ep5: "Cheap thrills."

284 21 12
                                    


***

Gözlerimi açtığımda misafir odasındaydım ve başımda bekleyen bir adet P'Best vardı. Telaşla doğrulup yatağın diğer tarafını kontrol ederken P'Best bana deliymişim gibi baktı. "Ne yapıyorsun Gulf? Saat kaç haberin var mı? Çekimlere yarım saat geç kaldık! Derhal hazırlanman gerekiyor!"

Onun söylediklerini aklımın bir köşesine iterken gözlerim hala Mew'a ait bir şeyler arıyordu. Herhangi bir şey. Onun gece bende kaldığını kanıtlayacak türden bir şey. "O nerede?"

P'Best kaşlarını çatarak bana baktı. "Kim nerde? Neyden bahsediyorsun tanrı aşkına? Hazırlanman gerek diyorum!"

Söylediklerini ve onu umursamadan yataktan kalkıp doğrudan salona uçmadan önce yatakta veya odanın herhangi birinde bana bırakılmış bir not olmadığından emin oldum. Salonda bıraktığım telefonumu elime alıp hızla ekran kilidini açarken P'Best arkamdan geldi.

"Sen iyi misin?" diye sordu bu kez endişeyle. "Hasta falan değilsin değil mi?"

Aramalardaki son kayıtlarda Mew'un adı yazıyordu. Yani rüya falan değildi, gerçekti. Her şey gerçekti.

P'Best hala tereddütle bana bakarken, daha fazla endişelenmesine gerek olmadığını belirtmek için, "Ben iyiyim." dedim. O rahat bir nefes çekerken telefonum ellerimin arasında titredi.

Belki not bırakmamıştı,-zaten bizim olayımız not değil, mesajlardan ibaretti- ama bir mesaj bırakmayı akıl edebilmişti. Bildirim panelindeki adına tıklayıp yeni bir pencere açılmasını sağlarken ilk defa gece değil de gündüz vakti attığı mesajın heycanını yaşıyordum.

İlk mesaj tamamıyla teşekkürden oluşuyordu. "Her şey için bir kez daha teşekkürler. Başım çatlıyor ama daha iyi bir durumdayım. Beni kırmayıp ben uyuyana kadar yanımda kaldığın için ayrıca teşekkür ederim."

Hemen arkasından, "Bu arada ödeşeceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyorum," yazıp ardından bir fotoğraf gönderdiğinde nefesimi tuttum. Görüntü yüklenip açıldığında ise usulca yutkundum. Bu.. biz uyurken çekilmiş bir fotoğraftı.

Sabaha karşı çekildiğine emindim çünkü hem karanlık hem aydınlıktı. Yüzlerimizin sadece bir kısmı belirgindi. Mesala benim göz altıma değen kirpiklerimden uyuduğum çok belliydi. Mew'un gözlerinden ise yarı açık kapalı olduğu görülüyordu. Aydınlık tarafta kalan keskin çenesi uykusuzluktan kısılmış gözlerini gölgede bırakırken telefonum üçüncü kez titredi.

"İstediğin zaman lambayı söndür. Senin karanlığını da tanır, severim."

***

"Sorun çıkarmadığı için yönetmenine ve ekip arkadaşlarına ne kadar teşekkü etsen az bence," P'Best yayılarak oturduğu yerden bana bakarken sehpada duran çikolatayı ona fırlattım. Ağzı dolu olmadığı müddetçe konuşan biriydi ve şu an kafamı şişirmesini istemiyordum. Gece boyunca rahat edememiştim ve bir de yarım yamalak uykumun üstüne Mew'un mesajlarını görmek beni fazlasıyla sersemletmişti.

Evden apar topar çıktığım için kahvaltı bile edememiştim ve buna rağmen midem yanıyordu. Ağrıyı gidermek için set arasında bir şeyler atıştırırken P'Best gelmiş ve programımın üzerinden bir kez daha geçmişti.

Çikolatayı yemeye devam ederken daha baskın bir ağrı karnıma girdiğinde neredeyse acıdan inleyecektim.

"Neyin var?" dedi P'Best ağzı çikolatayla dolu olduğu halde. "Kötü görünüyorsun."

"Bilmiyorum," dedim istemsizce bir elim karnıma giderken. Çikolatayı sehpanın üstüne bıraktım ve iki elimi karnıma bastırdım. Çoğu zaman çekimler yüzünden sabahları kahvaltı edemezdim, yani bu sabah kahvaltı edemedim diye olan bir şey değildi, buna emindim.

Tanrının İşareti: MewGulfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin