marguerite

désirs

herkese selam şimdi herkese bi kaç sorum var umarım cevaplarsınız. ilk olarak bu ficde Jimin ve Jungkook erkenden sevgili mi olsun? yoksa biraz daha uzatayım mı? ve bana kaos fikri verin, böyle yüksek doz kaos uzun süre ayrı kalmalarını gerektirecek bi kaos. mesela kraliçe minsoo prensesi zehirleyip Jimin yaptı desin böyle şeyler istiyorum. fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim bebeklerim şimdilik iyi okumalar..
ÖNEMLİ
bol bol yorum istiyorum bol bol
...

Jimin burnunu sürttüğü buram buram yağmur ve mentol kokan boyundan kaldırmak istemese de güneş ışınları gözünün içine giriyor, ve uyanması gerektiğini vurguluyordu. bu yüzden rahatsızca uyanmıştı yeni güne. gözlerini açıp bi kaç dakika kendine gelmeye çalışmış ayılınca hafifçe dikleşmiş ve sevgili eşine bakmıştı. Jungkook çok güzeldi..

saçları beyaz yastığa dağılmış her bir teli farklı yönlere bakıyordu, dudakları şişmiş ve kızarmıştı, huzurla nefes alıp verdiği için gevşek suratı onu şirin bi görüntüye sokuyordu. Jimin eşine bakıp gülümsüyor ellerini saçlarına daldırmamak için zor duruyordu. ne olacak diye düşündü içinden sonuçta karşısında eşi duruyordu yabancı bi alfa değil. Jimin korkakça elini siyah uzamış saçlara daldırıp yavaş yavaş okşadı saçları, çok yumuşak çok ferahlatıcı saçları vardı. gözlerinin önüne gelen saçları sıcak basmasın diye çekmiş, alfanın alnını açıkta bırakmıştı. dün olanlardan sonra bi kaç dakikalık yatak sohbetinde Jungkook özel bi ilaç alıp rut dönemini bu ay bastırdığını söylemişti. Jimin hemen karşı çıkmıştı zira, bu alfanın doğasını bozuyordu böyle bi şeyi kendisi için yapmamasını istemişti ancak alfa bu ilacın bi zararı olmadığını söylediğinde Jimin biraz olsun rahatlamıştı.

Jimin sevgili eşinin hafif üstüne doğru çıkmış, bacağını rahatça beline atmış ve saçlarıyla oynuyordu. Jimin dayanamayıp Jungkook'un alnını da öpmüş ve hemen geri çekilmişti. ardından Jungkook'un kısa kirpikleri titemiş siyah gözleri yavaş yavaş aydınlık ortama açılmıştı. Jimin eşinin uyandığını görünce gülümsemiş ve elini çekmişti. "günaydın alfam" alfa duyduğu naif sesle tanrıya bunu hak etmek için ne yaptım diye sormuştu içinden. "günaydın omegam" Jimin alfasına gülüşünü bahşetmiş ve yataktan kalkıp beyaz sabahlığını üstüne geçirdi. bordo renkteki perdeleri açıp içeri ışık girmesini sağladı alfaya dönüp yatağa doğru adımlarken konuştu.

"festivaller yaklaşıyor dans gösterisi sergilemek istiyorum" Jungkook kaşlarını hafifçe çatıp merakla konuştu "dans edebiliyor musun güzelim?" Jimin kıkırdadı "küçüklüğümden beri bale eğitimi alıyorum alfa" alfa baleyi duymasıyla heyecanla gülümsedi, gözleri parlamıştı resmen. alfa 12 yaşından beri bale eğitimi alıyordu, baleye karşı hep bir ilgisi olmuştu alfa olsa bile böylesine zarif bir dans için kılıç ve ok dersleri arasında bale dersleri de almıştı. "bende bale yaparım.. 10 yıl ders aldım hala ara sıra dans ederim... omega istersen birlikte dans edebiliriz" Jimin memnuniyetle gülümseyip yatağa oturdu "olur tabii prensim, siz nasıl isterseniz." Jungkook Jimin'in her hareketiyle biraz daha aşık oluyordu ona, her hareketinde hayranlığı kat ve kat daha da artıyordu. Jimin ise Jungkook'a bağlanıyordu her dakika, her saniye kalbi daha onun bile bilmediği bi sevgiyle doluyordu.

ikiside gözlerini birbirine kenetlemişti klasik Jimin ve Jungkook bakışmasıydı bu. ne olduklarını bilmiyorlardı, ne olacaklarını, ne hissettiklerini, ve neden şu an nedensizce birbirlerine baktıklarını, hiç bir şeyi bilmiyordu bu ikisi bomboştu her şey. bu anı ahşap kapıdan gelen tıklama sesleri bozmuştu Jimin hemen üstüne çekidüzen verip ayağa kalktı, Jungkook ise kısa bi 'gel' komutu vermişti.

içeri omega bi kadın girmişti, siyah dalgalı uzun saçları, ufak bi burnu, kalın dudakları ve güzel gözleri vardı. Jimin kadının bedenini çaktırmadan süzmüş içinden yorumlamaya başlamıştı bile. kız 1.70 boylarındaydı incecik bi beli ve ince beline zıt gelen eşit göğüsleri ve kalçaları vardı, üstünde yeşil uzun bi elbise vardı yaka kısmı açık üst bölgesindeki korse iyice sıkılmıştı, kafasında ince bi taç vardı.