ep2: "Dirty Dreams."

287 20 23
                                    


Kaos.

Yaşadığım, içinde bulunduğum durumu özetleyen tek kelime buydu. Bir bilinmezin içine sürüklenirken yönetmenin bugünkü çekimi sonlandırdığını duydum ve ilk defa kimsenin yüzüne bakmadan çekimin yapıldığı yerden ayrıldım. Oyunculara ayrılan odada yüzümdeki rahatsız edici makyajı silerken tamda zamanıymış gibi içeriye Mae girdi ve tuhaf bir şekilde gerildim.

"Amma yorucu bir gündü," dedi gülümseyerek aynanın karşısına geçtiğinde. Dudaklarımı gülümsemek için zorlarken, bu durgunluğumu fark etmiş olacak ki makyajını temizlemeyi bırakıp bana döndü. "Sen iyi misin?"

"İyiyim," dedim hemen. "Neden sordun?"

"İyi görünmüyorsun, o yüzden sordum. Gün boyunca bir tuhaftın."

Yine, gülümsemeye çalıştım. "Biraz uykusuzum belki ondandır," deyip ekledim. "Bugün çekimlerde baya yoruldum, eve gidip uyusam bir şeyim kalmaz."

"Peki." deyip önüne döndü ve makyajını temizlemeye devam etti. Yüzümü silerken bir yandan da yan gözle onu inceliyordum. Orta boylu, siyah saçlı, beyaz tenli, sevimli ve seksi bir kızdı. P'Mew'un nasıl insanlardan hoşlandığını çok iyi biliyordum ve Mae... tamda tarif ettiği kişiydi. Yine de onda ne bulduğunu merak etmiştim doğrusu..

Gözlerim onunla buluşunca hızla gözlerimi çekerek makyajımı temizlemeye bir son verdim ve odadan çıktım. Aklımda binbir soruyla diğer odaya geçtim ve üzerimi değiştirip setten ayrıldım.

Eve gittiğimde yaptığım ilk iş soğuk bir duşun altında saatlerce beklemek oldu. Ciddiyim, P'Best'in geldiğini belli eden tiz sesi salonda yankılandığında kısa süreli bir şok geçirdim. Sabah evden çıkar, bazen dizi setine uğrar, daha sonra işerine dönerdi. Akşam saat sekizde ise benim evime gelir, haftanın programını tekrar edip geri evine dönerdi. Reklam çekimi ve canlı yayın olduğu günlerde de asla yanımdan ayrılmazdı, bir saniye bile.

Yaklaşık bir buçuk saat suyun altında oyalandığımı fark edince kafamı kaldırıp yukarı baktım. Duş başlığından dökülen buz gibi su beni serinletmek yerine yakıyordu sanki.

"Kendine gel Gulf," diye mırıldandım kendi kendime. "Kendine gel."

Bunu kendime hatırlattıkça hafızama süzülen olaylar zinciri beynime kezzap döküp yakmak isteyeceğim türdendi.

Benim imza attığım kalemi kendi parmakları arasında dans ettirişi.. Bana oldukça havalı ama buram buram tehlike kokan gülümsemeyle baktıktan sonra aynı kalemle antlaşmayı imzalaması.. Kutlamanın devamına kalmayıp, imzayı atmadan önce sanki gözlerimin içine baka baka gösteriş yapan kendisi değilmiş gibi imzayı attıktan sonra bir daha yüzüme bakmadan mekandan ayrılışı..

"Ne yapmaya çalışıyorsun Mew.." Kafamda dönüp duran düşüncelerden biri sesli bir şekilde dudaklarımdan döküldüğünde banyodan çıkmış, aynanın karşısında saçlarımın nemini alıyordum.

"Gulf?"

Kafamı çevirip kapı dibimde bekleyen P'Best'i görünce hasta rolümü takınıp, "İyi değilim." dedim. Söyleyebileceği bir şeyi yoktu cevabını ilk önce vererek akıllılık etmiştim. Derin bir nefes alıp devam ettim. "Bugün programı es geçelim, yarın seni ararım. Olur mu?"

Beni onayladıktan birkaç dakika sonra dış kapının sesini duyunca gittiğini anladım. Ardından ben de belimdeki havluyu indirip iç çamaşırımı giyinmiş ve sadece o şekilde yatağın içine uzanmıştım. Gözlerimi kapatıp kafamdaki tilkilerin yok olmasını diledim.

İhtiyacım olan şey tamda şu an deliksiz bir uykuydu.

***

"Bu sahneyi yedinci kez tekrar ediyoruz, lütfen bitirelim artık!"

Tanrının İşareti: MewGulfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin