arrivée

1.5K 113 4
                                    


arayı çok açmamaya çalıştım bu sefer oy sınırı koyacağım, BU ARADA YENİ BİR FİC YAZMAYA BAŞLADIM. O KADAR MÜKEMMEL Kİ AŞIK OLMUŞ DURUMDAYIM. KİLLER CAN LOVE OLDU ADI VE ASİ BİR JİMİN YAPTIM. bu bitince o ficime geçicez babies hadi öptüm keyifli okumalar

olan olaylardan sonra saray epey çalkalanmıştı, zira Jimin her şeyi yakıp kavurduktan sonra uyumuş, ve Jungkook'un sarayda terör estirdiğini görmemişti. Jungkook Jimin uyuduktan sonra belli kararlar vermişti. ilk olarak sarayın en üst katında omega işciler ve beta korumalar olucaktı, alfalara yer verilmeyecekti. ikinci olarak, Jimin doğum yapana kadar saraya hiç bir şey almayacaklardı. yiyecek, içecek, hediyeler, davetiyeler, mektuplar hiç biri girmeyecekti. üçüncü olarak korumaların 3 katına çıkmasını emretmişti, Jimin'in en güvenli şekilde ona yavrularını vermesini istiyordu. Kraliçe Jeon kutlama yapmak istemişti, Jungkook buna ilk sıcak baksa da Jimin'in kafasının karışık olduğunu var sayarak bunu red etti.

bir kaç saat sonunda Jimin gözlerini aralamıştı, yanına bakındı kısa bir süre, eşini bulamayınca içini bir endişe kaplamış hemen ayağa kalkmıştı. tam o sıra kapı yavaşça açılmış ve içeri Alfası girmişti. onu görünce gülümsemesine engel olamayan omega, yine yatağa oturmuştu. Alfa ise onu böyle gördüğü için deli gibi mutluydu. Jungkook bir kaç adımla yatağa yaklaşıp, eşinin yanına oturup sırtını yatak başlığına yasladı, bacağına vurup kısık bir sesle konuştu. "gel kucağıma" Jimin gülümseyip eşinin sözünü ikiletmeden Jungkook'un kaslı baldırlarına oturdu. Jungkook hemen ince beli kalın kollarıyla sarıp onu tamamlamıştı.

Jimin dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı, gözleri Jungkook'un gözlerinden ayrılmadan konuşuyordu. "Jungkook bebek çok ani, ben ona nasıl bakarım bilmiyorum, ufacık elleri olur, böylr ayakları falan onu nasıl tutacağımı da bilmiyorum." Jungkook eşinin bu düşüncelerine sadece ufacık kıkırdamış iç çekip konuşmaya başlamıştı "bak şimdi Jeon Jimin, bir bebeğe bakmak elbette zor olacaktır, ama kendin dedin; onun elleri, ayakları, saçları, gözleri minnacik olucak o kadar tatlı bir varlık olucak ki onu içimize sokmak isteyip her şeyden korumak isteyeceğiz. hemde bize benzeyecek ben sana benzesin istiyorum, senin gibi sarı saçları yeşil gözleri olsun istiyorum, ancak ne olurla olsun bizim bebeğimiz olucak ve ben ona ileride istese bu krallığı bile verebilecek bir adamım. bakma konusunu da çok kafana takma, omegaların doğuştan bebek bakabilme, onlara alışabilme özellikleri vardır. Benim zaten bir bebeğim var, ona güzelce bakmayı öğrendim sıra diğer bebeğe gelicek işte."

Jimin Jungkook'un açıklamasından sonra içinin rahatladığını hissetmişti. kollarını sevgilisine sarıp dudaklarını onun dudaklarına bastırmıştı. Jungkook hemen eşine karşılık vermiş, kibar ama uzun bir öpücükle geri çekilmişti. Jimin de çekilip burnunu eşinin burnuna sürtüp, kucağından kalktı. "hadi aşağı inelim bizi merak ediyorlardır" Jungkook kafasını aşağı yukarı sallayıp, oturduğu yerden kalktı ve Jimin'in yanına gelip odadan çıktı. Jungkook eşinin belini kavrayıp merdivenlerden dikkatlice inmesini sağlamıştı. aşağı indiklerinde, büyük salondaki herkes onlara bakıyordu, en çok da kraliçe Min Soo. Jimin bu bakışlardan rahatsız olup Jungkook'un iyice arkasına saklanmak yerine dimdik durup onun yanındaki yerini aldı. Kraliçe Min Soo'ya bir kaç adım attı Kraliçe Jeon Jimin. işaret parmağını kadının omuzuna bastırıp onu yavaşça arkaya itti. "kraliçen olarak sana saygı, sevgi, ve şefkat verdim, seninle iyi anlaşmaya çalıştım. senin o küçük kafandaki tilkiler hiç susmadı, hep benim ve eşimin konumunu kıskandın. küçücük bir kızı bile bu işe karıştırdın ki, o küçük kız en azından abisini seviyor. seni Busandaki sarayda ziyarete gelicem kraliçem, bundan emin olabilirsiniz. tek bir farkım olucak bu sefer veliahtımla beraber gelicem." Kraliçe Min Soo susmakla yetinip Kraliçesinin önünde saygıyla eğilip bir kaç adım geriye gitmişti. arkasında da onu gururla izleyen eşi vardı, Jungkook'un gözlerinden resmen 'işte benim kraliçem' bakışları vardı. eski Kraliçe Jeon ise gelininin böyle mükemmel biri olduğuna şaşıyordu. Jimin bir kaç adımla eşinin yanına gelip tam yanında durdu. Jungkook boğazını temizleyip konuşmasına başladı. "duydunuz Kraliçe Min Soo, eşim ne derse o. Anne hadi yemeğimizi yiyelim, fazlaca acıktım." Kraliçe ve Prenses odadan çıkarken, kraliçe bununla sırıtmış ve saraydan ayrılmıştı. Kraliçe ve Prenses Jeon oturmuş yemeklerini yemeye başlamışlardı, Kral ve Kraliçe de öyle. bir süre sonra yemekleri bitince ikili kalkmıştı, tam o sırada prenses Jennie'nin ağızından kan dökülmüş ve ayağa kalkmışken sertçe yere düşmüştü. kraliçe Jeon'un çığlığı ile birlikte herkes oraya dönmüştü. Kral Jeon bir hışımla kardeşinin yanına eğilip kafasını kolunun üstüne koymuştu. Kraliçe Jimin'de hemen karşısında duruyor ve Kralına endişeyle bakıyordu. "Jennie, Jennie güzelim aç gözlerini hadi." kraliçe içindeki endişeyi öfkeye dönüştürüp kapıya doğru dönüp bağırdı "ağalar! hemen şifacıları ve hekimleri çağırın!" Jungkook eşinin ona böylesine yardımcı olmasına fazlaca sevinmişti, ancak bunu hissedemeyecek kadar korkuyordu, kardeşi onun biricik inci tanesiydi. Kraliçe Jeon sadece kızının yanında ağlıyordu. o sırada içeri şifacılar ve hekimler girmişti. Jungkook kardeşini kucağına alıp hızlı hızlı prensesin odasına çıkarmıştı. yatağa yatırıp yataktan biraz uzaklaşmıştı, Jimin Jungkook'un hafifçe kolunu okşayıp güven verircesine omuzuna ufacık bir öpücük bırakmıştı. "Jimin bunu kim yaptı?" Jimin kafasını olumsuzca sallayıp kraliçeyi ve kralını da alıp odadan çıkmıştı. "bilmiyorum Jeon bilmiyorum, ancak onu bulduğumda kendi ellerimle kellesini alıcam." tam o sorada yanlarına bir cariye ağlaya ağlaya gelmişti. üçlünün kaşları çatılmış ve cariyeye bakıyordı. bu anı Jungkook bozup kıza ne olduğunu sormuştu. "kralım Prenses Jennie'nin yemeğine ben zehir koydum, bunu yapmamı Kraliçe Jimin istedi" Jimin'in kaşları gittikçe daha da çatılmıştı, Jungkook ona baktığında içini, 'ya o kıza inandıysa' korkusu sarmıştı. "yapmadım, Jungkook yemin ederim ben yapmadım, Prenses Jennie buradaki en yakın arkadaşım, neden onu öldürmek isteyeyim." Jungkook Jimin'in saçlarına elini atıp okşadıktan sonra alnını öptü. "biliyorum sen yapmadın ve kimin yaptığını da biliyorum" Kraliçe EunMi oğluna dönüp aklına gelen isimle çehresindeki üzüntünün gidip yerine öfkenin gelmesine izin vermişti. "onu öldürücem, canını alıcam o kadının"  Jungkook annesine yaklaşıp ona sıkıca sarıldı. "anne sakın, ben idam cezası emrini vericem. aynı şey sana da geçerli ufak cariye"  Jimin cariyenin kolunda tutup onu ağalara teslim etmişti. O sırada odadan şifacılardan ve hekimlerden biri çıkmıştı. "prenses Jeon'u kusturmayı başardık, bir kaç saat dinlenmesi iyi olur kralım kendileri kısa sürede ilaçlarla ve güzel bir bakım süreciyle düzelicektir." herkes'in içini huzur kaplayınca Jungkook çekilmelerine izin vermişti.

Jimin Jungkook'a sarıldı. "atlattık bunu da" ardından eşinden ayrılıp kraliçe Jeon'a sarıldı "kraliçem üzülmeyin, kızınız gayet iyi. bebeğim bir sürü felaketle geldi aramıza,
/kıkırdadı Jimin ve konuşmaya devam etti/ çok güçlü bir veliaht olucak kraliçem, şimdi odanıza gidip dinlenin biz buradayız Kral Jeon ile birlikte"

Kraliçe Eun Mi kafasını sallayıp odasına doğru çıkmıştı, orada Jungkook ve Jimin yalnız kalınca Jungkook Jimin'in belini tutup onu kendine çekmişti. "sen kraliçe olmak için doğmuşsun, şu yaşında koca bir sarayı mükemmel bir şekilde yönetiyorsun sen benim olmaya layıksın sevgilim, yanımda durmaya layıksın. her şeyine aşığım tapıyorum sana." Jimin kıkırdayıp kollarını eşinin boynuna sarıp konuşmaya başladı "asıl ben sana tapıyorum, dokunuşun, ilgin, aşkın, sevgin beni deli ediyor sevgilim, seni çok seviyorum" Jungkook dudaklarını öpüp geri çekildi "seni çok seviyorum sevgilim"

tek oturuşta yazdım güzel oldu öptüm sizi görüşürüz güzeller.

margueriteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin