7.Bölüm(Artık istesem de kalamam burada)

73 3 0
                                    




Mine kenardan siyah bavulunu sürükleyerek gar dolabın önene getirdi. Mert hala onu izliyordu, ne yaptığını anladı ama hiç ses vermedi. Mine dolaptan kıyafetlerini elline alarak bavulun içine koydu. Mert Mine'ye yaklaşarak yanına gitti. "Ne yapıyorsun"

"Görmüyor musun? eşyalarımı topluyorum"

Mert Mine'nin ellerinden tutup onu kendine çekti. Sadece nefes alışverişleri duyuluyordu, konuşmadılar.

"Ne yapmaya çalışıyorsun"

Mine gözleri dolu bir şekilde "Hiç bir şey" diye fısıldadı.

"Anlat bana, maddem halkısın anlat. Anlat ki bende senin haklı olduğuna inanayım"

"Anlatamam"

"Neden, neden anlatamasın"

Mine Mert den ellerini çekip Mert'e baktı.

"Az zamanımız kaldı, birazdan bana mektup gönderecek"

"Ne" Mert bir anda şoka girmişti. Hala Sude den bahsediyordu.

"Ne diyorsun sen. Bana hala Sude den bahsediyorsun"

Mine geri çekilerek "Mert bunların hepsini yapmam gerekiyor" dedi.

"Neyden bahsediyorsun sen hala ya" diye bağırdı.

Mine hala hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

"Ağlamayı kes Mine. Bak sana son kez soruyorum o kızla ne alakan var?"

"Söyleyemem Mert" dedi. Mine bavulunu alıp odadan hızlıca çıkarak merdivenlerden yöneldi.

Mert arkasından "Bir daha gelme bu eve" diye bağırdı. Mine ağlayarak merdivenlerden indikten sonra hızlıca kapıyı açtı. Arkasını dönüp son kez eve bakıp umursamaz bir şekilde kapıyı kapatı. Serdar ve Beyza Mine'nin evden çıktığını gördü ama bir şey demediler.
Mert çaresizce merdivenlerden aşağı indi, umutsuzca salona yürüdü.
"Mert. İyi misin abi"
"İyiyim" dedi fısıldayarak
"Geç otur şöyle"
"Serdar. Eminsin dimi mektupta Sudenin adının yazdığına"
"Ya eminim abi. Hem o kızda bir şey vardı"
Mert kafasını kaldırıp "Nasıl yani"
"Bilmiyorum bana çok garip geliyordu. Yani böyle hareketleri falan. Ya bide bit insanın annesi ve babası ölmüş bide bunun üzerinden daha 2 hafta geçmiş sen gelde eğlen"
Beyza Serdar'a ters ters bakarken Mert Serdar'ı dinliyordu.

2 hafta sonra...
"Ya hadi Abi kalk da gidelim"
Mert kafasını eğip "yok siz gidin ben gelmiceğim"

"Abi niye gelmiyorsun. Hem Öner bize hep gittiğimiz dondurmacıdan dondurma alacakmış"
"Yok abi Ya bu gün pek havam da değilim siz eğlenmenize bakın"
"Ya olum olmaz öyl-"
Beyza Serdar'ın koluna vurarak "Tamam Mert biz çıkıyoruz o zaman. Evi dağıtma. Ömer sende hadi bir çıkamadın odandan"
"Geldim. Mert abisi niye hazırlanmadın"
"Mert gelmeyecek biz bu kadro gidiyoruz"
"Niye gelmiyorsun kardeşim. Sensiz tadı çıkmaz ki. Hem  dondurmalarda benden He" Mert sırıtarak "yorgunum kardeşim siz gidin"
"İyi peki sana paket yaparız o zaman"
Mert çaresizce kafasını sallayarak Serdar'a "Her zaman kinden"
"Tamam canım"
Beyza sinirlenip Serdar'ın koluna vurarak ilerledi. Serdar arkasından "Sende herkesi kıskanıyorsun be güzelim"
Evden çıkmışlardı. Mert bir yarım saat kadar telefonundan Mine'nin İnstagram hesabına girip onun fotoğlaflarına bakıyordu. Büyük bir iç çekerek telefonundan Sude'nin İnstagram hesabına girip gönderilerine girdi.
İlk öne çıkan gönderisinde bir yazı paylaşmıştı.

Artık herkes hakkettiği yerde. İnsanlar hakkettikleri yerde. Mutlular ama şuan daha zamanı değil. Bir gün olacak ve herkes gerçekten hak etiği yerde olacak. Bense senin yanında olucam '  ... '

Mert ekrana bakarken diğer gönderilerine açtı.
Ve o açtığı gönderi o an daha çok çökmesine neden oldu. Ekranda Sude ve Mine'nin bir fotoğrafı vardı. Mine arkada ciddi bir şekilde
Sude'ye bakıyordu. Sude fotoğrafın altına

"Bazen çok küçük düşürülürsün ve kimse seni sevmez, takmaz ama sonra bir gün birisi gelir senin suçlarına ortak olur"

Mert direk anlamıştı Mineden bahset istediğini. Başka hiç bir gönderisinde yoktu fotoğrafları.
Yaklaşık bir buçuk saattir Mert telefonunda takıldı. Artık sıkıldığında koltuktan kalkıp balkona doğru gitti. Camı açtı, etrafa baktı. Dışarısı çok sakindi saat 4:30 civarında bir şeydi. Gözüne bir kız ve bir erkek kestirdi kavga ediyorlardı. Onların arkasında bir kız vardı siyah saçlıydı. Mert onu Mine'ye benzeti. Ama sonra saçmaladığını anladığında camı geri kapatıp oturma odasında ki koltuğuna dönecekken kapının çalmadı oturmasına engel olmuştu. Mert kapıya doğru uyuşuk bir şekilde ilerleyerek kapıyı açtı. Kapıda kimse yoktu. Sağına baktı soluna baktı, kimse yoktu
"Çocuklardır" diye fısıldayıp kapıyı tam kapatıcaken yerde bir mektup gördü. Eğilip mektubu aldı. Önce Sude gene Mine'ye mektup göndermiştir diye düşündü. Mert kapıyı kapatıp koltuğa oturup mektubu açtı.
Devam edecek...

ruhumdaki sesWhere stories live. Discover now