bir düzenleme olacak.

Bölüme başlamadan önce küçük yıldızımızı hafifçe kaydıralım🌠

BÖLÜM 1

Herkes arardı gönlüne uyacak bir parça, peki ben ne aramıştım bunca sene? Ve en önemlisi ne bulmuştum şimdi onda?

🏖️🏖️

"Armoni! Kızım öğlen oldu, kalksana artık. Yumurtanı yaptım bile, hadi kalk daha evi temizleyeceğim. Seni bekliyorum."

Ve işte aynısından bir sabah daha. İster yaz olsun ister kış, her güne böyle başlıyorum. Tabii şükürsüzlük yapmıyorum. Annemle babam yanımda, başımı sokabileceğim bir evim var, düzgün bir gelir gelebilecek küçük sayılmayacak bakkalımız var. Ama yine de...

"Kızım kime diyorum?" Annemin şuh sesi holden odama kadar gelmişti yine, her sabah beni böyle uyandırmaktan hiç vazgeçmiyordu.

"Kalkıyorum anne." Gözlerimi ovuşturarak yatakta oturur pozisyona geldim. Bütün geceyi deli gibi yatmamdan kaynaklanan manzaraya baktım; üstüme örttüğüm incecik örtü ayaklarımın dibinde yerini bulmuş, üstelik çarşafımın da bir tarafı yataktan kaçıp bacaklarıma dolanmıştı. Ayağa kalkıp işlevli kullanmadığım makyaj masamda ki aynama baktım.

Akşam banyo yapıp kuruması için açık bıraktığım saçlarım iki senedir tarak değmemiş yerlilerin saçlarına benziyordu. Hayatında hiç yerli birini gördün mü diye soracak olursanız da, hayır, hiç görmemiştim. Her neyse, zaten konumuz bu değildi. Sahi, konumuz neydi ki? Benim boş hayatım.

Elimi yüzümü yıkayıp üstüme çekidüzen verdikten sonra kime çektiği belli olmayan kızıl saçlarımı taradım. Bir keresinde küt bir kesim yaptırmıştım ama bana hiç yakışmamıştı. O yüzden kestirdiğim saçlarımı kaynak yaptırıp öyle gezmiştim. Birde boş boşuna ona para vermiştim. Cimri değilim ama kim kendi saçlarını kaynak yaptırıp kafasına takardı ki? Tabii ki benim gibi uyumsuz biri.

"Günaydın güzeller güzelim."

"Günaydın anneciğim. Babam bakkalda mı?"

"Evet. Sabah ben açacağım diye söz verip kalkmadığın için baban bakkalda." Evet, öyle bir şey söylemiştim. Ama ne yapayım yani? Akşam geç uyuduğum için sabah yine uyanamadım. Anneme bakıp paçayı kurtarmak adına gergince sırıttım.

"Ehehe, evet, ben beş dakikaya gidiyorum. Merak etme anneciğim."

"Tamam tamam, kahvaltını yap, sonra ne zaman istersen gidersin." Bunu derken tavada çevirdiği omleti tabağıma bıraktı ve ikimize de çay koydu.

"Aslansın, kaplansın sen." Biraz abartayım bari, abartmaktan zarar gelmez.

"Sensin aslan, saçlarına bak hele sen bunun. Bana aslan diyor birde." Dedi annem gülerek. Gerçekten saçlarımın kime çektiği belli değildi. Sanırım en son annemin büyük ninesinde böyle kızıl saçlar görülmüş. O zamanlar daha fotoğraf makinaları olmadığı için ben görmedim elbette. Annem anlatmıştı.

Kalbimin Tek NotasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin