8.Bölüm(Her şeyi bilmen gerekmiyor)

77 3 0
                                    




Bu mektup Mine'ye değil, sana Mert. Mine benim yanımda. Bu mektubu sana her şeyi anlatmak için yazdım. Ben Mine'nin annesinin ve babasının yerini öğrendim,  oda bunu karşılığında benim istediklerimi yaptı. Ne yaptırdığımı öğrensen benden iğrenirsin ama bir gün öğrenirsin. Mine şuan annesi iile babasının yanında. Yan binamda oturuyorlar. Onlar eskiden burada oturuyorlardı, bende onların yanına taşındım. Seni özledim. Seni sevmediğimi düşünüyorsun ama seviyorum.
Her şeye engel oldular. Ben seni bırakamazdım. Şimdi ben gidiyorum Minede artık yüzü varsa döner yanınıza.
Görüşürüz:Sude

(Mine'nin anlatımıyla)Sabah kalktığımda saat üç'ü bulmuştu bile

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Mine'nin anlatımıyla)
Sabah kalktığımda saat üç'ü bulmuştu bile. Dün çok yorumcuydu benim için. Annemle babamın yanında mutluydum ama yanımda olması gereken bir kişi vardı, ama onunlada aram bozuk. Yatağımdan kalktığımda elimi alnıma koyduğumda yanıyordum resmen. Umursamayarak yataktan kalkıp aynamın önüne geçtim. Sadece onu düşünüyordum. O yokken hayat resmen bana zehirli. Onunla eğleniyorduk hata market anılarımız bile olmuştu, bunu ona yaşattığım için çok pişmanlık duyuyorum ama bir gün gelince bana hak vericeğini umuyorum.
Elime takı aynamdan siyah bir toka alıp siyah saçlarımı kavrayacak şekilde topladım. Telefonuma girip wasap'ıma girdim. Okul arkadaşım Cansu mesaj atmıştı
-ya nerdesin kızım in aşağı hemen. Olaylar var
Yazısını gördüm, anlam veremeyerek sırıtım. Ama bildirimlerimde Cansu'nun beni tam 25 kere cevapsız aradığını görünce ister istemez ağzımdan "yuh" kelimesi çıktı. Hızlıca aramalara girip Cansu'yu aradım. Bir iki dakka sonra bana dönüş yaptı.
-Bekle arıyorum Mert
Dediği anda anlık bir şokla ayağı fırladım.
Kekeleyerek -Ne Mert'i Cansu
-He Mine hemen aşağı in Mert'in seninle konuşacak konuları varmış seni bekliyor
-Ne, neden burada o
-bilmiyorum kızım seni sordu bütün mahalleye ayağa kaldırdı herkese sordu seni
-tamam iniyorum gitmeyin bir yere
-tamam görüşürüz
-Görüşürüz
Telefonu kapatıp hızlıca odadan çıktım. Annemler mutfak masasında oturmuş hala televizyonda Müge anlı izliyorlardı.
-Anne ben iki dakka kapının önüne çıkıcam
-Kızım gel yemek ye öyle git
Ben anneme cevap vermeden evden çıktık. İlerledim, dışarısı çok sessizdi.
Kuşağına bir fısıltı sesi geldi
"Piş Mine buradayız"
Diye fısıldadı. Mert gözükmüyordu.
Hızlıca tanına gittim. Cansu önümde durmuş beklerken Mert kaldırıma oturmuş bana bakıp beni süzüyordu. Kafamı hayırdır anlamında Mert'e salladım. Mert bana göz devirerek ayağa kalktı.
"Mine Mert senin-"
"Sus. Seninle konuşup hemen gidicem"
Mert Cansu'nun lafını kesmişti.
"Tamam sor"
"Yada bu bir soru değilde 2 haftadır cevabını alamadığım bir şey"
Ben kafa salladım.
"Annenle baban yaşıyorum"
Ben kafamı eğdim.
"Şş kaldır kafanı. Ben sana soru sorduğumda cevap ver kafanı eğme"
"Evet yaşıyorlar"
Mert ellerini birleştirerek "ne işler karıştıyordunuz"
"Hiç bir şey"
"Aynen ya tabi karıştırmıyordunuz. Sen resmen bana ihanet etin. Sude bana her şeyi anlatı"
"O zaman neden buraya bana soru sormaya geldin"
"Ay işte seni görmek için anlamadın mı hala"
Mert Cansu'ya tip tip bakarak "hayır o yüzden değil. Sana bir şey daha sorcam"
"Tamam"
"Beni gerçekten kullandın mı Mine"
Bir şey söyleyemedim. Olay tama olarak nereye çıktığını bile tam anlayamamıştım.
Mert bana yaklaşarak ellerimi tutu "Sadece gerçeği öğrenmek istiyorum hadi anlar bana"
Boğazımı temizleyerek "hayır ben seni kullanmadım kulanmamda" Mert kafasını sallayarak "anladım" diye fısıldadı. Bana bakıyordu, ama umut dolu gözlerle bakıyordu. Utanıp başımı eğdim. Küçük bir sırıtmazsan sonra bana "sen bir daha gülme nolur"
Daha çok gülmeye başladıktan sonra "allah allah niyeymiş o"
"Bilmem bekin çok güzel güldüğün için bu yakışıklı çocuk etkileniyordur senden"
"Bak sen. Kimin bu yakışıklı"
Mert hiç duraksamadan "ben başka kim olacak" dediği anda ben ve Cansu bu sefer kendimizi tutamadık, mahalle resmen bizim kahkahalarımızla dolmuştu.
"Mine"
"Efendim"
"Eve gidelim mi"
Gülmeye başlayıp "ne" dedim şaşkınlıkla.
"Evet bize gidelim ne olacak ki" o kadar tatlıydı ki Cansu'ya yalvarır gibi baktım. "Tamam tama siz gidin ben seni idare ederim"
"Çok saol kanki hadi görüşürüz"
"Arada bir işe yarıyorsun He aferim" dedi Mert. Ben gülerken  Cansu Mert'e göz devirip gitti.
Mert ellimi tutu. "Mert"
"efendim"

"Serdarlar beni istemezse"

"Ben konuşucağım onlarla"

"Tamam" dedim ve el ele yürüdük.

ruhumdaki sesWhere stories live. Discover now